Aziz Yıldırım kazandı, Funda Hanım altmışaltıya bağladı...

<ı>Fenerbahçe'de başkanlık yarışı bitti.
<ı>Aziz Yıldırım, <ı>Fenerbahçe başkanlığına üç yıllığına yeniden seçildi.
<ı>Şadan Kalkavan gerilerde kaldı; sanıyorum bir daha yarışa girmez.
Sadece başkanlığa aday olan <ı>Trakya Üniversitesi Tıbbı Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Funda Sibel Pala da yarışta vardı.

*****

Her üyenin, tanınan bir olanaktan yararlanıp seçime başkan adayı olarak katılması doğaldır. Ama başkanlığa soyunanın, önce, nerede olduğunu/ bulunduğunu düşünmesi gerekir. Birkaç dairelik bir apartmana yönetici adayı olmakla, koskoca bir kulübe, <ı>Fenerbahçe’ye başkan adayı olmak farklı şeydir.
Böyle bir karar, gece gündüz düşünmeyi gerektirir.

Başkan adayı olmak için, üye olmak yeterli koşul diye, öyle her aklına esen, ortaya çıkamaz. Sonra nerede görülmüş, yönetim kurulu listesi olmadan, tek başına aday olmak, koskoca bir kulübü yönetmeyi düşünmek!
Akıl işi mi?
<ı>
“Ben adayım.” demekle iş bitmiyor/ olmuyor?
Olanlar yok mu?
Var!

*****
<ı>
Fenerbahçe Genel Kurulu’nda <ı>“Ben de adayım!” demekle iş bitmiyor.
Aday olmayı sulandırmamak gerekiyor!
Laf olsun diye gelen alkışlara bakıp, <ı> “Demek ki, ben neymişim!” diye düşünmek saflıktır!
Saf insanlar, iyi/ doğru iş yaptıklarını, doğru yolda olduklarını sanırlar.

*****

Sözü, <ı>Fenerbahçe başkalığı için aday olduğunu açıklayan <ı>Trakya Üniversitesi Tıbbı Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Funda Sibel Pala’ya getirmek istiyorum:

<ı>Funda Hanım, , birkaç arkadaşının habersizce, kendisini aday gösterdiğini söylüyor.
Ne garip!
Birkaç arkadaş, aday gösteriyor!
Şaka olmasın!
Ama<ı> Funda Hanım, bunu ciddiye alıyor; başkan adayı olarak nutuk atıyor.
Ortada bir yönetim kurulu listesi yok!
Sadece başkan adayı!
<ı>Funda Hanım, kürsüde, çok adaylı, demokratik bir kongre isteğini dile getiriyor ve ekliyor:
<ı>
''Kişilerin cesarete ihtiyacı varsa ben adaylığımı açıklayarak bu cesareti gösteriyorum.''

Demek ki, <ı>Fenerbahçe’de cesaretli olan tek kişi var; o da kendisi!
Gerçekten cesaret!
Tek kişiyle sınırlı cesaret!
<ı>Tek kişilik cesaretin üniversite çevrelerinde yaygın olduğuna her seçimde tanık oluyoruz.
Kimi üniversitelerde, rektörlük yarışına katılan, sadece kendi oyu ile tek oy alan, öğretim üyelerini görüyoruz.

*****

<ı>Fenerbahçe'<ı>yi<ı> ileride bir tehlike bekleyebilir<ı>. O da, her üyenin, <ı> Funda Hanım'ın yaptığı gibi, yönetim kurulu listesi olmadan, sadece başkanlığa aday olması.<ı> Fenerbahçe, sırf renk katıyor, diye böyle girişimlere göz yummalı; bunların önüne geçmelidir. Yol, bir kez açılmaya/ o yolda gidenler<ı> “getiri” elde etmeye görsünler, o zaman seyreyleyin şenliği!
<ı>Genel Kurul salonu, tam bir <ı>“okul müsameresi”ne döner.
İş, magazinleşir!

****

<ı>Funda Hanım'nın davranışını, bir kadın hareketi/ başkaldırısı, başkanlığa aday olmak için bir <ı>“cesaret” örneği olarak görmek, saflıktan öte bir şeydir.
Buna inananlara/ inanıyor görünenlere, bilmem ki, ne demeli?





*<ı> <ı>Funda Hanım'a<ı> teşekkür ederim. Çünkü “cesaret” olarak nitelediği tavrı, bana esin kaynağı oldu; “CHP ya da AKP’de aklına esen her üyeye başkanlık yarışına girme fırsatı tanınsa ne olur?” sorusu doğrultusunda yazı yazma fikri verdi. O yazı yarına.