Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '18

 
Kategori
Kitap
 

Aytekin Yılmaz'ın Ernesto'nun Dağları Romanı Üzerine

Aytekin Yılmaz'ın Ernesto'nun Dağları Romanı Üzerine
 

Kitap için bir kolaj.


Hani bazen boğazınız düğümlenir ya. Yüreğiniz acır derinden. Söyleyecek söz dahi bulamazsınız. Bende , İzmir'de yüzyüze tanışmaktan çok büyük mutluluk duyduğmAytekin Yılmaz’ın Siyah Yayınlarından çıkan ‘’ Ernesto’nun Dağları ‘’ kitabını okuyunca içimde benzer duygular oluştu. 

Önce kitabı anlamak için yazarı Aytekin Yılmaz’dan başlayalım. Aytekin Yılmaz , siyasi nedenlerden dolayı yaklaşık 10 yıl hapiste yatmış. 2001 yılında, hapisten çıkınca  çalışmalarını sivil aktivist olarak sürdürdü. Mahsus Mahal Derneği, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği ve Toplumsal olayları Araştırma ve Yüzleştirme Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Geçmişle yüzleşme ve Hapishanelerle ilgili pek çok projede yer aldı. Halan Mahsus Mahal Derneği’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Yoldaşını Öldürmek, İçimizdeki Hapishane / Labirentin Sonu, Dağbozumu, Sığınamayanlar vs gibi yayımlanmış ve ödül almış kitapları bulunmaktadır.

Elbette bana sorabilirsiniz. ‘’ Peki kitapta seni bu denli etkileyen şey ne ? ‘’. Öncelikle kitap bir roman. Ama bizatihi yazarından öğrendiğime göre, kitap Orhan Aydın’ın yaşamından esinlenerek yazılmış. Kitap , hemencecik insanın zihninde bugüne uyarlanabiliyor. Dolaysıyla, kitabın okunması ve özümsenmesi oldukça kolaylaşıyor.  Yazar kitap için şöyle diyor. ‘’ Che’yi bizim dağlara getirdim. Che’nin Türkiye’de ve Ortadoğu’da bir örgüte katılsaydı örgüt içi infaz edileceğini düşünüyorum. Bunu neye dayanarak söylüyorum ; çünkü içimizdeki Ernesto’larını öldürdüler ‘’.

Şimdi romana gelelim. Romanın kahramanı Heja Kevir çevresinde Ernesto diye isimlendirilerek Che Guevera ile özdeşletirilen , 20 yıldır Ulusal Kurtuluş Partisi saflarında gerilla kamplarında bulunan bir karakter. En sonunda içinde bulunduğu örgütün ve örgüt lideri Sanço’nun açmazlarını görüp örgüt kampından kaçıp, radikal sol örgütlerin kampına kaçıyor. Fakat Sanço’nun radikal sol örgütlerin kamplarında ajanları vardır. Radikal sol örgütler , Heja Kevir’i Sanço’nun adamlarına teslim ediyor. Heja Kevir, bir kadın dört kişi olan  Önder Sanço Çizgisini Koruma ve Müdahale Grubu’na teslim ediliyor. Bu grup, Miro, Battal , Kenda ve Çakal. Bu grup , Heja Kevir’i sorgulayacaktır. Battal ve Çakal sığınağın güvenliğinden sorumludur. Kenda raportördür. Soruları da ise Sanço’yu temsilen Miro soracak. Üstelik Heja Kevir, ayağında zincirle  ve elleri kelepçeli sorgulanacaktır. Üstelik Heja Kevir’in yazdığı, örgütü ve örgüt lideri Sanço’yu eleştirilerle dolu günlüğü Sanço’nun eline geçmiştir.

