Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Ayrılacaktın da neden evlendin?

Doğarken biri gelip size, ‘Bir gün öleceksin, ama ölene kadar da çekmediğin eziyet kalmayacak’ deseydi, bu dünyada yaşamak ister miydiniz?

Evlenirken, ‘Bir gün ayrılacaksın ama ayrılana kadar başına gelmeyen kalmayacak, anandan emdiğin süt burnundan gelecek’ deselerdi, evlenir miydiniz?

Biri hoşunuza gittiğinde, ona, aşk nameleri söylerken, bir gün gelip birbirinize düşman olacağınızı, birbirinizin yüzüne karşı binbir hakareti edeceğinizi bilseydiniz, onu sever miydiniz?

Kötü bir evlat olacağını, başınıza dertler açacağını bilseniz, çocuk yapar mıydınız?

Boğulacağınızı bilseniz, denize girer misiniz? Düşeceğini bilseniz uçağa biner misiniz?

Yani geleceği görebilseydiniz, başınıza gelecekleri bilebilseydiniz, yapmak istediklerinizi yapar mıydınız?

Hayır?

İnsanoğlu eğer geleceğini bilebilseydi, adım bile atmazdı. Dahası kendi gönlüne kalsaydı kimse onu bu dünyaya getiremezdi. Bu yüzdendir ki insanın bir kaderi vardır ve bunu sadece Allah bilir, bize de buna inanmak kalır.

Yola çıkarız sonuna kadar gideriz, ister eğri olsun ister doğru, ister sürünerek gidelim ister koşarak, ister bir yılda bitsin ister yüz yılda ama yaşadığımız ömürde başımıza gelenlerin genel adı kaderdir. Neye göre? İnancımıza göre..

Peki bir insanın bir insana sormaya hakkı var mıdır?

“Benden boşanacaktın da neden evlendin?” diye.

Ya da;

“Benden ayrılacaktın da, neden sevdin?” diye.

Ve ya;

“Yürümeyecekti de neden ortak oldun?” diye..

İnsan böyle bir sonuca varacağını bilse evlenir miydi, aşkın biteceğini bilse sever miydi? Yürümeyeceğini bilse dünya kadar para koyup, ortaklık iş yapar mıydı?

Kokusu duyamadığı zaman çılgına döndüğü sevgilisini görmemek için köşe bucak kaçacağını bilse, semtine uğrar mıydı?

O zaman sormak niye?

“Böyle yapacaktın da, neden öyle yaptın?” diye.

Adam kendine öyle bir yaşam planı yapmıştı ki;

“Ellimde emekli olurum, beş yıl serbest meslek yaparım, etti elli beş, bir beş yılda emekliğin tadını çıkarır, sonra ölürüm.”

Sanki Allah’la anlaşması var.

Plana göre yaşı altmış oldu ölmesi gerek ama ölmüyor, altmış beş oldu ölmüyor, yapacak iş de yok, evde yatmayla zaman da geçmiyor… Yetmişe geldi, beli büküldü hala yaşıyor.. Her gün Allah’a dua ediyor ‘canımı al artık’ diye ama doğarken alnına bir ömür yazılmış yaşaması gereken, seksenini geçti hala soluk alıyor.

Bu adama sormak doğru mu şimdi? Ölmeyecektin de neden işi gücü bıraktın, inzivaya çekildin? diye.

Geleceği bilseydi emekli olur muydu, kendine uzun vadeli yeni işler kurmaz mıydı, meşgaleler yaratmaz mıydı?

Yapardı elbet..

O zaman söyleyin bakalım bana, bu sorudan ne anlıyorsunuz?

“Ayrılacaktın da neden evlendin?”

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..