Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '13

 
Kategori
Futbol
 

Aysal, kendi ölüm fermanını imzaladı!

Aysal, kendi ölüm fermanını imzaladı!
 

Yukarıda okuduğunuz sözler, Fatih Terim'i Galatasaray'dan kovan başkan Ünal Aysal'a ait!


Şu an okumakta olduğunuz yazıyı, Fatih Terim'in Galatasaray'dan kovulduğunu öğrendiğim an yazacaktım. Ancak kritik Juventus maçı öncesi, bozgunculuk yapmamak için, bu yazıyı erteledim. Hazır milli maçlar nedeniyle lige de ara verilmişken, bence şimdi bu yazının tam sırası.... 

Aysal, Terim'i kovarak Galatasaray'da kendi sonunu hazırladı, kendi ölüm fermanını kendi elleriyle imzaladı. Tabi ki mecazi anlamda. Tabi ki başkan kalması açısından. Peki nasıl mı? Şöyle ki:

- Ön planda olmayı, medyada görünmeyi çok seven Ünal başkan; Fatih Terim'in karizması karşısında ezilince, takımını sırtında taşıyan deneyimli hocayı kazanmak yerine bozuk para gibi harcamayı tercih etti!

- Galatasaray camiasında herkesin bildiği yöneticileri tarafından Fatih Terim'e karşı sürekli doldurulan başkan; " Bu takımda hoca kadar benim de sözüm geçer! " diyebilmek için geçen sezonun  ortasında Fatih hocanın tüm muhalefetine rağmen, Sneijder'ı metezoru takım kadrosuna kattı. O gelene kadar tıkır tıkır işleyen takım düzeniyle Selçuk - Melo ikilisi; Sneijder gelince tepe taklak oldu, bir daha da dikiş tutmadı.

- Bir Galatasaray teknik direktörüne eleman yakıştırması yapan ilk başkan olan Aysal!; bu da yetmezmiş gibi, " Sneijderi de alırım, onu oynatacak hocayı da! " çıkışıyla kendi eliyle göreve getirdiği teknik adama Türk Futbol Kamuoyunun gözleri önünde gider yaptı, daha açığı, posta koydu.

- Fatih Terim'i göndermek için binbir Bizans oyunu deneyen başkan, çünkü üst üste 2 şampiyonluk yaşamış, Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamış bir hocayı kimse hemen öyle gönderemezdi; önce Abdulrahim Albayrak'la Ali Dürüst'ü yönetimden çıkardı, sonra da Terim'i çok rahatsız eden bir ortamı kulüp içinde süreklileştirdi. Galatasaray yönetim kurulu üyelerinin sağda solda uluorta hoca aleyhinde konuşmaları da dahil...

- Aziz Yıldırım'laşmaya fazlasıyla özenen, Galatasaray'ın 500 yıllık tarihinden, geleneğinden habersiz başkanı!; Galatasaray'da tek adam olmayı kafasına koymuştu bir kere! Ne yapsan çaresiz!

Başkanlığı döneminde kazanılan 2 şampiyonluğun kendisini yeterince güçlendirdiğini düşünen başkan, olağanüstü kongreyle görev süresini kendisine göre 3; Galatasaray iç tüzüğüne göreyse 1 yıl daha uzattı!

- Kurumsallaşmayı dilinden zinhar düşürmeyen Aysal!, Fatih Terim'i kurumsallaşmanın önündeki en büyük engel gibi göstermeye çalışırken; perde gerisindeyse, Galatasaray'da paralı başkanlar düzeni kurabilmek için elinden geleni ardına koymadı.

Tabi ki bunlar çok doğaldı... Futboldan anlamayan, sporculuk geçmişi de olmayan, yanlızca parasına güvenen bir başkan; Galatasaray'ı ancak bu kadar tanıyabilirdi! Türkiye'nin en büyük kulübüne ancak bu kadar başkanlık yapabilrdi!

- Ünal başkan döneminde borsada Galatasaray Sportif A.Ş. hisseleri üzerinden yapılanlarsa, apayrı bir hikaye! O hikayeye de başka bir yazımda değinirim belki.

- İmparator'un Galatasaray kulübü için ne anlama geldiğini, Galatasaray Tarihi'ndeki yerini, Türk futboluna kazandırdıklarını bunca zaman öğrenemeyen, anlayamayan bir başkan; onun yerine tabi ki ondan çok daha başarılı birini getirmeliydi... Ve kendine göre birini bulup getirdi sayın başkan... Bulunmaz Hint kumaşının yeni adı Mancini'ydi artık! Doğal olarak Mancini, Fatih Terim'den çok daha başarılı olacaktı. Bunun aksi beklenemezdı zaten; değil mi?

- Bu hesaba göre, Mancini'nin Galatasaray'a üst üste en az 3 şampiyonluk kazandırması ve Şampiyonlar Ligi'nde en az 1 kez yarı final oynatması gerekir!

- Gittiği her takıma tarihinin en yüksek bütçeli transfer harcamasını yaptıran, Balotelli, Tevez ve benzeri örneklerinde de defalarca yaşandığı gibi, çalıştırdığı takımın yıldızlarıyla sık sık takışan, havası ve kibiri her yere kendinden önce varan Mancini!; bakalım Ünal başkana ne tür süprizler yaşatacak!

Her açıklamasında " Biz görevde olduğumuz sürece Fatih Terim takımın başında. " diyen başkan; umarım onu Galatasaray'dan gönderebilmek için binbir deveye binbir hendek atlatırken, çoktan  unuttuğu o hendeklerinden birinde kalan Mancini deresinde boğulmaz!

Geçen gün okuduğum bir röportajında öldüğünde zengin bir adam olarak anılmasının çok da anlamı olmayacağını; ama eski bir Galatasaray başkanı olmanın onu tarihe geçireceğini söyleyen Aysal; bence tarihe geçmek için ölmeyi beklemek zorunda kalmayacak. Zira önümüzdeki mayıs ayında yapılacak Galatasaray kongresinde yeni bir tarih yazılacak ve çok büyük bir ihtimalle de Galatasaray yeni bir başkana kavuşacak.

Fatih Terim'i gönderen başkan, sadece futbol takımının hocasını kovmakla kalmadı. Bu kararıyla, kendi başkanlığının sonunu da kendi elleriyle hazırlamış oldu! Ne yazık! Halbuki Galatasaray'daki kişisel tarihini bugünkünden çok daha parlak bir biçimde yazabilirdi. Artık geçmiş ola!

İnsanoğlu ne anlaşılmaz bir varlık değil mi? Bazen, durduk yerde kendi tekerine kendi çomak sokabiliyor! Kendi ecelini kendi yazabiliyor! Tıpkı kendi başkanlığının sonunu neredeyse bir yıl önceden, taaa sezon başından getiren Ünal Aysal gibi!...

Eğer Ünal Aysal'ın Galatasaray gerçeğinden gerçekten haberi olsaydı, belki de o, Galatasaray kulübünün en büyük başkanlarından biri olabilirdi. Ancak Fatih Terim'i antrenman ortasında Florya'dan kovduğu an; bu şansını sonsuza kadar kaybetti. Geçmiş olsun sayın başkan!

Eeee!... Ne demişti atalarımız: " Kendi düşen ağlamaz! " dı; değil mi? Bence de öyle! Bence de!

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..