Aykut Kocaman’a yüklenmek, Fatih Terim’in önünde bükülmek!

Fenerbahçe-Gençlerbirliği maçı sonrası...

Bir gazeteci, Aykut Kocaman’a soruyor:

“Ev sahibi takımın oyuncuları bazen tribünleri galeyana getirebiliyor. Hakemi etki altında bırakabiliyor.”

Aykut Kocaman yanıtlıyor:

“Düşüncelerimi, duygularımı bana sorabiliyorsunuz, cevap da alıyorsunuz. Başka yerlerde de aynı sorulara muhatap bulursunuz umarım."

Aykut Kocaman’ın yanıtı, hemen Fatih Terim’e “gönderme” diye pazarlandı. Amaç, gündem yaratmak, sayfa/ ekran doldurmak, “haber” üretmek!.

Onlara, “İşleri bu!” diye bakılabilir.

Aykut Kocaman’ın efendi duruşu, soruları saygıyla yanıtlaması, hoşgörüsü nasıl algılanıyor?

Çaresizlik!

İlle de bir "çaresizlik" aranacaksa, muhataplar belli değil mi?

*****

Aykut Kocaman’ın yanıtından niye rahatsız olunur, iş, “adam olmadığı”na, “çaresizliği”ne kadar götürülür?

Fatih Terim’in “karizmatik olduğu”ndan dem vurmak, Terim’e her sorunun sorulamayacağı açıkça ilan etmek değil midir?

Örnekleme, karşılaştırma yapmak, bir alışkanlıktır. Ama örmek yanlış olunca, “mesaj”da da bir zorlama olur. Çünkü “düşünceyi geliştirme yolları”ndan biri olan örneklemede amaç, söyleneni “inandırıcı” kılmaktır.

Diyelim ki, öğretmen-öğrenci ilişkisi, her yerde örnek diye verilebilir, ama örnek, yerine oturmaz.

Sözgelimi, teknik direktör-gazeteci arasında, öğretmen-öğrenci benzeri bir ilişki olabilir mi?

Olamaz, çünkü farklı konumda olma söz konusudur.

Olur, diyenler, sınıfta kalmıştır!

*****

Görüyoruz ki, neredeyse aradan bir hafta geçti, Aykut Kocaman-Fatih Terim arasında “laf” taşıma, “kızıştırma”, sonra da bundan “haber üretme” tavrı sürüyor.

Aykut Kocaman dedi ki...

Fatih Terim dedi ki...

(Fatih Terim, “Benim tanıdığım, bildiğim Aykut Kocaman, birine bir şey söyleyecekse, direkt söyleyecek kalitede ve kişiliktedir.” dedi. Aykut denmesi, sizi rahatsız ediyor mu?"

"İsmimle hitap edilmesi, Fatih hoca veya başkası tarafından beni bozmaz. Söyenen sözler kişiyi bağlar. Ben mümkün olduğu kadarıyla insanlara hitap ederken dikkat etmeye çalışıyorum.")

Şimdilik gözlemlenen, her ikisinin de “oyuna gelmediği”dir.

*****

Aykut Kocaman ile Fatih Terim’i “atıştırma”nın nerede biteceği belli değil.

Taraflar var.

Fatih Terim’e, Aykut Kocaman’a sordukları gibi soru soramayanları savunmak için Aykut Kocaman”a “Adam ol da sen de yaptırma” demeye ne denmeli?

(Fatih Terim’in “Onu çekme, bunu çek!”ini sindirenler, “Onu sorma, bunu sor!” demesini beklemeden, ona uygun soru soranların olduğunu düşünenler de olacaktır kuşkusuz.)

"Adam olma”nın ölçütü ne ola ki?

Soruyu soruyla yanıtlayalım:

Adam olmak, Aykut Kocaman’a yüklenmek, Fatih Terim’in önünde bükülmek mi?
 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com