Aynalara Dikkat! Başka Boyutlardan Aynalar Vasıtası ile Giriş Yapılabiliniyormuş

Biz çocukken babamın memuriyeti nedeniyle birçok şehirde yaşamıştık. Değişik kültürleri de böylelikle öğrenmiştik. Güzel vatanımın her tarafı ayrı bir güzellik. O zamanlar misafirliğe gittiğimiz bazı evlerde aynaların üstlerinde örtüler olurdu. Nedenini anlayamazdım.

Şimdilerde biliyorum.

Elifim (kızım) Kozmik Şifa Enerjisti (şifacı) olunca bazı olayları bende onunla birlikte öğrenmeye başladım.

Aynalara çarpı atma (ya da artı) gibi ve bunları yaparken söylediği duyamadığım yüzlerce kelime…

Bu ne dediğimde; Aynaları kapatıyorum dedi ve ilave etti “Başka boyutlardan girişleri kaldırıyorum”

O ne? Başka boyuttan giriş!

O zaman belli ki ayna nesnelerin görüntüsünü veren, ışığı yansıtan, cilalı ve arkası sırlı cam-dan ötesi bir şeylerin olduğu!

Öyle ya ayna kırılmasının uğursuzluk getireceğini hepimiz biliyoruzdur? Biz batıl inanç diyoruz.

Öyle midir?

İlk çağ insanı su birikintilerinde kendilerini gördüklerinde, ruhlarını gördüklerini sanmışlar ve korkudan suya ellerini sokup bulandırmışlar ve böylelikle ruhlarının da gittiğine inanmışlar.

İlk aynanın Mısır zamanında kullanılmaya başlandığı biliniyormuş.

Aynada gördüklerinin de ruhlarının bir yansıması olduğuna inanıyorlarmış.

Her zaman kendi ruhları olduğuna da kani olamıyorlarmış.

Bu böyle süre gitmiş.

Cam ve parlak olan ve kendi ya da başka siluetleri gördüklerinde ya korkmuşlar veya ruhların yansıması olarak düşünmüşler.

Dahası var, camlar düştüğünde veya bir şey çarptığında kırılan camların aralarındaki görüntülerden ziyadesi ile rahatsız olmuşlar. Onlara göre ruhları azap çekiyor ve onları terk ediyormuş.

Ardından Romalıların olayı var ki o da bir hayli enteresan.

Onlarda ayna kırılmasını uğursuz sayıyorlar ve uğursuz olan sürenin yedi yıl olduğuna inanıyorlarmış.

Dünyanın birçok yerinde ayna kırılmasının uğursuzluk sayıldığı bilinir.

Ayna kıran kızın yedi yıl evlenemeyeceği gibi,

Aynanın gece üstü örtülmezse uğursuzluk getireceği gibi,

Buna benzer birçok şey!

İnanmayalım dersek olmaz.

Elifin söylediği gibi başka boyutlardan geliş gidiş varsa o zaman bir çaresine bakmak gerekli diye düşünmekteyim.

Bir başka bilinmeyen ya da unuttuğumuz bir bilinende buluşuncaya kadar hoşça kalın.

Nazan Şara Şatana