Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Azgın tekeler ama özellikle de azgın keçiler için

Azgın tekeler ama özellikle de azgın keçiler için
 

İşte bunu bile yaptırır...


Herkese Merhaba,

Bu ne fotoğrafı böyle, kesin fotomontaj diyenleriniz varsa, sanırım Çin'deki bir hayvanat bahçesinde yaşanan aşktan habersizler. Bu fotoğraf da o aşkın, "koç ile geyiğin aşkının" görüntülü belgesi...

Konumuza da çok uygun... "Yok artık bu kadarı olamaz" diyebileceğinizin olabileceği dönemden: Ort.39-43 yaş döneminden. Nam-ı diğer orta yaş krizinden, astrolojik olarak Uranüs döngüsünden.... dem vuracağım.

Herkes yeterince "azgın teke" lerden bahsettiğinden ben "azgın keçi" lerden örneklerle açıklayacağım konuyu :)

Aslında hepimiz için geçerli olan bir döngüdür Uranüs döngüsü... Fark ise sizin hayatınızı o güne kadar  nasıl bir ruh haliyle yaşadığınızda gizlidir. Ruhunuz olgun, gönlünüz doygun ulaşabildiyseniz bu döneme, hayırlı uğurlu olsun, bu yazı içeriğiyle tanışmayacaksınız muhtemelen... Ama ruhu ergen, gönlü de gözü de açken 40 çanları çalan birilerini hepimiz tanıyoruz... İşte bu yazı onlar için! Önleminizi alın, düşmeyin de düşürmeyin de kimseyi hikayelerine... Sonra üzülen bu hikayeye düşen ve etrafındakiler olur, benden söylemesi...

Peki herkes yaşını açıkça söylemez (zaten bu yaşlardaki herkese de veba misali damga vurulamaz), o zaman nereden anlayacağız biz bunu diyenlere işte belli başlı özellikleri sıralıyorum:

Ani huy değişimi ki özellikle özgürleşme, bağlardan, tekdüzelikten kurtulmaya dönük davranışlar,

Bir anda o güne kadar ki hayatını bırakıp "hep içinde olan ama bir türlü yapmaya fırsat ya da cesaret bulunamamış" bir konuya yönelmek,

Kendinden çok daha genç arkadaşlar edinmeye çalışmak,

Yaşının ve konumunun yakınından bile geçemeyecek kadar genç giyinmeye başlamak,

Ne spor salonu ne de spa tanımazken birden bu tesislerin müdavimi olmak,

Yaşıtlarından sıkılmak, onların içinin geçtiği yönünde eleştiriler getirmek,

Bütün hemcinsleriyle ve hatta (yaşları müsaitse) kendi çocuklarıyla bile yarışmak (karşısında onunla yarışan olmasa bile)...

Bunu hemen gerçek temelli bir örnekle anlatayım:

Bir kadın (adı Bayan Y olsun), evli, kendi parasını kendisi kazanan, üniversite çağında çocukları olan, düzen sahibi, sosyal hayatı ve arkadaşları olan.... Neredeyse hergün benzer davranışları sergileyen, düzenine sıkı sıkıya bağlı ve kesinlikle değiştirmek istemez görünen, arkadaşlıkları bile herşeye rağmen 15-20 yıldır devam eden, eşinin "küçük kaçamaklarını görmezden gelen"... sıradan bir kadın.

Fakat hikayenin içi hiç de bu kadar derli toplu, sarsılmaz ve sıradan değil. Bayan Y, ne yaptığı işten, ne eşinden, ne anne olmaktan, ne de arkadaşlarından hiç ama hiç hoşnut değil özünde. Bir sihirli değnek olsa elinde hepsini yok eder. Amaaa cesareti yok o sağlamlığı kıracak. Çünkü bu haliyle toplumda bir yeri var. Aksi halde topun ağzına konacağını kendisi de biliyor. (Ki işte bir kadınla bir  erkeğin  eşitsizliğini en açık ortaya koyan durum bu.) Biliyor da işte o içten gelen dürtülerle kaçamaklar yapmayı da ihmal etmiyor hem de kızına erkek arkadaş olacak yaştakilerle bile. Vee zaman 41.yaşı vuruyor. İpler kopuyor! İçerde tatmin olmamış ne varsa çağlayarak dışarıya çıkmaya çalışıyor. En önde de, en temel dürtüler olmak... Bayan Y bir gün tatile gidiyor, eşi ve çocukları olmadan. Orada biriyle tanışıyor. Sonra dönüyorlar. Ve bir daha tatile gidiyor, arkadaş bahanesiyle ve o tatilde bütün azgın keçiliğini ortaya koyup başlıyor hem kadınsal numaralarıyla birlikte gittiği iki erkekle de uğraşmaya, hem de yanındaki "arkadaşı" yla (aslında kendi tarifiyle rakibiyle) yarışmaya. Evet, eşi hala duruyor. Artı iki erkek tatilden (ki garibanlar Bayan Y'nin kendi bekar ve mazbut hayatına dair anlattığı bütün masalları yutup üstüne bir de korumacı erkek moduna geçiyorlar), artı bir erkek de telefondan, yıllarca iş arkadaşı da olan eski ilişkisi telefonla arıyor sürekli(ama Bayan Y'ye göre o artık hiç önemli değil, çöpe atılmış durumda).

E yok artık abartma demeyin sakın, bu hikayeyi nitelik olarak biraz değiştirmiş olsam da nicelik olarak kesinlikle GERÇEK. Ama bu kadar detayı nereden bildiğimi anlatamam :)) (Kimbilir belki de başka bir yazıda anlatabilirim :)) )

Sonuç, Bayan Y onca yıldır sıkı sıkıya bağlandığı herşeyini kaybedecek çünkü bir kere çanlar çaldı... Ve bu hikayedeki herkes hayal kırıklığına uğradı / uğrayacak çünkü herkes ve herşey hiçe sayılarak yaşanmaya çalışılan bir dönemden bahsediyoruz. Yıllarca içerde belki farkında olarak, belki de farkında olmaksızın kontrol altında tutulan ne varsa (en önde de en temel dürtüler) aftan yararlanıp serbest kalıyor ve azgın tekelerle azgın keçileri topluma salıyor.

Siz, siz olun 40lı yaşlarınıza ruhu olgun, gönlü doygun ulaşmanın yollarını bulun...

Sevgilerimle...

Melissa... 

 
Toplam blog
: 19
: 8119
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Selam sana ey yolcu,   İnternette hiçbir sitede günlük, haftalık, aylık yorumlar yazmayan..