Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '17

 
Kategori
Bayramlar
 

Ayranımız Yok İçmeye...

Ayranımız Yok İçmeye...
 

Bayram tatili 10 gün olsun diye çıldırdı millet! Hayaller kuruldu, adaklar adandı, istiarelere yatıldı, ön rezervasyonlar yaptırıldı, haberler yakın takibe alındı. Toplu dualar dahi edilmiştir.

Şaşkınlık içinde izledim olanı biteni.

“Yahu Mehmet, sen zaten Antalya’da yaşıyorsun; Kemer'de tatil için mi bu arzu bu telaş?”

“Yahu Şükrü, kredi borcunu ödeyemediğin için kanuni takibe gitmek üzere olduğunu söylüyordun, şimdi ne demeye tatil 10 gün olsun diye çırpınıyorsun?”

Kendinden geçmiş haldeydi millet! Savunmaları da hazırdı: Türk Turizmini canlandırmak vatandaşlık göreviydi.

Peki, Yunanistan’a koşanlara ne demeliydi!

“Anne, baba, hala, teyze, mezarlık ziyaretleri; bayram alışverişleri ne olacak?” gibi saçma (!) bir soru sormadım tabii.

Dertleri başkaydı çünkü.

“Lanet olsun; cuma akşam uçakları dolu, cumartesi sabahı uçuşları da acayip pahalı. Tatilin uzayacağını bir ay önce söyleselerdi ya.”

Güzel kardeşim, 1 kilo çikolata alıp evde otursan!

Olmaz! Hedefe kilitlenmiş; o Bodrum’a, Alaçatı’ya gidilecek, binlerce lira savrulacak, her gün zilzurna sarhoş olunup huzura erilecek!

Oysa yaşlı teyzen yolunu bekler! Hani Burcu da babaannesini tatile götürdü ya (!) sen de teyzeni mi götürseydin!

En kötüsü de çocukken bize öğretilen bayram felsefesiyle bugünkü taban tabana zıt!

Bayramdan 10 gün önce bayramlıklar alınırdı bana ve birinci günden önce giyemezdim. Ceketimin iç cebinde de bayram harçlığım olurdu. Ve komşular karşılıklı ziyaret edilirdi, bazılarına ben de götürülürdüm. Kimi büyüğüm mendil verirdi, kimisi de para.

Şimdiki çocuklara mayo, şnorkel, palet alınıyor; kendi bavulunu hazırlaması söyleniyor, uçakta cam kenarında oturma sözü veriliyor. “Aman tabletini, telefonunu, şarj aletini unutma!” diye de tembihleniyor.

Bayram harçlıklarıyla alınan çatapatlar, misketler, topaçlar yok; gidilen lunaparklar da yok!

Bayram sabahı mahzun büyükleri arayacak vakit dahi yok! Açık büfe kahvaltıdan tabaklar tepeleme doldurulduktan sonra -iki lokma arası- gönderilen sms’ler var;

“Bayramınızı sağlık, mutluluk…”

Başta hitap yok ki aynı mesaj tüm rehbere gönderilebilsin!

Şaşırıyor ve üzülüyor büyükler tabii.

Ben böyle mesajları asla yanıtlamıyorum.

Ve ben şu çok çalışarak güçlü olmamız gereken günlerde tatilin 10 güne uzamasını değil, bayramın dahi 2 gün kutlanmasını yeğlerdim.

“Aloo Ata, valla sınır kapısına 5 km kala çakıldık kaldık, milim yürümüyor! Kavala’da gün batımını kaçıracağız!”

“Beter ol Niyazi.”

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..