- Kategori
- Anılar
Ayrışma
Musa'nın objektifinden
Yıllar sonra karşılaştık eski dostlarımla… Ortaokul ve lise yıllarına dayanan dostluk olunca “eski dostlar” demek abartı olmaz. Güzel günlerdi. Gizli gizli buluşmalarına, hasret gidermelerine yardım ve yataklık ettiğimi itiraf etmeliyim. Liseyi bitirdik. Evliliklerine aileleri karşı çıktı. Onlar da kaçarak evlendiler. Ben ise üniversite öğrenimini tercih ettim. Yıllar geçti. Çoluk-çocuğa karıştık. Arada görüşüyorduk. Son birkaç yıl taşınma, şehir değişikliği girdi araya. Ayrı düştük… Böyle ortak geçmişe sahip olduğunuz eski dostlar yıllar sonra karşılaşınca ne yapar… Sarılır… Hasret giderir… Yıllarca ortaokul ve lise sıralarını paylaştığım, dostum, sırdaşım arkadaşıma hasretle, heyecanla sarıldım. Aynı heyecanla karşılık vermedi sanki. O da sarıldı ama…
Eşi de eski can dostumdu. Biraz değişmişti. O yıllarda zaman zaman eşarp takıyordu. Modern giyinirdi. Artık türbanlıydı. Uzun pardösüsüne sımsıkı sarılmıştı. Olsun O eski dosttu… Elimi uzattım. Dost elini sıkmak üzere… Gözlerini kaçırdı. Ellerini birleştirdi. Dost eli havada kaldı. Ne yapacağımı şaşırdım. Bir şey geldi boğazıma düğümlendi. “Heey tanımadın galiba.. Ben kardeşin Musa” diyecektim. Diyemedim. Boğazıma düğümlenen şey buna izin vermedi. Sadece oradan uzaklaşmak istedim. “İyi günler” dedim. Koşar adımlarla anılardaki dostlardan uzaklaştım.
Kalabalık arasında yürürken yüzümün alev alev yandığını hissediyordum. Hiç kimseyi hiçbir şeyi görmüyordum. Kafamda sorular, sorular… Her soru ‘neden’le bitiyordu. Eski dostları benden uzaklaştıran nedeni arıyordum. Cevaplar görüşemediğimiz son bir kaç yılda yaşadıklarında gizliydi. Birileri bizi birbirimizden uzaklaştırıyordu. Birbirimize yabancılaşıyorduk.
Benim için artık yabancı, eski dostlarla son karşılaşmamızdı bu…