Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '10

 
Kategori
Futbol
 

Aziz Yıldırım; Unutma! Müşteri değil taraftarız biz.

Aziz Yıldırım; Unutma! Müşteri değil taraftarız biz.
 

Doğuştan hemen sonra Fenerli olanlardanım. Yani boyasızlardan. Ama sıkı takipçisiyimdir Fenerbahçe’min. Taraftar kartı sahibi, zaman zaman kombine alan, yaz-kış hatta yurtdışı önemli hiçbir maçını kaçırmayan taraftarıyım.
Dım…
Taraftarıydım.. Sanırım artık yönetimin istediği “Müşteri oldum”

En büyük stadyum bizde olmasına rağmen kombineme diğer takımların 2 katı para ödüyorum, Fenerbahçe taraftar kartıma her sene bir ton para yatırıyorum, iletişimde Fenercell kullanıyorum, Kredi Kartım Fenerbahçe, donum, çarşafım, anahtarlığım v.s.,sarı lacivert. Evimin, işimin güvenliği bile Fenerbahçe’nin anlaşmalı olduğu firmadan.

Hatırlarım; Ali Şen öncesi Galatasaraylı arkadaşlarımla birbirimizi kıyasıya kızdırır ama maçlara da birlikte gider yan yana seyrederdik. Hem Ali Sami Yen’de hem de Şükrü Saraçoğlu’nda. İlk “nifak tohumları” Ali Şen’in sivri çıkışları ile atıldı. Çavuşoğlu’nun GS bayrağına yumruk sokması düşmanlığı çiviledi. Souness’in Saraçoğlu’nun göbeğine diktiği bayrak ise düşmanlığı mıhladı.

Çok sevinmiştim Ali Şen başkanlığı bırakınca. Aziz Yıldırım pek de burnu havada olmayan, mutevazı bir halk çocuğu görünümündeydi. Klasik futbol takımı başkanları gibi önde göbek elde puro havalı yürümüyor, gevrek kahkahalar atmıyor, gazetecileri azarlamıyor, kimsenin de kafasına bardak koyup aşağılamıyordu.
Du…

İlk şaşkınlığımı tesadüf aynı restoranda bulunduğumda yaşadım. Ailesi ile yemeğe gelen bir baba, oğlu ve Aziz başkanla fotoğraf çekmek için kibarca izin istedi. Başkanın elinin tersi ile git işaretini gören baba oğlunun yanında mahcup olarak salondan kaçtı. Buz kesmiştim.

Aziz Yıldırım beyanatları, onun zamanında peydahlanan; Tek büyük Fenerbahçe, Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak ve Fenerbahçe Cumhuriyeti sloganları bizleri sadece diğer takımlardan değil, arkadaşlarımızdan da ayırmaya başladı. Artık herkes Fenerbahçe düşmanıydı. Kimi ilgilendirirdi ki Fenerbahçe’nin Avrupa’da ki yenilgisi, kime ne faydası vardı ki? Ama ne yazık ki Denizli’de şampiyonluğu kaybedince sadece Florya’da, Çarşı’da değil Sivas’ta, İzmir’de, Erzurum’da da bayram vardı.
Oğlum ilkokul 1. sınıfta. Kalemliği, silgisi, çantası FB markalı ürünlerinden, oğlum sınıfında Fenerbahçeliler tarafında oturmak zorunda, sadece Fenerbahçelilerle arkadaşlık ediyor, edebiliyor. Diğerleri aralarına Fenerbahçelileri almıyor, şimdiden herkes Fenerbahçe düşmanı. Fenerbahçe’nin kupayı ve ligi kaybetmesi okulunda ki tüm diğer takımların taraftarlarınca bayram havasında kutlanıyor.

Oysa zamanında 25 milyon sempatizanı olan bir takımdı Fenerbahçe.
Dı…
Ali Şen % 20 sini neutralize etti, soğuttu takımından. Aziz Yıldırım da kalanın yarısını. Çocukluğumda 3, 5 milyon taraftarı olmayan Galatasaray ise Apo’nun sempatizanlığı sayesinde Güneydoğu’da, UEFA kupası ile kadın ve çocuklarda ve de Özhan Canaydın zerafeti ile tarafsızlarda çok yol aldı. Belki de bugün Fenerbahçe’yi geçti taraftar sayısında. En azından Facebook bunu gösteriyor.

Yönetime seslenmek istiyorum; Artık topluma düşmanlık aşılamayın. Siz taraftar değil yöneticisiniz, “Tek büyük Fenerbahçe” v.s. gibi ayrılıkçı sloganlardan vazgeçin. Bizler artık maçlarımızda eğlenmek, Galatasaraylı, Beşiktaşlı arkadaşlarımızla birlikte maç seyretmek, Avrupa maçlarında diğer takımların da bizi desteklemesini istiyoruz. Biz asla bir Cumhuriyet değil bir Türk Takımıyız. Çocuklarımızın diğer takımları tutan arkadaşları ile düşmanlık içerisinde değil, kardeşlik içerisinde yetişmesini istiyoruz. Unutmayın;
MÜŞTERi DEĞiL TARAFTARIZ BiZ!

Değişim istiyoruz. Kafaların, söylemlerin, sloganların değişmesini, düşmanlıkların sona ermesini istiyoruz. Ve değişim için “dolap içi kaset” beklemek istemiyoruz.

 
Toplam blog
: 305
: 4038
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Kayseri doğumlu, 1977'den beri Sektörde (Otel, Çarşı, Yurtdışı Acente, Profesyonel Turist Rehberi..