Ayvalığı, "kovboylar" bastı !

Ayvalığın Ali Bey Adasında, topluca sokakları arşınlayan sert yüzlü, uzun boylu, haşin tavırlı erkekler, umursamaz adımlarla, ve de meydan okurcasına, istisnasız herkesin giydiği geniş kenarlı şapkaları ile dolaşmaları, esnafın sevincine vesile oldu.  “Bu Texas’lılar da nereden çıktı?"  dedirtti Adalılara.

Bunlar nerenin kovboylarıydı böyle? Şapkaları ile, ünlüler resmi geçidiydi sanki. Atlarını, sokak başına bırakmışlar, yüksek sesle şakalar yapa yapa satıcıların aralarından süzülüp geçiyorlardı.

  AYVALIK, TURİZME HAZIR. RESİM,  "AYVALIĞIN KALBİ, ALİ BEY ADASINDA"  Ç E K İ L D İ.

Ve  ne kadar incikci, boncukcu, ekmek arası balık, çekirdekçi ve sıra sıra dizili restoranların anutçuları bir hizaya dizilip bu kovboyları mekanlarına davet ettilerse de nafile. Onlar, etrafla meşgul olmayarak sergileri süze süze sahilde dolaşmağa çıkmışlardı.

Bakarsınız biraz sonra sahilde ateş yakarlar, ağız mızıkalarını çıkarırlar, şakırtılı çizmeleriyle yeri döverek  Arizona veya Colorado’nun yanık şarkılarını söylerlerdi.

Ve de bunların hiç biri olmadı.  Ekmek arası balık, incik, cincik, boncuk’cuları yararak   aradan sıyrılıp, yanlarına vardık. Yüksek sesle bir  “Selamünaleyküm” çektik. Ossaat “ Aleykümselam”  ‘la karşılık aldım. Başladım resimlerini çekmeğe. Sihir bozulmuştu. Esnaf da, şaşkınlıklarla birbirlerinin yüzüne bakıyordu.

Şimdilerde, böylesi selamlar, söylemler moda. Bu gidişle Apo’yu bile çıkarıp imam yapacağız. Sırf o kepazelere yaranalım diye, az daha ay yıldızımızdan  oluyorduk, Türk’lüğümüzden  oluyorduk.

TC’leri valilikler söküyormuş, sonra da geriye takıyorlarmış. Eee, bundan haberi yokmuş Başbakanın. Ama  suyundan da koy, bilemedin yan cebime koy. Başladıkları işi bitirsinlermiş. Haberi yok ama, iş iştir. Bitirirlerse, eh, fena olmaz, iyi olur hani, gibilerinden. Millet ağzı açık havaya bakmıyor. Millet kör ve sersem zannediliyor. Bunlar, kişilerin hesabına yazılıyor. Bir bir yazılıyor. Devran dönecek. Sap da saplığından çıkacak. Anı yere bir daha gelecek. Dur bakali sen. Hele orda dur sen ! Hele hele "Kandıralı, sen de dur!"

Hepsi İzmir’in tanınmış, başarılı  iş adamlarıydılar. “İçimizden geldi. Kovboyculuk oynayalım dedik.  Hepimiz aynı yerden  sergicideki şapkacıyı sevindirelim dedik” dediler bizsorduğumuzda.

Çocukluğumuzda şarkısı ile birlikte söylerdik: “ Biz Amerikan Kovboylar / Aslan Cinotri / Ah Suzana Ah Suzana / Ekmek vesikayla" diye diye.

Demek ki ekmeğin vesikayla satıldığı tarihlerden beri Amerika, bizim şarkılarımıza ortak olmuş. Sivrisinek gibi  “ coz ” diye batırmış iğnesini, çekilivermiş. Hadi oyna, ne halt edersen et kabilinden. Onlar  fısıldamış, biz kapmışız. Yanarım yanarım, biz onlara, hala daha,  bir halt  yaptıramadık.

İşte, iş adamlarımız, bir an çocukluklarını  yaşamak istediler. Şapkalarının  altına giriverdiler. Kadir Can ve Cemil Köylü, Harley Owners Grup Başkanı Gürsel Şerbetçi, Harley Davidson’dan Reha Dincer, Balıkesirli teknik  Danışman Merih Şanlı ve eşi Aydan Hanım aynı gurubun içindeydiler.

Aydan Hanımın eşi diyor ki “ Valla  ben bu Ayvalıkta yaşadım. Gözüm hala buralarda. Arkadaş anlatıyor. Akşam bir buçuk kilo rakı içmiş. Sabaha dimdik kalkmış.  “ Ben bu rakıyı İzmir’de içseydim, halim dumandı"  diyor. Haklı adam.

Ayvalığın oksijeni bol. Yanaklar burada pancar gibi. Herkes, harıl harıl,  turizm sezonunun heyecanını yaşıyor. Ara sıra da  Ayvalığı kovboylar basıyor. Eee, turizm başka nasıl caanlanacak? Daha işin başındayız.

“Turizm, bu yıl bereketli olacak” deniliyor, balıkçı tabiriyle.

İnşallah.