Aysun - Sema piknik platformu

Ne kadar istesem de Yalova ya gidemedim. Bunun acısını çıkartacağım tam tamına 2 adet MB piknik haberi gördüm. Sonra da Ali Gülcü'nün o muhteşem ironik yazısını ve Shalimar kardeşimizin romatizma ağrılarını anıştıran öf lü pöf lü yazısını okuyunca yazmaya karar verdim.

Bunda büyütülecek ne var a dostlar? Çok güzel işte!

Bu etkinliklerin adını Aysun_Sema piknik platformu koyalım ve dayanışmamızı gösterelim aleme..

Önce Aysun arkadaşımızın Polenezköy'deki o profösyonelce hazırlanacak panayır pikniğine katılıyoruz. Bu arada felsefi yazıların yazarı sayın Matilla'nın da doğum gününü kutluyoruz. Yiyip, içip eğleniyoruz. Şarkılar söylüyoruz. Masaysa masada...İskemleyse iskemlede...

Sevgili Sema arkadaşımız da piknik çayırını Polenez'e uzaklığı yürüme mesafesinde olan bi yerden seçmiş. Oraya kadar yaptığımız bülbül sesleri arasındaki doğa yürüyüşü sonrasında bölgede konuçlanıyoruz. Yaş günü kutlamalarına piknik yerinde Cumartesi akşamı da devam ediyoruz. Riva kumsalı olabilir. Kumsalda ateş yakıyoruz. ( tıpkı yönetmen Fatih Akın'ın filmindeki gibi) Bu arada uyku tulumlarımızı da alalım ama ihtiyaç olacağını hiç sanmıyorum. Neşe, Leyla, Sema ve ben olduktan sonra zaten kimse uyuyamaz. Bangır bangır çayırları ve kumsalları inletiriz. Tabii ki müzisyen arkadaşlarımız da aramızda ...

Sonra sabah çayır kahvaltısı kültür fizik ve körebe, yakar top, elim sende; isteyenler koşu, derede varsa kürek kano ve hatta yüzme- Riva'daysak bu arada İlyas Bey ve Pirmete de şaraplı ızgaraları hazırlıyor öğlen başlayacak olan 4 Mayıs çayır pikniği için. .

Matilla arkadaşımız da etrafına felsefe severleri toplamış küçük bir felsefe söyleşisi yapıyor. İzleyenler arasında muhtemelen en basta c denizkent ve bibliyofil ve Celal Çelik arkadaşlarımız hararetli alkışları ile öne çıkıyor. Sevgili felsefice'de Ankaralardan gelmiş görüşlerini aktarmada. Nezom bile gelmiş.

Alev hanım Almanya'da geçen hoş bi anısını aktarıyor. Gülay hanım da durur mu o da yurt dışı gezilerinden komik anılarla milleti kahkahalara boğuyor. Erkek futbol takımı ile kız futbol takımı karşılaşma yapıyor. Ama kızlar Kartal forması erkekler de Cimbom forması giydikleri için Mehmet Eren arkadaşımız tüm zorlamalara rağmen kaleye geçmiyor.

Ahmet Bey ancak pazar sabahı kan ter içinde bisikleti ile ulaşıyor piknik yerine. ne de olsa 24 saat pedal çevirmiş Bandırma feribotunu kaçırınca. Yine de yorgun argın demeden, Talip Bey'in yaktığımız ateşten sıçrayacak kıvılcımlara mani olmak için etrafa su atma eylemine destek veriyor. Biz şarkı söyleyerek hazırlıyoruz kır soframızı orman perileri gibi.

Duygusel Garcia Lorca'dan hazırladığı şiir sunumuyla ilgilenirken, iz sürdük yalnızlığa da daha sonraki Bingöl oyun ekibinin figürlerini tekrarlıyor. Kwanyin ise çevresini saran polisiye meraklısı blogçulara adli tıp konularında açıklamlarda bulunuyor.

Narçiçeği İzmir grubunu getirmiş. Murat Bey de Erzurumluları toparlamış. Akdenizli, yeşilsoğan, Özlem, Fulya, doktor Serdar, doktor Yeşim de aramızdalar. Amerika'dan gelen blogçular bile var...

Özlemlerin hepsi cep telefonunda gelmeyen blogçuları çatlatmakla meşgul, sevgili vakayınüvis ise ekibiyle gelmiş bu tarihi buluşmayı görüntülemekten anı yaşayamayanlardan...

Homeros 2500 cü bloğunun gelecek yıl ki 3-4 mayıs şenliklerine denk gelmesi için gerekli blog yazma hızını Latif ve Haşimce ile hesaplamaya çalışırken Süleyman Bey bir köşede kıs kıs gülmede.

Ali Gülcü de hazır gelmişen balık yakalamaya uğraşıyor. Onların grup bi gece mi artık bi haftamı tam duyamadım daha kalacakmış.

Nasıl?... Adını Aysun_Sema piknik platformu koyalım mı ? ...

Ah sevgili Sabiha hanımı unuttum. O da kahve fallarına bakmaktan yorgun düşüyor...
Shalimar arkadaşımız bile gelmiş...

Not: bu bir mizah yazısıdır.ama siz yine de YANGIN yazıp 3919 a göndermeyi unutmayın lütfen.