Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '12

 
Kategori
Söyleşi
 

Aynı evde bir Ressam bir Filozof

Aynı evde bir Ressam bir Filozof
 

Cahit ve Şerife Karaç


Şair, düşünür, filozof Cahit Karaç ve eşi ressam Şerife Karaç ile Ankara Oran’daki evlerinde sanat dolu bir söyleşi gerçekleştirdik. Röportajımız sık sık okunan şiirler ve güzel sözlerle kesildi.

Cahit Bey kendinizi sevgi adamı ve filozof olarak tanımlıyorsunuz. “Gönül Harmanı” şiir kitabınız 2002 yılında, “Sözün Özü” kitabınız 2007 yılında yayımlandı. Ekim 2012’de ise, “Sözün Özü”nün genişletilmiş baskısını çıkardınız. Alfabetik sırayla yazdığınız özlü sözlerin doğum süreci nasıl oluyor?

Estağfurullah efendim.

Yaşadığımız dünyayı okuyup anlamaya, anladığım hayatı da tüm insanlarla paylaşarak yaşamaya çalışıyorum. Bu anlama ve paylaşımda sevgi esastır. Sevgisiz hayatta birliktelik olmaz. O nedenle de, ben hayatımı sevgi üzerine oluşturdum ve yaşıyorum. Bu altmış yıldır böyledir.

Güzel söz üretmekte hayat için oluşturduğum bu sevginin bir eseri, bir ürünü, bir olgusu, bir sonucudur. Diye düşünüyorum.

SEVGİ İNSANIYIM

A’dan Z’ye kadar binlerce söz var bu kitabınızda. Sosyal ağlarda kısa özlü sözler paylaşarak popüler oluyor insanlar. Sizin kitabınızdaki sözleri de alıp kullanabilir mi herkes? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Konuşmamızın başında da belirtmiştim. Aslında ben bir sevgi insanıyım. Bu bağlamda bütün çalışma ve eserlerimden dünyada yaşayan bütün insanlar hiçbir izin almadan, telif hakkı ödemeden yararlanabilirler. Çünkü sevilen güzel şeyler paylaşıldığında büyür ve değeri artar. Paylaşılarak büyütülen değerde hepimizin payı olacağı için herkesin paylaşıp bu değere katkı sunması beni ziyadesiyle memnun eder. Çok da sevindirir.

Ancak hakkın teslimiyeti açısından konuşurken ya da yazılı eserlerinde sözlerimden bahsedip paylaşanlar, kaynak gösterip isim kullanırlarsa sevinip mutlu olurum.

Cahit Bey,“Sevgi, paylaşmaktır. Aşk, gülü dikeniyle avuçlamaktır” diyorsunuz. Bu felsefeyi hayatınızın her aşamasında kendiniz de uyguladınız mı?

Evet, efendim; Sevgi tüm hayatı acısıyla tatlısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle, beklenir beklenmedik her şeyiyle paylaşmaktır. Çünkü paylaşıldığında acılar diner, üzüntüler gider, dertler silinir.

Paylaşılan tüm güzellikler de ister istemez büyür. Bunların hepsi yaşam içinde insana güç kuvvet verir. Yaşama hevesimizi çoğaltıp, azmimizi artırır.

Bu bağlamda kendi içimde oluşturup yaşadığım sevgi atmosferini çevreme yaymaya çalışırken, karşılaştığım tüm zorlukları da yine sevgiyle aşmaya özen göstermeye çalışırım.  Çünkü emeksiz kazanç, kazançsız yemek olmaz. Yemek için çalışıp kazanmak, sevmek için emek vermek gerekir.

Onun için hayatı kaçan değil, içine girip sevgiyle her şeyi paylaşan kazanır.

KAİNAT MATEMATİK, HAYAT EDEBİYAT

“Kainat Matematiktir, Hayat Edebiyattır. İkisini de Öğrenmek İnsanlıktır”diyorsunuz. Bu tür anlamlı sözlerle insanlara vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?

Dünyada en büyük güç bilgidir. Bilgi gücüne sahip olmak için de yaşadığımız dünyayı iyi okuyup, iyi öğrenip, doğru anlamamız gerekir ki,  dünyadaki varlığımızı sürdürebilelim. Dünyayla yarışıp, insanca yaşayalım. Zenginliğimizi artırıp, özgürlüğümüzü koruyalım. İnsanlığın, insan olma çıtasını da yukarı çekip yaşadığımız hayat standardını yükseltelim.

İşte bunun için matematik, fen ilmi okuyup öğrenmek ne kadar gerekli ve şart ise, kendi içimizde birbirimizle anlaşıp kaynaşırken, bütün dünyayla da anlaşıp uyum sağlayarak barış içinde yaşayabilmemiz için de mutlaka edebiyatı iyi öğrenmemiz gerekir ki, gerçek anlam ve manada insan olup çağdaş bir dünyada insanca yaşayabilelim. Bu sözü bunun için söyledim.

Sanat yanı ağır basan bir ailesiniz. Eşiniz Şerife Hanım da ödül almış bir ressam. Çocuklarınız da sanatla ilgili mi?

Estağfurullah efendim. Bunlar herkesin yapabileceği şeyler. Asıl hayatı yaşamak zor. Onun için Benim en büyük ödülüm; hayatım, eşim ve çocuklarım.

Çocuklarımızda şimdilik öyle bir şey görünmüyor ama sanata karşı da ilgisiz değiller.

EVİMİZDE DÖRT FİLOZOF VAR !

Şerife Hanım, resim maceranız nasıl başladı? Hangi sanatçılarla çalıştınız? İlk serginiz ile nasıl eleştiriler veya övgüler aldınız?

Çocukluğumdan beri resimle ilgiliyim.  Kâğıt ve kalemi bir arada bulunca hemen bir şeyler çizmeye başlarım.

Kültür Bakanlığından kısa dönem desen dersleri aldım. 1997 yılından itibaren tuval üzerine yağlı boya resim yapmaya başladım. İlk sergimi 1999 yılında Kültür Bakanlığı resim galerisinde açtım. İlk resimlerimi sergileme cesaretini bana resimlerimi görüp beğenen o zamanki heykeltıraş ve galeri müdürü olan Sayın Necdet CAN beyin tavsiyesiyle açıp sergiledim.

Nasıl eleştiri aldığıma gelince; Çoğunluğu övgü olmak üzere elbette ki, bazı öğretici eleştiriler de almadım değil. İleriki yıllarda ben bunların hepsinden ders alıp resim yapma sanatımı daha çok geliştirdim.

Ressamlığınız ev hanımlığınızı da etkiliyor mu? Sanat eseri gibi pastalar, börekler yapıyor musunuz?

Resim yapmanın verdiği hazla, günlük hayatın olağan stresinden uzak kalıyorum. Bu da ev hayatımı olumlu yönde etkiliyor. Tabiî ki, yemek yaparken de lezzetin yanı sıra görselliği de önem veriyorum.

Bir filozofla aynı evde yaşamanın zorlukları var mı? Keyifli felsefi sohbetler yapılıyor mu evinizde?

Özellikle de hafta sonu kahvaltılarında keyifli sohbetlerde, evde bir değil, dört filozof olduğu ortaya çıkıyor. (Gülüş İşareti) Bunun da ne anlama geldiğini lütfen yorumlayın.

  

 

 
Toplam blog
: 306
: 1007
Kayıt tarihi
: 29.01.08
 
 

Çevre Mühendisiyim. Kitap okumayı, film izlemeyi, yazı yazmayı seviyorum. 2 erkek çocuk annesiyim..