Azrail kapıyı kaç kere çalar...

Dini öğretilere göre dört büyük melekten biri olan Azrail, insanların canını almakla görevlendirilmiştir. Her ne kadar bu görevden affını talep emişse de Allah onu “Sen merak etme hiç kimse sana kabahat bulmayacak. Çünkü mutlaka bir sebep vereceğim ölümlerine” diyerek görevlendirmiştir. O gün bugündür Azrail vadesi dolanların canını bir defada alır ve hiç kimse de ona sitem etmez. Ya doktor hatası vardır, ya dikkatsiz sürücü nedendir, ya deprem, sel, yangın vs… Liste uzar gider…

Ancak yeni duyduğum bir habere göre Azrail artık canını alacak kişinin kapısını iki kere çalıyormuş…İzmir’de…Nasıl mı?

Öncelikle yaşlı  ve yalnız insanları seçiyormuş

Üzerine siyah kıyafetler giyiyormuş

Havanın yağışlı veya kapalı olduğu günleri seçiyormuş, ki ruh halleri müsait olsun insanların…

Sonra kapıya geliyor ve tık tık…Yaşlı insan kapıyı açıyor karşısında simsiyah giysileri içerisinde devasa bir adam. Buyurun diyor, kime bakmıştınız? Gelen esrarengiz kişi boğuk bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor;, "Ben Azrail'im, canını almaya geldim. Ama günahın çok. Hemen kefaretini ver. Günahların azaldıktan sonra canını alacağım”…(Milliyet Gazetesi)

Breh, breh, breh…Yaşlı şaşırıyor, önce inanmak istemiyor ama can tatlı, günah çok, ne yapsın. Ancak Azrail bir pazarlık şansı yaratmış, bari bunu kullanayım da günahım az olarak tanrının huzuruna çıkayım diye düşünüyor. Muhtemelen ne kadar diye soruyor. Mahalleye göre belirlenen rayici ifade ediyor Azrail. 300, 400 veya 500 TL. Sonra diyor ki, ben şimdi gidiyorum, 5 dakika sonra birisi gelecek, bu parayı sen ona vereceksin.

Yaşlı korku içerisinde neyi var, neyi yoksa denkleştirip beş dakika sonra gelene sunuyor günahlarının kefaretini.

Akşama kadar nasıl bir ruh hali içerisinde olduğunu anlamak için psikolog olmaya gerek yok sanırım.

Bu dolandırıcılıkta sınır tanımayanların yeni yöntemiymiş. Ne kadar yaratıcı olduğumuzu biliyordum da, bu kadarını bilmiyordum. Bu ahlak yoksunu yaratıkların varlığından utanç duyuyorum. Hani diyorum dolandırıcılık yapacaksan da bu yaşlı insanları Azrail’le korkutma. Git bir fener bul kendine, aydınlatarak yap etrafını. Ne o öyle siyahlara bürünüyorsun, yok boğuk ses tonu falan, bak ayıp oluyor valla. Medeni bir şekilde giyineceksin, güzel konuşacaksın, insanları bu eylemin güzelliğine inandıracaksın, ışık saçacaksın, alkışı ve desteği hak edeceksin. 

Olmaz efendim olmaz böyle korku filmi gibi, biraz ders alın bilenlerden…29 Mayıs 2012