Sorgulama acımasız ve çetin geçer. Öyle ki Heja Kevir, soruşturma sırasında ölüm orucuna başlar. Ölüm orucunun 25.ci gecesinde Ernesto sığınaktan alınılır. Kimse nereye götürüldüğünü bilmez. Adeta Heja Kevir unutturulur. Sanço Ernesto’yu unutturmak hatta buharlaştırmak için Heja Kevir’i sorgulayanlardan, Battal’ı, Çakal’ı ve Miro’yu yok eder. Sorgulama timinden bir tek Kenda sağ kalır. O da başına gelecekleri kestirip, örgüt kampından kaçıp bir batı ülkesine sığınır. Helin Güngör müstear ismiyle , Ernesto’nun günlüklerinden yola çıkarak ‘’ İçimdeki Buzdağı ‘’ diye bir kitap yazıp ‘’ Ernesto Heja Kevir’i biz öldürdük ‘’ itirafında bulunur.  Helin Güngör yani Kenda, bundan sonraki yaşamını adeta örgütlerin kampında örgüt içi infazlarda kaybolan ve haber alınamayan kişiler için adıyor.

Şimdi bir okur olarak kitaptan ne anladığıma gelelim.  Sol ve sosyalist kesimler, örgütler ;  dünyayı değiştirme ütopyası peşinde koşarlar değil mi ?  Çünkü, burjuva olarak niteledikleri kapitalist dünya, acımasız ve gaddardır.  Ama zaman için bu kesimler evrilip, o eleştirdikleri kesimlerden çok daha fazla acımasız ve gaddar olabilmişlerdir.

1)      Heja Kevir’in sığındığı sol örgütler Ernesto Heja Kevir’i hiç tereddüt etmeden kaçtığı Ulusal Kurtuluş Partisi ve Sanço’nun adamlarına teslim etmişlerdir. Çünkü, devrimci ittifaklar kişilerin durumlarına feda edilemez. Devrimci durum ortaya çıktığında , taktik adımlarla, bazen büyük küçüğe teslim edilir.

2)      Geçmişte Ulusal Kurtuluş Partisini kurarken Sanço arkadaş birden örgüt palazanıp büyüyünce , Önder Sanço olmuştur.

3)      Ernesto Heja Kevir’i sorgulanırken burjuva mahkemelerinde bile ayağına zincir vurulmazken, elleri kelepçeli değilken kendi yoldaşları tarafından sorgulanırken ayağı zincirli, elleri kelepçeliydi.

4)      Önder Sanço, Heja Kevir’i o denli unutturmak istiyor ki, onu sorgulayan gruptakiler çeşitli nedenlerle ölüyor. Heja Kevir’in akıbetini sorgulayacak kimse kalmasın isteniyor.

5)      Sivil toplum kuruluşları, otuz yıl süren savaşta , sadece devlet mağdurları üzerinde duruluyor. Ama kimse örgüt içi infazlarda hayatını kaybetmişler için kimse bir şey yapmıyor.

Aslında ben Ernesto’nun Dağları’ndan önce aynı  - yine Aytekin Yılmaz’ın – Yoldaşını Öldürmek kitabını okumuştum. Yoldaşını Öldürmek kitabı bizatihi yazarın tanık olduğu hapishanelerde devrimci örgütlerin çeşitli gerekçelerle katlettiği kişilerin dramını anlatıyor. Yoldaşını Öldürmek kitabından sonra yazarın kendi önerisiyle Ernesto’nun Dağları kitabını okudum. Heja Kevir, yirmi yıllık gerilla deneyimden sonra, savaştan kaçma hakkının olduğunu, dağların sadece kendilerinin olmadığını belliyor. Hayvanları o denli seviyor ki, vejetaryen bile oluyor.

Neyse, en başa döneyim. Kitabı okuduktan sonra boğazım düğümlendi, yüreğim acıdı. İnsanın insana yaptığı zulümler içimi karattı. Dünyayı değiştirme ütopyası peşinde koşan devrimci sosyalist örgütler, ceberrutlaştı, zalimleşti. Gerçekten de bütün devrimler, önce kendi çocuklarını yiyor. Kimsenin kimseye zulmetmediği, yaşam hakkının her şeyden önce geldiği bir dünya özlemiyle, Aytekin Yılmaz’ın, Ernesto’nun Dağları kitabını  herkese salık veriyorum.

Ernesto’nun Dağları – Siyah Kitap Yayınları – 167 sayfa

 
Toplam blog
: 81
: 7360
Kayıt tarihi
: 24.04.15
 
 

Türkiye'nin kısa espri konusunda en çok üretken ve tanınmış mizah yazarlarından birisiyim. 30 yıl..