Aykut Kocaman'ın savunma psikolojisi

Aykut Kocaman'ın bu sezonki karnesi son derece kötü. Fenerbahçe takımı 8 maçın sadece 1'ini galip bitirebilmişse problem var demektir. Sistemini inatla koruyan, çareyi  futbolcuların performansının artmasına bağlayan Aykut Hoca -her ne kadar yönetim arkasında dursa da- tabiri caizse cepten yemekte.

Aykut Kocaman'ın psikolojisi artık savunma yapmaya endeksli. Geçen yıl yaşananlar Aykut Hocanın saçlarını beyazlattı. Kolay değildi elbette en yukarıdan aşağıya yuvarlanmak. Sağında solunda kim varsa futbolcu, yönetici demeden içeri alındı, hesabı olan herkes acımasızca vurmaya başladı. Tüm hesapları alt üst oldu.

İşin kötü tarafı ise bu psikolojik baskı Aykut Kocaman'ın futbol anlayışına da sirayet etti. Artık takımın ilk hedefi gol yememek. neredeyse 7-8 defansif yönlü futbolcuyla maça başlayan Aykut Kocaman dışarıdan bakanlar için gol yememeye çıkmış bir takım görüntüsünde. Spartak Moskova maçını anlarım da Elazığ Spor dahil hazırlık maçlarında da aynı durum sözkonusu olunca işler karışıyor.

Tüm maçlarda aynı senaryo yaşanıyor. Maça geride top çevirerek başlayan Fenerbahçe burada kaybettiği toplarla sıkıntı yaşıyor. Rakip gol atana kadar Fenerbahçelileri deli eden bu oyun devam ederken yenilen golün ardından 70-80. dakikalar arası bir kaç hücum oyuncusu oyuna giriyor ama hiç bir şey değişmiyor.

Galip gelmek için golün lazım aldığı futbol oyununda;  Fenerbahçe gibi hücumu kısırlaştıran, saldırmayan, ileride pres yapmayan ve her şeyden önemlisi tüm maçlarda, açıkara rakiplerinden daha az koşan Aykut Hocanın takımının galip gelme şansı son derece düşük oluyor.

Şimdi basit bir mantık yürütelim. Futbol oyununda galip gelmek için mutlaka rakipten daha fazla gol atmanız lazım bu bir. Daha fazla gol atmanız için de, daha fazla önde oynayıp, daha fazla rakip kaleye gidip, daha fazla oyuncuyla hücum etmeniz ve daha fazla mücadele edip koşmanız şart. Peki Fenerbahçe bu daha fazlaların kaçında rakibinden önde?  Hiçbirinde.

İşin özü şu ki, savunma psikolojisi elinde olmadan bu kadar gelişmiş olan Aykut Kocaman'ın bana göre bu işi, sistem, karakter diyerek geçiştirmemesi lazım. Önce kendi psikolojisini düzeltmesi sonra da futbolculara sirayet ettirdiği bu korku içgüdüsünü silmesi lazım.

Gol yemeden belki berabere kalabilirsiniz, ancak ileride gol için mücadele ederek zaten rakibi üstünüze gelmekten ürkütürsünüz. "En iyi savunma hücumdur" ilkesi diğer takımlara fazla gelebilir ama ismiyle zaten rakibi ürküten Fenerbahçe ve diğer büyük takımların en kolay galibiyet metodudur.

Fenerbahçenin 1-0' a oynayan takım görüntüsünden kurtulması ve seyircisine zevk veren bir kimliğe bürünmesi için artık birşeylerin değişmesi şart ve bunların en başında da Aykut Kocaman'ın inadının kırılması geliyor. Yanlışta ısrar olmadık yaralar açar. Zaten 8 maçın ancak biri kazanılmış, daha kötüsü, önümüzdeki 8 maçta o bir galibiyeti de alamamak olur. Ama oyundan taraftar zevk alır hiç değilse korkmadan takımının maçını izler.

Ey Aykut Hocam taraftar seni destekliyor ama sende biraz taraftarı anla, 8 maçta bir galibiyetin savunması "takım düzelecek" olmaz be hocam. Düzelecekse problem yok da, ya düzelmezse.......