Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aynada yenin acılarınızı

Aynada yenin acılarınızı
 

Kimi zaman öyle bir görür ki gönül gözü; karşınızdaki dimdik duran, dünya yansa umursamaz, ayağına kapanan olsa dönüp bakmaz denilen kişinin mağrur bakışlı gözbebeklerinin dibine yapışmış hayal kırıklığını da, yeni aşkları etrafında fır döndüren yüreğinin ortasındaki kocaman kara deliği de şıp diye fark ediverirsiniz. Kırıldıysa kalbiniz bir zamanlar yaralıyı tanırsınız siz de hemen; vurduysanız kırık bir sandal gibi fırtınalardan sonra kıyıya hayal kırıklığı yaşayanı hissedersiniz, aldatılıp ölümü gördüyseniz ihanete uğrayanın öldürülmüş halini farkedersiniz..

Bilir ve anlarsınız ki; bir zamanlar o da kuşatmıştır bir gönül kalesini. Sevgisinin en etkili silah olduğunu düşünmüş, kah aldığı başarılarla coşmuş, kah yaralar almış ama yılmamıştır. Fethedeceği gönül kalesi ezelden olmasa da ebede kadar kendine ait olacak, içinde hep mutluluk şarkıları söylenecek sanmıştır. Bazen ateş kesip yaralar iyileştirilmiş, bir beyaz haber güvercini gibi gelecek sevgi sözleri beklenmiştir. Aşk süprizleriyle dolu bir strateji için her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş, günler gecelere, sabır hayallere arkadaş edilmiştir. Gül kokan odalarında, güneş doğan sabahlarında zaferin kutlanacağı gün içindir çekilenlerin hepsi.

Ve bir gün, sonunda bir gün muzaffer kumandan olarak kalenin ta içinde, orta yerinde buluverince kendini, çekilen onca kahır ve özlem son bulacak sanmışken, aslında var olmayan bir hayalin peşinde savaştığını anlamak biraz zamanını almıştır elbet. Anlar anlar da insan, beyni ile yüreği ha deyince aynı fikre varamaz birden işte. Ümitsizce dolaşmıştır artık sahip olduğu kalenin sağını solunu, bir umut, belki bulurum diye uğrunda kan ve gözyaşı döktüğü aşkı, aşığı. Hızlı geçen zamana bulmuştur kabahati belki; soğuyan havalara, dökülen yapraklara, göçen kuşlara belki de. Sonra kendine dönmüştür sorgu; yaşlılığına, gençliğine, bilgeliğine, bilgisizliğine, çok fazla sevdiğine, az sevdiğine, yalan söylediğine, dürüstlüğüne, ümit verdiğine, ümitsiz bıraktığına yanmıştır. En acı veren işkenceleri yapmıştır beynine, yüreğine. Ölmek böyle oluyormuş demek diye düşünmüştür o acıların içindeyken; can çekişmek ne zormuş Allahım!

Bu acılardan kurtulup, suçluluk duygusunu yenecek ve gerçekleri görecek hale gelebilmesi ise bir ayna sayesinde mümkün olmuştur belki aylar belki de yıllar sonra. Arkası sırlı bir cam parçası değil, etten kemikten yapılmış bir insanoğlu dünyanın en mükemmel aynası olur bazen bakmasını bilene. Bakarsınız ta içine ve kendinizi görüverirsiniz o güne dek göremediğiniz en gerçek halinizle; eksiklerinizle, kusurlarınızla, güzelliklerinizle karşınızda duruverir yansımanız. Bunca zamandır yanlış yerlerde istiflenmiş olmaktan yorgun düşen düşünceleriniz yerli yerine oturur. Bir dinginlik sarar bedeninizi ve ruhunuzu.

İşte o an, tam o an yürüyüp geçip gidin o aynanın ve o yansımanın içinden, dışıyla içi aynı güzellikte, yeni gönül kalelerinin yeni fetih serüvenine doğru, cebinizde doğrulardan ve koşulsuz sevgiden yapılma silahlarınızla.

 
Toplam blog
: 22
: 1664
Kayıt tarihi
: 14.10.06
 
 

Merhaba, Okumaya olan sevdam beni yazmaya yöneltti ve artık sevgili dostlarımın da yüreklendirmesiyl..