Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Ayrıcalıklı bir sınıf olmak istiyorlar

Ayrıcalıklı bir sınıf olmak istiyorlar
 

Televizyonlara çıkan bir kısım konuşmacılar son zamanlarda değişik bir söylem kullanıyorlar.

“Eğer Kürtlerin yazgısı üzerinde karar veriliyorsa ve bu sorunun çözümü Kürtlerin milli varlığının tanımı ise sürecin başında önce onları tanımak gerekir…”

Ben böyle karmaşık lafları anlamakta zorluk çekiyorum. Bu sözlerin sahibi “Kürt sorunu”nun çözümü için aşırı milliyetçilikten uzak durulması gerektiğini söylüyor ama her sözünde de buram buram Kürt milliyetçiliği özlemi var.

“Sorun sadece Türklerle değil, Kürtlerle de görüşerek çözülmelidir.”

Bu zevat bu sözleriyle neyi amaçladıklarını da açık açık ifade ediyor.

“İç İşleri Bakanı sürekli olarak Türk tarafıyla konuşup onların önerilerini dinliyor. Onlarla niye konuşuyorsun ki? Ne söyleyecekleri belli değil mi? Ayrıca her gün köşe yazısı yazan bir gazeteciyle de konuşmanın anlamı yok. Onlar da nasıl olsa düşüncelerini yazıyorlar. Sorunu çözmek isteyenler Kürtlerle konuşmalıdır. Kürtlerin temsilcisi de İmralı’dadır…”

Şimdi bu ifadelerin sahibiyle oturup da demokratik bir tartışma yapabilir misiniz? Türkler dediğiniz ve bu ifadeyle açık açık ötekileştirdiğiniz, sizden olmayanları “ne söyleyecekleri zaten belli” diyerek konuşmalarını ve bu konuşmaların değerlendirilmesini faydasız sayıyorsunuz da İmralı canisinin yıllardır ne düşündüğü ve ne söylediği bilinmiyor mu? Yirmi altı yıldır terörü örgütleyip yöneten bu adam hem dışarıdayken, hem de içerideyken sürekli konuşmuyor muydu? Düşünceleri de, önerileri de zaten belli değil mi? Hem zaten, İmralı’daki terörist başının Kürtleri temsil ettiğini kim söyleyebilir ki? Her sözünün başında demokratik tartışma hakkından söz eden bu kişiler Kürt vatandaşlarımızın iradelerini nasıl ölçmüşlerdir acaba, söyleyebilirler mi?

İç İşleri Bakanının konuştuğunu iddia ettiği Türkler ile konuşmadığını iddia ettikleri Kürtler kimlerdir(İmralı mahkumu hariç), bunu da açıkça ifade etseler…

O bahsettikleri köşe yazarlarının büyük bölümü zaten ülkeyi bölünmenin eşiğine getiren bu türlü fikirlerin savunucusu. Üstelik bakan ve milletvekillerimizin hangileri Türk, hangileri Kürt, söyleyebilir misiniz?

İnanın ki ben bilmiyorum. Şimdiye kadar merak da etmemiştim. Ama bu kişilerin bu türlü bölücü söylemleri devam ederse merak edeceğim ve öğrenmeye çalışacağım. Demokratik seçme hakkımı kullanırken şimdiye kadar hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım ve bu özellikleri de bir kriter olarak değerlendirmeye başlayacağım.

***

Türkiye’nin şu anda yaşadığı süreci Osmanlı’nın son dönemlerine benzetiyorum. Herkes bir hak, hukuk lafıdır tutturmuş gidiyor. Benim sahip olduğum ve de başkalarının sahip olamadığı hakların neler olduğunu gerçekten bilmek istiyorum. Yok böyle bir ayrıcalık. Ama sanırım asıl istenen, benim sahip olamadığım ve olamayacağım bazı ayrıcalıkları terörü silah olarak kullanarak benden zorla almaya çalışmaktır. Bazıları bu ülkenin onurlu ve eşit haklara sahip yurttaşları olmakla yetinmek istemiyorlar. Onlar özel hak ve ayrıcalıklara sahip imtiyazlı bir sınıf olmak istiyorlar ve bunu da silah gücüyle, terörle bize dayatıyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil.

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..