Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ağustos '15

 
Kategori
Futbol
 

Aziz Yıldırım'ı aklayacak raporlar

Aziz Yıldırım'ı aklayacak raporlar
 

“Şike” mi, “kumpas” mı?

Yeniden yargılanma yolu açılınca, dava, yeni bir yola girdi. Mahkeme, 18 Eylül’deki duruşmada “son sözü” söyler mi?

“Son söz” ya “şike var” olacak ya da “aklanma”...

Aziz Yıldırım, mahkeme sonucu ne olursa olsun, başkanlığı bırakacağını hep dile getirdi. En son, Faik Çetiner ile Meriç Müldür’ün konuğu olduğu HaberTürk TV’nin Sportürk programında, üstüne basa basa bunu bir kez daha söyledi.

Aziz Yıldırım’ın o programda her söylediği, başlı başına bir yazı konusu. Biz, sadece “şike”, “kupa” üzerinden yola çıkalım, 18 Eylül’deki mahkemeye uzanalım dedik.

(Aziz Yıldırım, mahkemenin “şike” demesi durumunda kupayı Trabzon’a göndereceğini söyledi ve Trabzonspor’a seslendi:

“Türkiye'de Fenerbahçe'ye karşı Galatasaray ve Trabzonspor taraftarları her yere yazdılar, çizdiler. UEFA'ya CAS'a... Bu dava şike davası olarak bitmiştir, şike olmadığı söylenmiştir. Esas olan Trabzon'un kendi özüne dönüp, sportif mücadelesini yapması. Kulübün gelir-gider dengelerini yapıp geleceklerini kurmaları gerekir. Fenerbahçe'yle mücadele onlara bir şey kazandırmaz.” )

*****

Mahkeme, 18 Eylül’de nasıl bir karar verir?

Bunu bilmek zor, tahmin etmek kolay; çünkü iki olasılık var. Birini atar, tutturabilirsiniz, tutturma olasılığı yüzde elli.

Mahkemenin, TFF’den “gözlemci”, temsilci”, “hakem” raporlarını istemesinin, verilecek kararda etkili olacağını söylemek mümkün. 

Mahkeme, bu raporlarda ne arayacaktır?

“Şike” nasıl yapılmış!.

(O raporlarda, bırakın “şike”yi, “yüzde bir ihtimal de olsa” olsaydı, Fenerbahçe’nin, dolayısıyla Aziz Yıldırım’ın ipi anında çekilmişti. Yoksa o kadar tantanaya, “senaryo”ya, “kumpas”a gerek yoktu.)

“19 maçta şike var” diyen emniyetin raporu ile “gözlemci”, “hakem”, “temsilci” raporları yan yana konduğunda, ilkini dikkatlice okuyanların gözünden kaçmayacak olan şu:

Polis, şu maçta şike var, diyor, kaynak gösteriyor. Kaynağa giden, yüklemi edilgen çatılı eylemli cümleleri görüyor. Yüklem edilgen eylem olunca, “işi yapan belli” değil. Ayrıca, kaynak, satır aralarında söylenenlerin kaynağı olarak polis işaret ediyor.

Ne güzel?

“Gözlemci”, “hakem”, “temsilci” raporları öyle mi?

Raporu yazan, yüklemi edilgen eyleme dayalı cümleler kurmuyor, “kesinlik” gösteren, “gözlem”e dayalı bilgiler/ ayrıntılar veriyor.

Öyleyse?

Yan yana konduğunda, “gözlemci”, “hakem”, “temsilci” raporları, “kumpas”ın açığa çıkmasını sağlayacak belgelerdir.

Bir tek “polis fezlekesi”ni “kutsal metin”den saymak ne acı!.

*****

Aziz Yıldırım, mahkemenin 18 Eylül’de vereceği kararı bekliyor.

Aklanırsa, hesap soracak; “şike” kararı çıkarsa, kupayı Trabzon’a gönderecek.

Mahkemenin elindeki TFF’den gelen raporlarda neler olduğu, basına yansıdığı kadarıyla, apaçık. Sözgelimi, Sivasspor-Fenerbahçe maçının oynanmasından 3 gün sonra hazırlanan raporla ilgili Milliyet’teki değerlendirme şöyle:

“22 Mayıs 2011 tarihinde oynanan ve Fenerbahçe'nin 4-3 yendiği maçın gözlemci raporu, hava durumu, seyirci sayısı, misafir seyirci sayısı gibi genel tespitlerle başlıyor. Gözlemci, maçı ev sahibi Sivas'ın prestij, Fenerbahçe'nin ise şampiyonluk mücadelesi olarak tanımladıktan sonra, yazılmasına gerek duyduğu diğer ayrıntılara giriyor. Her iki takım oyuncularının centilmenliğine dikkat çeken gözlemci, maçın kritik pozisyonlarının ofsayt pozisyonları olduğu bildiriyor ve bunlarının sayıca fazlalığının hakemleri zorlayıcı nedenler olduğunu bildiriyor.”

Bir başka maçla ilgili raporda gözlemci, evsahibi takımın taraftarının, sözgelimi, “karşılaşmanın 49, 51, 53'üncü dakikalarında Aziz Yıldırım, Federasyon ve hakemleri hedef alan küfür edildiği” belirtiyor ve bu küfürleri açıkça yazıyor.

*****

Basına yandığı kadarıyla, “gözlemci”, “hakem”, “temsilci” raporlarında, bırakın “şike”yi iması bile yok.

O zaman, “şike” mi,  “kumpas” mı?

Bundan biri tescillenince, tartışmalar, kavgalar bitecek mi?

Tartışmasız, kavgasız yaşamın tadı olmadığına göre...

Gerçekçi bakanların yanıtlaması gereken soru şu olmalıdır:

Maç/larda “şike” olup olmadığını “polis fezlekesi” mi, yoksa “hakem”, “gözlemci”, “temsilci” raporları mı kanıtlar?

Ya da farklı bir deyişle:

Maç/larda “şike” olup olmadığının kararı “polis fezlekesi”ne  mi, yoksa “hakem”, “gözlemci”, “temsilci” raporlarına mı bakılarak verilir?

Son söz:

“Yeniden yargılanma”, doğal olarak, “adil yargılanma” beklentisini umuda dönüştürüyor.
 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com


 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..