Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ayna

Ayna
 

Eve gelmişti, sırılsıklamdı. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Bu deyimi seviyordu. Yorgundu. Ama çalışmaktan değil çabalamaktan. Herşey ve herkes için çabalıyordu, çoğu zaman da boşu boşuna. Üstündekileri çıkardı banyo kapısının önünde. Çırılçıplaktı şimdi. Keşke giysilerinden bir çırpıda kurtulduğu gibi kafasındakilerden de kurtulabilseydi.İnsan kendinden soyunamıyordu ki... Duşa girdi, suyu açtı, sıcacık su bu soğuk hava da nasıl da güzeldi, sanki bütün pisliklerinden arınıyordu yaşamının. Ne kadar kaldı suyun altında bilemiyordu. Banyodan çıktı. Aynada kendine bakmak istedi ama buhardan göremedi yüzünü. Buharların arasından görülen flu bir siluetti o. Kimler onu böyle flu görüyordu acaba ?

Kimler için açık ve netti ? Kimlere karanlık ve uzak ... Ve neden ? Salona gidip müziği açtı, odayı şimdi huzur veren bir ney sesi kaplamıştı. Odaya geri döndü. Bornozunu yere fırlattı. Bunu seviyordu ; eşyalarına istediği zaman özenli istediği zaman kaba davranmayı. Aynada çıplak vücuduna baktı. Göbeğine dokundu. Göbeği çıkmıştı biraz,onu mutsuz ediyordu bu çıkıntı. Elini karnının üzerinde gezdirdi. Keşke elinin altındaki çıkıntı bebeğine ait olsaydı. Ne kadar sık gelir olmuştu aklına bu düşünce. Yaşlılık mıydı bunun nedeni yoksa kendi yarattığı bir şeye sahip olma isteğimiydi insanın ? Belki de hayata karşı işte ben de bunu başardım diyebilmenin hazzı. Nedeninin ne olduğunu tam olarak bilemese de bir bebek sahibi olmak istiyordu. Sanki herşeyi güzelleştirecekti o bebek. Saçlarını taramaya başladı. Rahatlatıyordu bu hareket onu. Yüzüne krem sürdü, parfümünü sıktı, bacaklarını yağladı.

Bunları yaparken aynada hep kendini seyrediyordu ve seviyordu aynada gördüğü kadını. Çekmeceyi açtı yeşil bir külot giydi. Göğüslerine dokundu. Sonra ip askılı bir atlet giydi üzerine. Aynada son kez baktı kendine ve gördüğü resimden hoşnut mutfağa yürüdü. Bir şeyler içmek istiyordu şöyle buz gibi. Buzdolabını açtı eli hemen alışkanlıkla colaya giti ama göbeği geldi aklına ve büyük bir bardak buzlu su alarak salona geçti. Koltuğa oturup hemen koltuğun yanındaki okuma lambasını yaktı. Sonra sehpanın üzerinde duran kitabı eline alıp kapak resmine baktı, gülümsedi. Yakın bir arkadaşının kitabı en sonunda basılmıştı. Kitabın kapağında kendi gözleri vardı. Öyle istemişti arkadaşı. " Senin gözlerin benim aynam" demişti ve çekmişti bu resmi. Kitaba da bu konuşmadan sonra "Ayna" adını vermişlerdi. Kendi kitabı çıkmış kadar heyecenlı ve gururluydu. Arkasına yaslandı ve kitabı okumaya başladı. "Kadın sırılsıklam ve yorgun bir şekilde eve gelmişti. Dışarıda bardaktan boşanırcasına bir yağmur vardı. Seviyordu bu deyimi bardaktan boşanırcasına ... "

 
Toplam blog
: 42
: 6600
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben hep yazmak istedim ama hayata sıçrama tahtam beni yazılardan ve yazarak para kazanmaktan çok ..