Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '11

 
Kategori
Mizah
 

Az daha ittir komik alıyor!

Az daha ittir komik alıyor!
 

Bacaklarım sızlıyor, çok uyumuşum. Uykumda koştuğumdan galiba. Yahu uyurken koşmak ne kadar zor biliyor musun sen? Ayakların reçele yapışmış gibi… 

 

“Sinek misin sen?” diye soracaksın, biliyorum. Ne olduğumu ben de bilmiyorum. Niye dersen tam bunu düşünmeye başlayınca ya kafamın yan-arkası veya totoşun üst-orta kısımları veyahut da uyluğun içi kısımları kaşınıyor. Kafayı kaşımak kolay… gerçi ben kaşıyınca maymun gibi görünüyom ama ne yapayım? 

 

Son zamanlarda ensem de deli gibi kaşınıyor, berberim beni mi anıyor ne? Başını kaşımanın en güzel v verimli yanı, tırnağınıza takılarak kopan o iri kepek-deri parçalarıdır… İnsana, kendini o kadar işe yarar hissettiren pek az şey vardır dünyada! Hani çoğu zaman onları tarihleyip saklamak istemişimdir. “Dün gece okurken koparttım parçayı! Nasıl da doğru tahmin etmişim nereyi kaşımam gerektiğini? Vay be!” 

 

Yazı gitgide bir uyuz manifestosuna dönüşmekte, ben de farkındayım ama ne yapayım? Yola yanlış eğim verilmiş, benim bilinç akışım otomatikman oraya gidiyor… Mazgal da yok, çer çöp falan hepsi cumburlop içeri! Yani bu açıdan en tehlikelisi göz kaşıntısı… Maazallah gözünüze kirpik felan batırırsınız, ayıkla pirincin taşını, ondan sonra… 

 

Canım kutsal hazreti proleter ağabeylerimin en sevdiği, gıdıdan kaşıntılı, kirli, bulaşık, çapraşık, dolaşık sakal türlerinin de şüphesiz apayrı bir yeri var… “Ay ne kadar çekicisin şekerim… Hazır sakalın varken sırtımı kaşısana…” diyen de oluyordur mutlaka? 

 

Hani bazı cucurbitaceae çocukları, tehdit babında kullanır ya tilt olurum, tilt! “Hayatınızda bir kere kafanızı kaşırken bi şey keşfettiniz mi küçük vurmalı çalgılar dörtlüsü?” diye bar bar bağırasım gelir. 

 

Terden gebermişsin…. O damla omurganın üstünden aşağılara iniyor ya… O zaman değil.. Sonrasında kürek kemiklerinin altı, “Bana bir semer vurun Allah rızası için!” diye inim inim inlerken sen “ Sırtıma kaşağı vuranın merkebiyim! Kaşıyana krallığım!” diye inilersin.. Sen inilemezsen ben inilerim, çünkü başka türlü geçmez o! Ne demişler? “Kaşınmayanın sırtını kaşımazlar…” 

 

Yemek bilmem tarif yapamadım. Tatlıyı ancak yerim… Teknoloji haberlerini nereden alırlar hiç bilmem… Son filmler nereden gelir, nereye gider onu da hiç bilmem… Vergi mevzuatındaki göz kamaştırıcı yenilikler hakkında sabırları Buda’yı andırır bütün blogculara saygılarımı sunarım. Yeter mi? Doldurduk mu mavra kayığını? Hadi vira bismillah! Yelkenler fora…Hamd olsun, tam dolsun… 

 

 
Toplam blog
: 153
: 503
Kayıt tarihi
: 11.02.11
 
 

Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....