Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ayy ne şaşırdım ne şaşırdım!

Ayy ne şaşırdım ne şaşırdım!
 

Ne kadar eski bir fotoğraf ve ne kadar güzel!


Sanki hiç bilinmeyen bir şeymiş gibi "açıklayacağım ama tam da değil" ; yani "Azz sonra!", "Bizi izlemeye devam edin!" modunda AKP sözcüsü çatı adayını "çıtlattı"!

(Ben bu anı yaşamıştım duygusu "dejavu" ile açıklanır da, ben bu anı öyle çok yaşadım ki duygusuna dejavu yetmez zannımca, "Aynı taktik" dersem "Dejavu" anlamını anca kurtarırım!)

(Bu arada öyle anlam kaymaları oldu ki; neyi kurtarsak kardır! Demokrasi oldu size seçilmişsem istediğim düdüğü öttürürüm; nereden buldun yasası en değersiz ve edepsiz olup, eleştiri eğer ki başbakana yapılıyorsa "Darbe", başbakanın sevmediği birine yapılıyorsa "yerinde eleştiri"!

******

Hayır yani; sanki bilmiyoruz başbakanın kaç yıl öncesinden bu mevkiyi planladığını, "Başkanlık" sistemi konusunda ısrarcı olmasının nedenini...

"Gül" gibi olmak istemiyor, elbet, iki dudağı arasından çıkan olsun istiyor!

Yeni bir bilgiymiş gibi gıdım-gıdım verilmesinin tek nedeni sağını-solunu kollaması gibi gözükse de aslında bulunduğu mevkiyi terketmesi gibi bir kural var. Gerçi, "Ne kuralıymış beee!" diye bağırsa da, "O kuralı uygulayacaklar korksunlar benden!" diye haykırsa da, olur ya, çok zor bir ihtimal olsa da, bir yiğit çıkıp da "Dur bakalım!" derse diye olabildiğince zaman kazanmak istiyor.

(Eee, nerden baksanız elinin altında başbakanlığın sağladığı tüm olanaklar; atla uçağa git bilmem nereye, bağır-çağır; döv-tokatla... Yuhalayanları toplat, tıktır içeriye... Yayınları kontrol et, falan...)

Öff, bakın yine gerildim!

Allah sizi inandırsın, elli yaşıma gelene dek kaç siyasetçi tanıdım; ama var ya hiç biri bu kadar germemişti!

Görüşlerini beğenmezdik, icraatlarını hoş karşılamazdık bazılarının ama yine de duygularımızı bozmamışlardı!..

Mesela karikatürleri yapılırdı; inanır mısınız, hiç biri de karikatüristi dava etmemişti!

Sevmezdik belki ama nefret de etmezdik!

******

Sahi, biz o zamanlarda Kürt, Alevi gibi ayrımları da bilmezdik; ne öğrendiysek son on iki yılda öğrendik!

"Beyaz Türk" diye bir kavram olduğunu da bilmezdik; varmış meğer...

"Türk"lüğün kötü bir şey olduğunu da hiç sanmazdık; son üç yıldır "Kafatasçılık" olarak önümüze gelmeseydi ki andımızı okurken yağmur altında ıslandığımızdan dolayı diye başlayıp, ırkçılık olarak devam edip de kaldırılan o özel seremoni için ancak şunu söyleyebilirim: Bir kere, hava şartları uygun olmadığında koridorda toplanırdık, sırayla bir kişi andımızı okurdu ki o bizler için bir onurdu! (Bu arada, sosyalleşmek anlamında da katkıları çoktu; her çocuk en az bir kere kalabalık önünde, elinde mikrofon, kendi varlığının farkına varmaktaydı!)

Ne bileyim, ilkokulda bando, folklör; orta okulda şiir yarışmaları, lisede 19 Mayıs çalışmaları falan, her birinde "Ne önemliyim" duygusu ile birlikte "Ekip olmasak kendi başıma başarır mıydım? ikileminin en güzel meyvelerinin alınacağı dönemlerde bu bize sunuldu!

Hemen hepimiz anladık ki bizler özel ve güzel insanlardık ancak bir arada olduğumuz sürece daha güzel ve güçlüydük!

******

Bu güzelliğe, bu güce olanak sağlayan ailelerimizdi ki onlar da Kurtuluş Savaşı'nın ne demek olduğunu gayet iyi algılayan, kurulan bağımsız devletin nasıl bir şans olduğunun farkında olan donanımlı, aklıselim, çağdaş insanlardı!...

Bizler; o anne-babalar tarafından yetiştirilenler olarak daha fazla Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkmak istiyoruz; suç mu?

Suç deniliyor; denilmekle kalmayıp kapınıza polis yollanıyor, "Hükümete darbe teşebbüsü" diye tutanak tutuluyor, akla kendini aklayabilirsen!

(Aklanamayacak suçlardan aklananları örnek göstermek siciline yazılacak başka bir suç olacaktır; bildin sen onu!)

******

Şimdi geldik yine işin siyasal durumuna diyeceğim de, öğğk geldi siyasetten ama nereye el atsak karşımızda o!

(Bu hale getirenler utansın!)

Yav arkadaş, sevgili muhabbetine girsek, nereli falan derken karşıdan gelen yanıt hık-mık; Kürt mü? Türk mü? Alevi mi?

Işid'li mi, PKK'lı mı?

******

Devletin durumu daha bir farklı; Terör örgütüne "Terör örgütü" demeyi yasaklıyor; Soma faciası yaşanıyor, medyaya yasak geliyor; efendime söyleyeyim, Deniz Feneri davası da keza; ama suçlu durumda olanlar devletin bilmemne birimlerine atanıp, bilmem ne kadar para kazanıyorlar, o başka!

Türk yetkililer bulundukları yerden yaka-paça kaçırılıyorlar resmi olarak işbaşındayken, aaa, kaçırılanların bekaası adına medya yasağı konuluyor!

Soramıyorsun arkadaş; nasıl olur da riske atarsın diye?

Kimlerle masaya oturacaksın da kurtaracaksın diye...

Hakikaten "Kurtaracak mısın?" diye...

******

Bizler; vergilerimizi düzenli ödeyen, elektrik-su gibi giderlerimizi gocunmadan ödeyen sıradan vatandaşlarız.

Tek istediğimiz var: Dürüst olun yav!

Bölmeyin mileti bu kadar!

Bölünmeye hazır cahil insanlar olduğu kadar amacınızın farkında olanlar da var!

Eğitime takmanız da bu yüzden; anlaşılmıyor sanmayasınız!

Ahh, din ile ödü kopanlar olmasa yürüyeceğiniz yol yok da; onlarında yolu yol değil be arkadaş!

Oku! diye başlıyor, kendini zamana uyarla diye bitiriyor; daha ne desin?

Ama; kelamların aralarında gezip de, korkutarak paye ve para kazanmak isteyenler diyorlar ki : Yanarsın! Cehennemliksin! Dediğimi yaparsan eğer ancak kurtulursun!...

Huuu, Allah aşkıyla yaşamına yön verenler; Allahın sen  ile arasına bir başka aracı koyacağına inanıyor musun?

******

Ne diyordum; RTE cumhurbaşkanı adayı olarak AKP tarafından seçilecekmiş!

Ayy ne şaşırdım ne şaşırdım!

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..