- Kategori
- Siyaset
- Okunma Sayısı
- 489
Az plav üzeri referandum…

Demokrasi, kamuoyu, halkın egemenliği gibi cilalı terimler insanları hep ilgilendirmiştir, pohpohlamıştır. Bu yüzden böylesi terimler ile bir konuşma başladı mı maşallah hepimiz bir bilgiç kesiliriz ki sormayın. En aşağımız doçent falandır. Bilgimiz yoktur ama fikrimiz vardır. En doğrusunu da evelallah biz biliriz. Hatta öyle ki bir dost çocuğuna “Egemen” adını koyunca müşterek başka bir dost kulağıma eğilerek “isim bulamadı galiba, mengeneden isim yaptı” demişti. “Kamuoyu” baş tacı ettiğimiz bir sözcüktür de “nedir” diye sorarsanız, cevap vermek isteyenlerin %90 ından fazlası, devlet dairesi ile ilgili der.
Referandum, bizim gibi kalabalık nüfusa sahip ülkeler için bir saatli bombadır. Kim bu yola gitmeye çalışıyorsa biliniz ki halkı kandırmanın peşindedir. Referandum, nüfusu bir-iki milyonu geçmeyen küçük devletlerde doğrudan demokrasi için uygulanabilecek bir yöntemdir. Kalabalık nüfuslar için değil.
Örneğin, Yahudilerin bu ülkeden çıkarılmasını istermisiniz, diye bir soru sorun veya tecavüzcü halk tarafından linçle cezalandırılsın mı deyin veya erkeklere, istediğiniz kadar kadınla birlikte yaşamak istermisiniz, deyin. “Yok artık” diyeceğiniz ilginç sonuçların çıkacağı kesindir.
Ben bunları yazıyorken asla halkın sağduyusu ile alay ediyorum sanılmasın. Referandum süreci hızla işliyor, halk denilen kalabalığın neyi oylayacağından bile haberi yok. Çevremdeki bir kısım akıllı insana soruyorum, cevap, ne büyük bir tuzağa çekildiğimizi gösteriyor. Bir defa bizim ölçümüzde okumuş ve toplumsal duyarlılığın sahibi olan bir milletin %90 dan fazlasının neyi oylayacağını tam olarak bilmesi mümkün değildir. Hükümette bunun böyle olduğunu ve oyu partiye veya liderine vereceğini biliyordu ki, 120 gün propoganda sürecini 60 güne çekti. Ne yazık bu konuda Yüksek Seçim Kurulu yasadışı iş yapmayınca başbakanın bu isteği bir başka bahara kaldı. Amaç din ticareti ile harmanlanmış, aşağılanma duygusu ile verilecek ramazan sadakaları karşılığı oyları almaktı.
Her şeye rağmen başbakana hak veriyorum. İktidar kimseye baki değil. Yapılan kamuoyu yoklamaları da seçimlerin hemen ardından yüce divan yolu kendilerine görünüyor. Eğer o makamdaki hâkimleri kendileri atayabilirse bir ölçüde büyük yıkımdan kurtulacak.
Denebilirki, sayılı milletvekilinin işlediği suçlardan kurtulması adına yapılan bunca masraf, zaman kaybı değimli? Bu millete ayıp olmuyor mu?
Siz boş verin milleti, eğer o millet adam yerine konsaydı, dünyada ilk defa 28 maddelik bir referandum teklifi hazırlanmaz hele hele propoganda süreci 120 günden, 60 güne çekilmeye çalışılmazdı.
12 Eylül’de az pilav üzeri referandum var. Alır mıydınız?
11/7/2010
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Pilav üstü döner misali... Selamlar...
Mesut KARİP 22.07.2010 9:50- Cevap :
- Merhaba, Yorum ve katkınız için teşekkürler. Saygı ve selamlar... 22.07.2010 17:32