Aykut Kocaman 1 puana sevindi (Bursaspor 1-1 Fenerbahçe)

Fenerbahçe; Meireles, Mehmet Topal, Mehmet Topuz, Gökhan Gönül ve Yobo'nun sakatlığı nedeniyle, önemli eksiklerle çıktığı kadrosuyla, Bursaspor deplasmanından 1-1'lik skorla ayrıldı.

Bursaspor: Carson, Basser, Ömer, İbrahim, Vederson, Hakan, Murat, Belluschi, N'Diaye, Batalla, Pinto

Fenerbahçe: Volkan, Serdar, Bekir, Egemen, Hasan Ali, Selçuk, Cristian, Caner, Krasic, Kuyt, Sow

Fenerbahçe, maça çok kötü başladı ve son 5 dakika hariç maçın genelinde kötü bir oyun sergiledi. Rakibinin önde presle başladığı ilk dakikalarda, özellikle ilk 10 dakika orta saha çizgisini topla geçemedi ve kendi yarı sahasına hapsoldu. Ortada Cristian'ın kötü oyunu ve Selçuk'un her zamanki beceriksizliği ile stoperler topu oyuna sokmakta zorlandı.

Henüz 11. dakikada Murat Yıldırım'ın ceza sahasına gönderdiği topu çelmek isteyen Serdar; hangi ayağıyla vuracağına karar veremeyerek, beceriksiz bir hamle ile topu kendi ağlarına gönderdi. Fenerbahçe, henüz bir pozisyon dahi bulamadan golü kalesinde gördü.

Neyseki 23. dakikada Sow'un golü takımın imdadına yetişti. Paslaşarak kullanılan köşe vuruşunda Krasic, topu ön direğe koşu yapan Sow'a gönderdi. Sow'un şık kafa vuruşuyla skor dengelendi.

Maçın genelinde Fenerbahçe topun hakimi gibi görünse de, topu etkin kullanan ve oyunu istediği gibi yönlendiren Bursaspor'du. Ne varki ev sahibi ekip Volkan Demirel'e takıldı. Milli maçlarda hatalı goller yiyen Volkan; bu akşam kritik pozisyonlara yaptığı müdehaleler ile takımın mağlubiyetini önledi.

Özellikle Dakika 69, Belluschi'nin kaleye gönderdiği şut defansa da çarparak yön değiştirdi. Volkan ters ayağında yakalanmasına rağmen, kedi kıvraklığı ile yaptığı ters hareketle topa sahip olmayı bildi.

Fenerbahçe'de bu akşam sahanın en kötü isimleri Cristian ve Selçuk'tu. Aslında takım genelinde iyi oynayan oyuncu sayısı çok azdı. Ancak bu ikilinin etkisizliği orta alanın Bursaspor tekelinde kalmasına neden oldu.

Defans hattı Yobo'nun yokluğunda maç boyunca yüreğimizi ağzımıza getirdi. Egemen ve Bekir top ayaklarına geldiklerinde çok tedirgin davranıyorlar, orta alandan top isteyen de çıkmayınca, her defasında kaleciye geri pas atarak rakibin özgüvenine katkı sağlıyorlar.

Sağda Serdar; sağbek bölgesi ile hiç ilgisi olmadığını bu akşam kanıtladı. Üstüne üstlük bek-stoper görev karmaşası ile kendi kalesine gol atmayı da ihmal etmedi. En azından daha önce sağ bekte görev yapan Bekir'in, o bölgede görev alması daha mantıklı olabilirdi. Sol da ise Hasan Ali; ofansa katkı düşüncesi güzel ama soldan adam kaçırmaya devam ediyor.

Solda Caner; mücadelesi ve pozisyona girme isteği ile takıma katkı sağlıyor. Ancak topu gereğinden fazla ayağında dolandırması, 2-3 rakibini geçme inadı ve hatalı pas tercihleri ile sinirleri bozmayı da başardı. Sağda Krasic; forma giydiği ilk yarı boyunca ayağı yere sağlam basan ve etkili olan isimdi. Ancak rakip tarafından en çok pres altında tutulan oyuncuydu.

İleride Sow etkili oldu ve golünü attı. Fizik güç ve kondisyon açısından kendini toparlamaya başladığı gözden kaçmadı. Kuyt; maç boyunca koşmadı, pas tercihleri çok kötüydü. Pres yapan rakip karşsında yokları oynadı. Buna rağmen ikinci yarı oyundan, etkisiz Kuyt yerine golde asisti bulunan Krasic alındı. Bu sebeple Sow; ikinci yarı da yalnız kalmaktan kurtulamadı.

İkinci yarı oyuna giren Stoch; takımın ofans etkinliğini tek başına yüklenmiş olsa da takımın galibiyet golü bulmasını sağlayamadı. Zaman zaman hızlı hücum isteğine yardım bulamadı ve pas hataları yaptı.

Fenerbahçe; maç boyunca organize bir şekilde atağa kalkamadı. İleride yapılan çok basit pas hataları sonucu ve orta alandaki etkisizliği nedeniyle kendi kalesinde önemli pozisyonlar gördü. Aykut Kocaman'ın oyuna son 5 dakikada yaptığı müdehale ile 2 oyuncu değişikliğinden bir sonuç beklemek de tabi ki anlamsız olurdu.

Galibiyet golünü son 5 dakikada kovalamak, sürpriz bir şekilde bulabileceği golden medet ummak, maçta alınan bir puanı garanti görme kolaylığı, Fenerbahçe gibi bir büyük kulübe ve oyuncularına yakışmadı.

Fenerbahçe; yine bir milli ara sonrası, yine rakiplerinin puan kaybettiği bir haftada galip gelemedi. Önemli oyuncularının eksikliği mazerettir, özellikle uzun lig maratonunda. Ancak koskoca kulübün yedek kulübesinin hazır olmayışı ve özellikle kalitesizliği mazaret olmamalı.

Bu formayı giyen oyuncu top ayağına geldiğinde, eli ayağına dolanmamalı, "rakip geliyor" telaşıyla topa vurmamalı. Topla birlikte adam geçebilmeli, en azından bir adım öteye pas atabilmeli, kalecisine değil. Eminim ki Recep ve Salih sahadaki bir çok oyuncuya nazaran daha pozitif ve daha soğukkanlı hareket edebilirlerdi, tabi forma şansı verilebilirse.

Umarım sakat oyuncularımız, en azından Yobo, Gökhan ve Topal, Limassol maçına kadar hazır olurlar. Ve bu iki maçtan da kayıpsız ayrılabiliriz. Ligden ziyade şuan ki en büyük isteğimiz bu.