Aziz Türk Milleti!

Naçar kalıp 2002 yılında iktidara getirdiğin çırak, devlet yönetimi eğitiminde, sınıfta kalmış, kalfalık, ustalık beklerken;  çırak olma becerisini de kaybetmiş komi statüsünde yerini almıştır.

Bu yüzden devlet gemisi dalgasız, fırtınasız açık denizde alabora olmuş, gemi su almaya başlamış, yolcu filika derdine düşmüştür.

Devleti yönetenler demek haksızlık olur! Gemiye miço bile olamayanlar dümene hâkim olamayarak, yardım için bebek katili, terörist başını seçmiş, onun yardım ve yatakçılarından medet umacak duruma düşmüştür.

Aziz milletim, Türkiye dışarıda itibarsızlaştırılmış, içeride yangın yerine çevrilmiş: istikrar bozulmuş, devlet teröristlerin oyuncağı haline düşürülmüştür.

İçeride PKK terör örgütü, dışarıda IŞİD terörü Türkiye’nin milliği birliği, bölünmez bütünlüğü ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaktadır.

Vezir-i Azamın Türkiye’yi içine düşürdüğü kuyudan çıkartmak için 2 kere ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm bebek katili,  teröristten yardım bekleyecek, akıl alacak kadar acze düştüğü, terörist başından alınan mektupla su yüzüne çıkmıştır.(11/10 radikal M.Y)

Kabine de görev alan bir vezir Türkiye’yi kargaşaya sürükleyen PKK isyanı ya da ayaklanması için “HDP başlattı HDP bitirdi” diyerek iktidarsızlıklarını itiraf etmekten çekinmemiştir.(11/10 basın)

Aziz Türk Milleti!

Bu iktidar Taşları bağladı, itleri salıverdi. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, İstiklal savaşının Muzaffer komutanı, Çanakkale Zaferinin taçsız Kralı, Mustafa Kemal Atatürk’ün büstü yakılıyor, kırılıyor, tekmeleniyor…

Türk Bayrağı yakılıyor, yırtılıyor; iktidarı elinde bulunduranlardan ne bir ses ne seda var! Olup bitenleri sukut ederek onaylıyor, güneşe kör bakar gibi bakıyorlar. Taştan ses geliyor onlar 3 maymunu oynuyorlar.

Aziz Türk!

Bu devlete en çok sahip çıkması gereken, bu topraklar için canını vermiş, kanıyla destan yazmış  “Ulus” sen!  niye bu kadar duyarsız neden bu kadar sessiz olup bitene bigane bakıyorsun?

Üstünüze ölü toprağı mı serildi?

Siz ezelden beri hür yaşadınız, boynunuza tasma, kolunuza kelepçe; ayağınıza pranga nasıl yakışır?

Silkenin atın üstünüzdeki ölü toprağını, kendinize gelin! Siz, Timur’un, Alparslan’ın,Baga Kağan, Tulan Kağan, Yami kağan Ve de Mustafa Kemal Atatürk’ün soyu,  sopu torunusunuz. Siz  ruhsuz olamaz, oldu bittiye boyun eğmezsiniz…

İsterseniz Atatürk’ün “Türk Gençliğine Hitabesini” ben size hatırlatayım. Bir mucizedir gençliğe hitabede çerçevesi çizilen tehlike.

1 asır önce bu gün yaşadıklarımız görülmüş ve nasıl başa çıkılacağı altı çizilerek anlatılmış. Hitabeyi baştan sona yazmama gerek var mı?

Atatürk içine düşülecek tehlike ve tehditleri sıraladıktan sona, bakın nasıl sesleniyor , “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” daha ne desin? Kalkıpta cennetten geri mi gelsin?