Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '12

 
Kategori
Güncel
 

Ayten Alpman, Hasan Mutlucan ve darbeli yıllarımız...

Ayten Alpman, Hasan Mutlucan ve darbeli yıllarımız...
 

Darbe dönemlerinin türkücüsü Merhum Hasan Mutlucandı... Onun o tok sesiyle söylediği kahramanlık türkülerinin sokaklarda gezen tank sasinden pek bir farkı yoktu bizler için.. Her ikisi de kulaklarımıza aksettiği anda aklımıza ilk gelen daima darbe olmuştur.

Darbeciler,memleketin sosyal ve siyasal yapısı üzerinde operasyon yaparken, Hasan Mutlucan'ın sesinden yükselen türkü-marşları 'anestezi' yerine kullandılar. Millet, orası burası acımasızca kesilirken Hasan Mutlucan sayesinde fazla acı hissetmedi.

Kısaca; Merhum Mutlucan televizyon ekranında: 'Yinede şahlanıyor,aman kol başının kıratı' diye davudi sesiyle ünlerken, bizim Kıratın süvarisi Zincirbozan'da geçici istirahatgahına tevdi edilmişti bile. Kendisi memleket siyasetinin darbeciler eliyle yeniden dizayn edilişini izliyordu oradan. Sonunda darbecilerle kanka olup 28 Şubatı kotardılar elbirliği ile... Ama bu defa Kahramanlık türküleri değil, 'kahramanlık manşetleri' eşliğinde...

Dün kaybettiğimiz Merhume Ayten Alpman da Hasan Mutlucan gibi memleket havalarıyla ünlenmiş bir sanatçıydı... Onu Türkiyeye tanıtan şarkısı, aslında Alman nazizminin ikinci dünya savaşında Almanları cuş u huruşa getiren şarkının Türkçeleştirilmiş haliydi.

Özellikle 1974 teki Kıbrıs Harekatında tek kanallı televizyonda her gün bu 'memleketim' şarkısını dinleyerek memleket aşkımızı tazeliyorduk...

Demek ki devletler zaman zaman böyle sanatçılara ihtiyaç hissediyor... Bunlar. bazan darbe dönemlerinde olduğu gibi.kötü amaçla, bazan da savaş dönemlerinde olduğu gibi iyi amaçla kullanılıyor.

Aslında ben sanatçıların böyle tek boyutlu olarak tanıtılmasının sanatçıya bir haksızlık olduğunu düşünmüşümdür. Siyaset gereği öne çıkarılan bu özellik-bir şarkı, bir şiir, bir tarz- sanatçının diğer yönlerini gölgede bırakıyor.

Merhum Mehmet Akif de böyle biridir. İstiklal Marşı gibi, bir milletin 'manifestosu ' olan bir şiiri yazmış Akif, nerdeyse bu büyük ama tek marifetine hapsedilmiştir. Bu ülke gençlerinin Akif üzerine tüm bilgisi, onun İstiklal Marşı şairi olmasından öteye gitmiyor ne yazık ki... Pek az insanın Safahat'tan-o Safahat ki onda Müslüman Türk milletinin hayatındaki tüm safhalar derinlemesine tahlil edilmiş ve çareleri ortaya konmuştur- haberi var.

Darbeleri, savaşları, terörü hiç bitmeyen bir ülkenin insanları olarak geldik bu günlere... Şükür ki bügün bunlarala yüzleşme ve hesaplaşma aşamasına geldik... Artık sadece ağıtlar, sadece hamasi türküler dinlemek istemiyoruz.

İnsanlarımızın birbirini daha iyi anladığı, silahların değil bilgi ve becerilerin konuştuğu her yönüyle gelişmiş bir ülkede yaşamak istiyoruz... Daha şen şarkılar dinlemek daha gülen gözler görmek istiyoruz.

Ayten Alpman'ın vefatı üzerine yazmak istemiştim ama yazı kendini yazdı, başka dallara uçtu yine...

Sanatçılar, bir milletin ortak malıdır. Onların kaybı hepimizin kaybıdır... Öyledir ama ölüm insan ayırmıyor... Bizim de hepsini saygıyla anıp rahmet dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor...

Ve son söz: Şairin dediği gibi şikayet olacaksa bir tek  ölümden olsun ülkemizde...

İyi pazarlar...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..