Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '12

 
Kategori
Özel Günler
 

Aysel Gürel

Aysel Gürel
 

Aysel Gürel


7 Şubat 1929Denizli - ö. 17 Şubat 2008İstanbul

Türk söz yazarı ve tiyatro oyuncusu…

Bir gün dönüp bakınca düşler
İçmiş olursa yudum - yudum yıllarını
Ağla - ağla firuze ağla... Anlat;
Bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu

Kiskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze
Sen nazlı bir çiçek bir orman kuytusu
Hüzün büğüsü gibisin sen Firuze

Duru bir su gibi bazen volkan gibi
Bazen bir deli rüzgâr gibi
Gözlerinde telaş yıllar sence yavaş
Acelen ne bekle Firuze

Acılı bir bakış yerleşirse eğer
Kirpiğinin ucundan göz bebeğine
Herşeyin bedeli var güzelliğinin de
Bir gün gelir ödenir, öde Firuze...

Bu sözler içimize ilk dinlediğimiz andan itibaren hüzünlü bir demet çiçek bırakmıştır. Firuze!

Çok sevdiğim bir şarkıdır. Benim şaşkınlığım çoktur bu şarkının sözlerinde! O kadar çok şeyi anlatmıştır ki! Şaşırmamak mümkün değil.

Sadece bu Firuze şarkısının sözlerinden bir roman yazabilirsiniz.

Bir gün dönüp bakınca düşler, içmiş olursa yudum - yudum yılları…

Bana hak verecek misiniz? Bilmiyorum…

Hepimiz, geçmiş zamanımıza, geçmiş yıllarımıza takılmaz mıyız, bakmaktan kasıt düşünmez miyiz?

Tabi ağlarız, hepimizin eskilerinde ne çok ağlanacaklar vardır.

Gençliğimize de yanarız zaman - zaman, gençlikteki güzelliğimize de!

Nasıl zamanın bu kadar hızla geçtiğine de!

Şu sözleri nasıl içimize işlemez!

Kıskanır rengini baharda yeşiller, sevda büyüsü gibisin sen Firuze…

Kıskanmak burada karşı tarafı mı? Değil. Yılları ve yıllar içindeki kendin mi?

Zamanın bıraktığı izleri ve en önemlisi eski seni kıskanırsın!

Aysel Gürel, hangi içsel sesini dinledi, hangi gönül telinin tınlamasına dokundu ki bu sözler dudaklarından döküldü… Lütfen şu sözleri içinize sindirerek ve bilhassa düşünerek tekrarlayın…

Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu, üzüm buğusu gibisin sen Firuze

Nazlı bir çiçek olduğunu söyüyor, yetinmiyor ilave ediyor, orman kuytusu, üzüm buğusu!

O nasıl bir sevgi, o nasıl bir yakarış, o nasıl bir görüş.

Hissetme, görme, isteme, arzulama, büyütme, yıldızlaştırma ve en önemlisi onu çok ama çok önemseme…

Bunun adı sizceAŞK değilse nedir?

Bunun içinde kutsiyet yokmu?

Bunun içinde eyvahları fark etmediniz mi?

Bunun içinde geçmişteki güzelliğin, gündeki yokluğunu hissetmediniz mi?

Duru bir su gibi bazen volkan gibi, bazen bir deli rüzgâr gibi

Aysel Gürel burada sizce kimden söz ediyor?

Kendinden!

Sevdiğinden!

Birilerinin sevdiğinden!

Ya da:

AŞK’tan sadece AŞK’tan.

Aşk böyle değil midir?

Bazen duru bir su gibi olmaz mı?

Bazen volkan gibi!

Bazen de, gerçekten deli bir rüzgâr!

Bu aşk olur, bu kendiniz olursunuz, bu en yakınınzdaki olur, bu birilerinin sevdası olur.

Bu herkesin gönlünde yatan Firuze’si olur…

Olur – da, olmasına! Bu nasıl dile getirilir?

İşte böyle dile getirilir ve denilir ki:

Gözlerinde telaş yıllar sence yavaş, acelen ne bekle Firuze

Hayatımız hep bir telaşın içinde geçmezmi?

Yılları çok yavaş buluruz, aslında inadına çok telaş ederiz. Ardından da:

Acelen ne bekle Firuze deriz…

Acılı bir bakış yerleşirse eğer
Kirpiğinin ucundan göz bebeğine
Herşeyin bedeli var güzelliğinin de
Bir gün gelir ödenir, öde Firuze...

Onu, saygıyla anıyorum… Onun şarkıları hep olacak. Aşkı bilenler, sevgiye inananlar, onu hiçbir zaman unutmayacaklar. Sonra birileri bir başka şairin sözlerini tekrarlayacak:

Çoktan unuturdum ben seni çoktan
ah bu şarkıların gözü kör olsun…

Onu unutmayacağız, şarkıları hep olacak…

 

 

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....