Aziz Yıldırım tutuklanmadan öldürülmeye mi çalışılıyor?

Günlerden pazar, aylardan temmuz… 

Futbolumuza bir bomba düşüyor… 

Düşüyor düşmesine de, bombanın etkisi belli bir alanı kapsıyor! 

Türkiye’nin en zengin, en fazla gelire sahip, en fazla taraftara sahip, en fazla şampiyon olmuş, en fazla galip gelmiş, en fazla gol atmış takımının üzerine düşen bu bomba, ne yazık altında kimleri götürüyor belli değil. 

Düşen bombanın bilinçli atılıp atılmadığı hala anlaşılmış değil. Az da olsa belirtiler var. Ancak iddianame hazırlanıp, mahkeme tarafından kabul edildikten sonra, bombanın bilinçli atılıp atılmadığını anlayacağız. 

Mahkemeler tutuklama üstüne tutuklama kararları verirken, savcı önüne gelene tutuklama talep ederken, Futbol Federasyonu da kendince savcı ve emniyet yetkilileri ile görüşüp, önünü görmeye çalışıyor. 

Futbol Federasyonu savcı ve hâkimden daha adil bir havaya bürünmüş durumda. Futbol Federasyonunun yeni Başkanı Mehmet Ali Aydınların, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamayı kendi kulaklarımla duydum. “Savcının ve emniyetin elinde somut bir delil yok. Anlatılanlar sadece duyumdan ibaret!” 

Evet, elde kesin delil olmamasına rağmen, koskoca bir kulüp suçlanıp, yönetim kurulu üyeleri ve başkanı içeri tıkılabiliniyorsa, bu operasyon bir başka operasyon demektir! 

Bazı gazete ve internet sitelerinde yayınlanan, “Fenerbahçe’ye cemaat operasyonu” iddiası doğruluk kazanıyor demektir. 

Bir başka iddia ise, tutuklananların hepsinin CHP ve MHP kökenli olmalarıymış. Yani soruşturmanın asıl amacı siyasiymiş. Ne derece doğru bilemem, ama tekzip edilmediğine göre doğrudur. 

Örneğin: Aziz Yıldırım CHP’li, Cemil Turan MHP’liymiş. 

Neyse bunları bir kenara bırakıp, koskoca bir kulüp başkanına yapılan işkenceye bakalım. Aziz Yıldırım’ı gözaltında resmen öldürmeye çalışıyorlar. Zahid AKMAN’a gösterilen tolerans Aziz Yıldırım’a gösterilmiyor! En büyük camianın başkanına yapılanları hoş görmek gerçekten mümkün değil. 

İlginç bir diğer konu da; Ergenekon ve Balyoz davalarının tersine, bu olayla ilgili medya sızdırmada ayrım yapılmadı! Özellikle Doğan Medya Grubu ve bir süre önce elden çıkarılan gazeteler, hep başroldeydi. 

Gazeteler ve televizyonlar, son bir haftada yaptıkları tiraj ve reytingi hiçbir dönemde yapmadılar! 

Fenerbahçe’ye kurşun sıkılırken bile bir reyting ve tiraj aracı olarak her alanda olduğu gibi lider durumda. 

Sorgulamalardan ilginç detaylar, medyaya yansıyor bizde oradan içimiz acıyarak izliyoruz. En ilginç yansıma da Aziz Yıldırım’a yöneltilen sorular. 

İşte ilk soru: Çıkar amaçlı örgüt üyesi olmak, yönetmek ve şike yapmaktan pişman mısınız!? Siz Aziz Yıldırım olsanız bu soruya ne cevap verirdiniz? Eğer ben Aziz Yıldırım’ın yerinde olsaydım, “Evet pişmanım! 13 yıl Fenerbahçe’ye ve Türk futboluna hizmet ettiğim için pişmanım! Fenerbahçe’ye ve Türk futboluna kazandırdığım bunca tesisler için pişmanım! Son beş yılda iki kez son haftada şampiyonluğu kaybettiğim için pişmanım! Kulüpler Birliği Başkanlığını yaptığım için pişmanım! Yaşamımı bu alanda harcadığım için pişmanım!” derdim. 

Evet, birde şu var: Son hafta bir puan önde girilip kaybedilen şampiyonluklar! Aziz Yıldırım bu kadar kudretli, bu kadar iş bilen, iş bitirici birisi olsaydı, geçen yıl şampiyonluğu kaybeder miydi? Sivasspor-Fenerbahçe maçını irdeleyenler, geçen yıl son hafta oynanan ve Bursaspor’un 2-1 kazandığı Beşiktaş maçı niye irdelenmez? Ya Denizli’de kaybedilen şampiyonluk? 

‘İleri Demokrasi’ diyerek geldiğimiz noktada, savcı ve hâkimler eliyle toplum dizayn ediliyor. Fenerbahçe gibi bir kulübün başkanı böyle olaylarla uğraşır mı? Türkiye’de herkesin telefonları dinlenirken, böylesi alengirli işler cep telefonunda konuşulur mu? 

Bu soruşturmada; Fenerbahçe suçlu ilan edilirken, sanki diğer kulüpler sütten çıkmış ak kaşık! 

Eğer Federasyon Fenerbahçe’yi ligden dürüp, bir alt kademede oynamasını sağlarsa, yeni adresimiz TRT ekranları olacak! Elimdeki dekoderi hemen iade edeceğim.