Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '07

 
Kategori
Sosyoloji
 

Aynı çanaktan yemek

Bay Barzani PKK konusunda; “PKK’nın Kandil bölgesindeki varlığı bizim onayımıza bağlı değil, bundan emin olun. İran ve Türkiye sınırındaki bu uzak bölgede kontrolü sağlamak kolay değil.” ve “Bizim burada askeri olarak PKK’yla karşı karşıya gelmemizi beklememeli.” diyor.

Bay Barzani Türkiye konusunda ise; “Kendi topraklarında ya da sınırın Türkiye tarafında bir operasyon düzenlemek Türkiye’nin bileceği iş. Ancak sınırı aşan bir operasyonu kabul etmemiz ve oturup seyirci kalmamız mümkün değil. Türkiye’nin kendi egemenliğine verdiği önem kadar biz de kendi ülkemizin egemenliğimize önem veriyoruz ve koruyoruz. Bu en doğal hakkımız.” diyor.

Barzani’nin sözlerinden anlaşılıyor ki; PKK söz konusu olunca Kuzey Irak’ta kontrolü sağlayamıyorlar, Türkiye söz konusu olunca, egemenlik ve kontrolden söz ediyor. PKK söz konusu olursa, karşı karşıya gelmeleri beklenmemeli. Türkiye söz konusu olursa, karşı karşıya gelmeyi göze alıyorlar.

Tam bu ortamda yukarıdaki görüşlere sahip Barzani ile görüşmeden, diyalogdan bahsediliyor. Kimle ne görüşülecek?

Barzani’nin yukarıdaki açıklamalarını bir an için yok saysak bile kim kim ile görüşecek sorusunun yanıtı verilmeli? Barzani ile Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı mı yoksa bir bakanı mı görüşecek? Eğer böyle bir görüşme olursa; bundan sonra bizim başbakanlar, bakanlar ABD’de, Almanya’da ancak eyalet yöneticileri ile görüşürler. Federal bakanları, başbakanları, başkanları zor bulurlar karşılarında. Türkiye büyük bir devlet ise, bu göz önünde bulundurmalı. Bazı omurgasızlar, “Başkan Bush ile Barzani konuşuyor, ABD küçük devlet mi oluyor?” diyebilirler. Başkan Bush, Barzani ya da Talabani ile Irak Devlet Başkanı ya da bölgesel başkan sıfatları ile görüşmüyor. Başkan Bush onlarla, “otur dediğinde oturan, kalk dediğinde kalkan yaratıklar sıfatıyla” görüşüyor.

Otur denildiğinde oturan, kalk denildiğinde kalkanlar Türkiye’ye akıl da veriyorlar. Ne diyorlar: “PKK konusunu ele alırsak; Bu konuda geçmişte olduğu gibi alınacak askeri önlemlerin başarı sağlamayacağına inanıyoruz. Bu sorunu iyi bir şekilde çözmek için barışçı, siyasi adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer bir dost olarak bizim de bu sürece katkıda bulunmamız talep edilirse elimizden gelen desteği veririz.”

Bunları daha önce de duyduk. Kimden duyduk? ABD’den, Fransa’dan, İngiltere’den, Belçika’dan vd. Bu söylemi, Türkiye’den de seslendirenler var. Şimdi onlar, aklın yolu bir diyebilirler. Evet, aynı çanaktan beslenenler için, aklın yolu bir. Bu söylemi seslendiren içimizdekilere önerim: Türk tarihinin hangi dönemlerde yükselişe, hangi dönemlerde düşüşe geçtiğini araştırmalarıdır. Bakalım yabancıların söylemleri ile elit Türklerin söylemlerinin aynı olduğu dönemlerin, Türk tarihinin sıkıntılı günleri olduğunu görebilecekler mi?

Son söz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten: “Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.”

 
Toplam blog
: 22
: 865
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Lise mezunuyum. Zaman zaman her şeyi kafaya takan zaman zaman hiç bir şeyi kafaya takmayan bir yurtt..