Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ayna ayna, söyle bana

Her hafta bir konu seçip, onun üzerine yazmak ne kadar zormuş! Günlük köşe yazarlarının nasıl çalıştığını çok merak eder oldum. Yazacak şey kalmadı mı? Hayır, var. Örneğin hayatı ne kadar hızlı akıyor… 

Her şeyi yetiştirmek zorunda mıyım? Kim beni buna zorluyor? Hayatımın önceliklerini doğru olarak belirliyor muyum? Örneğin, içimde pişmanlıklar taşıyor muyum? Onların kefaretini ne zaman ödemeyi planlıyorum? Üzerimde taşıdığım çok mu ağırlık var? Değersiz bir sürü şeye mi sahibim? 

Kalıcı olan dostluklarım yok mu? Kaliteli fikirlere sahip miyim? Kendimi yüzeysel yaşıyor gibi mi hissediyorum? Yoksa dostlarımla sohbette alabildiğine hayatın dibine kadar inebiliyor muyum? 

Hayatın benden beklediği şeyi mi yapıyorum yoksa patronumun/annemin/toplumun beklediklerini mi? Peki, hayat benden ne bekliyor, biliyor muyum? (Ben, hayattan ne bekliyorum? diye bir soru yoktur, çünkü hayat bizim ellerimizde şekillenir.) 

Sorabildiğim sorular ve seçimlerim, benim bilincimin sınırları kadar, farkında mıyım? Hayat son derece adil, çünkü bana ihtiyacım olanı veriyor, anlayabiliyor muyum? Olgunlaşmak için önüme her seferinde kriz diye koyduğu, benim bilincimin sınırlarını zorlamam için fırsatlarım değil mi? 

Gerçekten, bu hayatta kendimi gerçekleştiriyor muyum, yoksa otomatik robotlardan biri miyim? 

Gerçeğin ısrarcı takipçisi miyim yoksa herkesin birbirine yalan söylediği ve yalan söylendiğini de bildiği bir ortamda mıyım? 

Parçalayan, bölen bir yaşam tarzım mı var, yoksa bütünleyen, birleştiren mi? Düşmanlık tohumları mı ekiyorum, kardeşlik mi? Anlayış mı geliştiriyorum, ego mu büyütüyorum? 

Hep alanlar tarafında mıyım? Oysa ki “Alanlar ağırlaşır ve batar. Verenler ise hafifleşir ve yükselir.” 

Başarı benim için çok kazanmak ve önemli bir pozisyona oturmak mı? Yoksa toplumda sevilen ve sayılan bir kişi olarak anılmak mı? 

İlişkileri yönetebiliyor muyum yoksa ilişkiler mi beni yönetiyor? 

Daha fazla özgürlüğü ne için istiyorum? Kafamın estiği gibi yaşamak için mi? 

Dik mi duruyorum, yoksa eğilmenin ne büyük alçakgönüllülük olduğunu keşfedebildim mi? 

Şeb-i aruz törenlerinde telefonunu veya çenesini kapatmayanlardan mıyım? 

Aşkı bedenlerin ötesinde yaşayanlardan mıyım? 

Hayallerim zamanı ve mekanı aşıyor mu yoksa küçük dünyamın içerisinde sıkışıp kaldı mı? 

Temiz hava, bol yeşil bana şiir yazdırıyor mu, hayatımda bir kere olsun Cereno de Bergerac gibi konuşmayı istemedim mi? 

Asalet nedir? Ben asil miyim? 

Ben kimim? Biliyor muyum? 

 

 

Bu yazı, Yeni Yüksektepe Kültür Derneği felsefi sohbetleri ışığında Bursa Hakimiyet Gazetesi Insan Kaynakları için hazırlanmıştır. 

 
Toplam blog
: 68
: 2603
Kayıt tarihi
: 27.05.11
 
 

Çoklu paydaş ortamında çalışma yeteneği, özellikle inovasyon ve kümelenmeyi teşvik etmek için kamu k..