Aziz Yıldırım'dan çağrı: Korkmayın, Silivri'ye, davaya gelin!.

“Şike Kumpası” davası dün başladı. 

Bu dava, “sözde şike”yi kurgulamak iddiasıyla yargılanacakların davası… Bilindiği gibi, “sözde şike”den hüküm giyenler, yeniden yargılamayla aklandılar; Yargıtay, son sözü söyleyecek. 

Davanın, başta Aziz Yıldırım olmak üzre, birçok “müşteki”si vardı. Ne var ki, Aziz Yıldırım’ın deyişiyle, çoğu “korkudan” mahkemeye gelmedi. 

Aziz Yıldırım, çağrı yapıyor: Korkmayın, Silivri'ye, davaya gelin! 

"Korkulan" kim? 

FETÖ... 

Aziz Yıldırım, dün de korkmadı, bugün de korkmuyor. Bir de inandığı doğrular, daha önce yaptığı saptamalar var; onları yeri geldikçe yineliyor. Dün kimi gazetelerde, davayla ilgili açıklamaları/ değerlendirmeleri yer aldı. Bunlardan biri de, futbol takımını yakından ilgilendiren, TFF’yle ilgili söyledikleri: 

“Attıkları insanların bazıları FETÖ’cü değil. (…) Ama FETÖ’cü olarak bilinen bazı isimler kurullarda görevli hala. Yakında ortaya çıkar hepsi. (…) İsimlerin bazılarını kendileri de biliyorlar ve örtbas ediyorlar. Ellerinde patlayacak ama başlarını ağrıtacağım. UÇK’yı inceleyin, yarısı FETÖ’cüdür. (…) Temizlik yapıyoruz diyorlar ama hala dolu.” (Tayfun Bayındır, Milliyet, 20.02.2017) 

Aziz Yıldırım, ilk duruşma sonrası yaptığı açıklamada , birçok kişiye, kuruma göndermeler yaptı. Göndermeler, birçok yorumu, soruyu akla getirecektir kuşkusuz. Dilerseniz, aşağıdaki soru cümlesi, “asker bavulu” misali önümüze düşsün: 

Futbolda FETÖ’cü var mı, yok mu; varsa, bunların gücü ve etkisi ne? 

Bu, bakış açısına göre, kestirmeden yanıtlanabilir. Kuşkusuz, ilk bölüme göre verilecek yanıt, ikinci bölümü taca atacağı gibi, örneklemeye de götürür. 

***** 

“Şike Kumpası” davası dün başladı.

3 Temmuz sürecinin nasıl, ne zaman sonuçlanacağını yaşayıp göreceğiz. Bu süreçte beklentiler, olumsuzluklar sürüp gidecek. Özellikle Yargıtay’dan çıkacak karar uzayınca, sürüp gidecek/ler saymakla bitmez: 

“Kumpas”ın medya ve futbol ayağının, hiçbir şey olmamış gibi, eski düzenini sürdürmesi… 

Fenerbahçe futbol takımının başarısızlığı üzerinden, adına eleştiri denen yaklaşım/ değerlendirmelerle 3 Temmuz’u unutturma çabası… 

Başarıyı sadece şampiyonluk olarak gören taraftara, sportif başarının her şeyden önce geldiği saptamasıyla kışkırtmaya/ etkilemeye yönelik gaz verilmesi… 

3 Temmuz sayesinde elde edilen konumları korumak çabası… 

Sahalarda hakem/ gözlemci/ temsilci, saha dışında ceza kesen/ bağışlayan kurullar eliyle kollama ve doğramanın sürmesi… 

Bütün bunlar, kuşkusuz, bir yerde biter. O zaman, “bir hakkı bir yerden alıp bir başka yere aktarma” heveslileri ya “piyasa”dan çekilecek ya da “hizmet”, “tarafsız yönetim” nedir, bunu öğrenecekler. 

***** 

Eylemler, kararlar, yaklaşımlar, “niyet”i hemen ortaya koyar. 

Her yere sızan/ giren “örgütlü güç”, futbola uzaktan bakar mı?

Bakmadığının kanıtı da, dün başlayan “Şike Kumpası”; önceki kanıt ise, Yargıtay’da son sözü bekleyen “sözde şike” davasıdır.

Son söz: 

3 Temmuz’un “kumpas” olduğuna inanan da inanmayan da, buyursun gitsin Silivri’ye, hakkını savunsun!

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com