Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

Azrail ile nikâh kıyanlar/Kadınlar ölüm fermanını evlenirken imzalıyorlar

Azrail ile nikâh kıyanlar/Kadınlar ölüm fermanını evlenirken imzalıyorlar
 

“Benden ayrılamazsın (boşanamazsın) ayrılırsan seni öldürürüm”

Bu, rasgele söylenmiş bir söz değil; maalesef bazı kadınlarımızın, kızlarımızın alın yazısı. Ve bu alınyazısını Türkiye topraklarında değiştirmek mümkün değil.

Yüzlerce vardır ama bizzat şahit olduğum bir örneği aktarıyorum. Genç kız güven vermeyen biriyle ailesini de çiğneyerek evlendi. Anlaşamadılar. Çocuk çalışmıyordu, eve para getirmiyordu. İş buluyor giriyor, geri çıkıyordu. Ya da hiçbir şey olmadı da kız bu evliliği istemedi, ayrılmak istedi. Bu arada çocukları da olmuştu. Oğlan yukarıdaki cümleyi söylemişti kendisine: “Benden ayrılamazsın (boşanamazsın) ayrılırsan seni öldürürüm”

Kız biliyordu; böyle diyenler bu ülkede eşlerini öldürüyordu. Evlendiği adamın tehdidi bununla da sınırlı kalmamıştı. “Hap içer, gelir aileni de seni de yok ederim” demişti.

Zavallı kadının önünde iki tane seçenek vardı: Ya sevmediği, bilmeyerek evlendiği bu adamla bir ömür birlikte yaşayacak ya da ölecekti. Hatta Allah göstermesin ailesinin yok olması bile mümkündü.

Aslında üçüncü bir yol olabilirdi. Kız bağımsız bir devletin vatandaşıydı. Bu devletin ordularla savaşan askeri polisi vardı. Böyle bir tehdit aslında büyük bir olaydı; ama devleti yönetenler bunu anlayacak bilinçten yoksundular. Aileden sorumlu bakan orada burada ağlıyor sorunu çözeceklerini söyleyerek adli bir iki tedbirden bahsediyordu. Buradaki yanlış, devletin olayı adli bir vaka olarak görmesi ve sıradan güvenlik tedbirleriyle önleyebileceğini sanmasıydı. Oysa 2005 yılından bu yana Türkiye’de tam 4000 kadın öldürülmüştü. Ve devlet hala sığınma evleri, kelepçe gibi basit şeylerle uğraşıyordu. Türkiye’de böyle bir potansiyel katil gurubu vardı. Evli her 5 erkekten birisinin karısını öldürebilecek yapıda olduğu söyleniyordu.

Ve devlet bugüne kadar bu durumdaki hiçbir kadının öldürülmesini önleyememişti. Katillerin bu kadar fütursuz olmalarının nedeni devletin gevşekliği, cezaların yetersizliği, dinin ve törenin desteği ve halkın duyarsızlığıydı.  Karısını öldüren katile aile sorunu diye kelepçe bile takılmıyor, adamlar hapse namusunu temizlemiş kahraman gibi elini kolunu sallayarak gidiyorlar, göstermelik verilen ömür boyu hapislerde de 20 yıl yatıp çıkıyorlardı.

Din, töre, devlet ve halk kadın katillerinin arkasında olduğu sürece adam tabii ki beni boşarsan seni öldürürüm diyecekti.

Genç kadın çaresizdi. Çocuğunu almış gelmiş, orada burada saklanıyor, ailesi de kendisi de büyük korku yaşıyorlardı. 1 milyon askeri polisi olan bir ülkenin vatandaşının düştüğü durumu görebiliyor musunuz?

Hiçbir çözüm bulamamıştı. Savcılığa dilekçe ver demişler ama hiç güveni yoktu. Çünkü daha önce öldürülen 4000 kadından pek çoğu savcılığa dilekçe vermişlerdi. Bir devlet ülkesindeki bir sorunla ilgili olarak bu kadar aciz kalabilir miydi? Kimdi lan bunlar! Yok, muydu bu ülkede bunlara haddini bildirecek bir güç. Bu adaleti, kanunları, vicdanı aşan bir durumdu. Bana diyor ki ya benim dediğimi yaparsın yoksa öldürürüm. Allah’a da inancım yok diyordu. Allah Allah olsaydı bunları kahrederdi.

Benden akıl istediğinde gerçekten zorlandım. Ne diyebilirdim ki? Ömür boyu bu aşağılık adamın karılığına katlan mı diyecektim? Yoksa bırak seni öldürsün mü? Ya da hikâyeden savcılığa dilekçe. Hiç birini söylemedim; çünkü hepsi boştu. “Git, sen onu öldür” dedim.

Bizler bilmiyoruz ama binlerce on binlerce kadınımız kızımız maalesef bu durumda; bir çıkış yolu arıyorlar.

Öncelikle devlet bu konudaki politikasını değiştirecek. Bu tür olaylara adli vaka diye bakılamaz; insanlarımız ölümcül bir sorunla karşı karşıya. Dinin ve törenin etkisini ortadan kaldırmak için Diyanete fetva verdirecek.

Ve devlet bu olaylara girişenlere normal adli bir suçlu gibi davranmayacak. Çünkü yapılan normal bir suç değil. Bu bildiğimiz cinayetlere de benzemiyor. Azrail olmuş resmen can alıyor. Önce ceza kanununda değişiklik yapılarak bu suçluların ömür boyu hapis verilip 20–30 yıl hapishanede kalmaları durumu kanundan çıkarılacak. Çünkü kişiler bunu göze alıyorlar, alırlar. Ölünceye kadar hapishanede kalmaları sağlanacak. Adam paranı vermedi, öldürdün. Yani bir saik var. Yani anlaşılır. Ama benden boşanamazsın, boşanırsan öldürürüm resmen Azraillik.

Devletin suçlu üzerinde manevi baskısı ve caydırma da önemli. Gerçekten böyle bir şey varsa devlet devlet olsa onun burnundan fitil fitil getirir. Olayı derhal araştırırım. Tehlike varsa kişiyi gözaltında tutar yerlerinizi ayırırım. Peşine adam takarım. Adım adım izlettiririm. Her gün arar, çağırır karşısında devletin gücü olduğunu ona hissettiririm. Dünyaya geldiğine pişman ederim! 

Ve kadınlarımız, kızlarımız maalesef ölüm fermanını evlenirken imzalıyorlar. Biz kadınlara, kızlara evlenecekleri erkeği seçerken bir ölçü verdik. Düğünde oynayacaksınız. Kendi düğününüzde değil ama. Ve onunla değil. Kabul ediyorsa hiç kormayın. Etmiyorsa bir psikopatla evleniyorsunuz demektir.

Bunlar ciddi erkek tavırlarıyla çekicidirler, aşk sözleri, davranış ve giyimleriyle başınızı döndürürler. Aslında o etkisinde kaldığınız ciddi erkek tavrı psikopatlığın yüze yansımasıdır. Benim şahit olduğum olayda kadın çocuğu ile ölümü bekliyor; böyle olmak ister misiniz? Erkeklerin geri kalan beşte dördü size yeter. Bu beşte biri hayatınızdan sileceksiniz. Gitsin köpeklerle evlensinler! Aptal kızlarımız yüzünden bu insan müsveddeleri adam yerine konuluyorlar. Yanılmayasınız, psikopatlıkları dışında her şeyleri normaldir. Gereksiz sinirli, dengesiz, psikolojisi bozuk kimselere de dikkat etmelisiniz.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..