Aziz Yıldırım, 6222‘nin 'radar'ına nasıl girdi?

Rakibe kart beklerken kart görmek...

Futbolcu, rakibinin kartlık hareketine kart göstermeyen hakeme tepki gösterince, hemen kart görür.

Aziz Yıldırım’ın Antalya Arena’da başına gelen de bundan farklı değil.

Sahada hakem-futbolcu, tribünde Savcı-Aziz Yıldırım.

Nasıl mı?

Medyaya, hemen hemen aynı biçimde yansıyan habere göre:

“Karşılaşma sırasında Yıldırım ile birlikte maçı izleyen Fenerbahçeli grubun küfürler etmesi”ne, o bölgede oturan bir kişinin “Arkadaşlar burası protokol. Bu davranışlarınız doğru değil.” tepkisi üzerine “münakaşa” başlar.

(Haberde kime, niye küfredildiği belli değil; ama küfrettiği söylenenlerden Aziz Yıldırım’ın adı açıkça yazılı.)

“Arkadaşlar burası protokol.” diyen ve “Sen kimsin?” soruna yanıt veren, kimliğini açıklıyor:

“Ben spor savcısıyım.”

Yanıta, Aziz Yıldırım’dan tepki gelir:

“Madem savcısın, tribünler maç başından bu yana bana küfür ediyor, onlara niye bir şey yapmıyorsunuz?”

Savcı, “Ben ne yapabilirim.” der.

Yine habere göre, Spor Bakanı Çağatay Kılıç’a olanları anlatan, Bakan'dan da “Siz hukuk adamısınız, ne yapacağınızı bilirsiniz” aklını alan Savcı’nın, Aziz Yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunacağı öğrenilir.

Durum böyle...

Aziz Yıldırım, kart görmüştür artık!.

*****

Haberde kime küfredildiği açık/ belli değil, dedik.

Geçen pazar, Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü 2016 Yılı Olağan Mali Genel Kurulu'nda konuyu açtı ve şunları söyledi:

“Savcı bizim yöneticilerimizin önünde oturuyor. (...) Arkaya dönüp bizim yönetime kol hareketi yapıyor. Bu kol hareketinden sonra münakaşalar başladı. 'Bize 15 bin kişi küfür ediyor bir şey yapmıyorsunuz bizim yönetime müdahale yapıyorsunuz' dedim. Daha önceki Antalya maçından dolayı bana ceza veriyor. Sayın savcı zaten Galatasaraylı. Artık adalete de inanmak bu ülkede zorlaşıyor.” (Cumhuriyet)

Aziz Yıldırım böyle diyor, acaba Savcı Bey ne diyecek?

O “münakaşa”dan bir hafta kadar sonra, Aziz Yıldırım’ın cezalandırıldığı haberi geldi. Öyle bir hava yaratıldı ki, ceza, sanki o günkü tartışmanın cezası.

Oysa o ceza bambaşka. Aziz Yıldırım, meğer Antalya’da, 5 Şubat 2016 tarihinde, Antalyaspor-Fenerbahçe maçı sonrası yaptığı açıklamada "Şikenin kralını Galatasaray yapmıştır" demesiyle 6222 sayılı yasanın “radar”ına girmiş.

“Radar”a girmenin cezası, 6222 sayılı yasanın 22. maddesinde.

Madde 22/1  diyor ki:  

“Sporda şiddeti teşvik edecek şekilde basın ve yayın yoluyla açıklamada bulunan kişilere, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, (...) idari para cezası verilir.”

Maddenin 3. fıkrası ise şöyle:

“Birinci fıkra kapsamına giren fiilleri işleyen kişiler, ayrıca idari tedbir olarak spor müsabakalarını seyirden yasaklanır. Bu yasak, kararın verildiği tarihten itibaren üç ay süreyle uygulanır.”

Yani “radar”a giren Aziz Yıldırım cezası, kısaca şu:

“Spor müsabakalarını seyirden 3 ay men...”

*****

Galatasaray’ın “şike” yaptığına ilişkin bir karar var mı?

Yok!

Hukukçuların yanıtlayacağı soruları biz, “ufku genişletmek” için soralım:

Galatasaray yönetimi, “şike” suçlaması karşısında Aziz Yıldırım hakkında niye dava açmıyor da, taraftar olduğu iddiasıyla birilerinin şikayeti dava konusu oluyor?

Dava konusu olduğuna göre, taraftarım diyen birilerine, kulüpleriyle ilgili söylenenlerden yola çıkarak, her konuşanı şikayet etme yolu açılmış olmuyor mu?

Fenerbahçe’ye yönelik “şike”nin bir “kumpas” olduğu yerel mahkemece saptandı; bu karar, Yargıtay’ca onanınca, “şikeci” diyenlere, onların kulüplerine ceza verilmesi yoluna gidilmezse ne olacak?

Tribünlerden yükselen “şike” ile ilgili sloganlar, kişilere yönelik küfürler, ilgili kurumlara/ kişilere “ninni” gibi gelirse, “ninni” söylenenlerin yerinde ya da aşırı tepkisi 6222’ye bağlanırsa, bu işin sonu nereye varacak?

Son söz:

Yasa/lar, düzeni sağlamak, hak arayanı korumak için uygulanırsa, o zaman amaca hizmet eder.

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com