- Kategori
- Müzik
Azam Ali Müziği
Son günlerde, bundan 10 yıl önce de büyük bir zevkle dinlediğim Azam Ali’yi dinliyorum. En çok Niyaz albümündeki şarkılarını seviyorum. Niyaz, aynı zamanda grubun adı… İşe gidip gelirken, bu müthiş ses ve şarkıları bana eşlik ediyor. Azam Ali’nin hatıralarımda özel bir yeri var. Eşimle tanıştığımız günlerin şahididir müziği.
Bu müthis ses İran’da doğmuş. İran’daki devrimden sonra ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış ve Hindistan’a yerleşmiş. Bu bilgi bana; hayatın, Azam Ali’ye zor, öğretici, eğitici, besleyici yüzünü göstermek şerefini bahşettiğini anlatıyor aslında. Hayatın zor yüzünü görmek lütuf mu diye düşünebilirsiniz. Zorluklar beraberinde bilgelik, olgunluk, tecrübe ve anlayış, hissediş keskinliği getirir bence. Neyse… Hindistan’dan Amerika’ya gitmiş daha sonra müzik eğitimi için. Hayatı ile ilgili bilgilere çok kolay ulaşabilirsiniz internetten. Ben, onun bendeki etkisiyle ilgileniyorum daha çok, sizin de ilginizi çekerse…
Azam Ali müziğinde; mistik ezgilerin büyüsü, odanıza yayılan tütsü gibi ruhunuza işler. Ritme bırakın kendinizi ! Tef, ud, zil, notaların kol kola dansı… Türkçe, Farsça, İngilizce, Arapça dillerinde aynı sıcaklıkta geçirir duyguyu dinleyicisine. Onun sesinde, kendinizi, ait hissettiğiniz bir yerde bulursunuz. Biraz ateş, biraz su… Çokça kırmızı… Dokunmak istersiniz müziğe, yanacağınızı bile bile… Ağıt, dua, ninnidir daha çok şarkıları. Müziğin evrenselliğinin en güçlü örneğidir bence… Hiç anlamadığınız sözler öyle deler geçer ki kalbinizi, müziğin tarihte tedavi yöntemi olarak kullanılmasının ne kadar olağan ve etkili bir yol olabileceğini anlarsınız.
Müziğinin, sesinin sırrını, ‘’şarkı söylemek benim için ibadet gibi’’ cümlesiyle ifşa ediyor bence. Her şeyde olduğu gibi samimiyet, açık yüreklilik mutlaka kazanıyor.
Azam Ali bendeki gibi bir etki bırakır mı sizde bilmem ama dinlemenizi tavsiye ederim.