Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

B.k böceği ekonomisi

B.k böceği ekonomisi
 

İşte o böcek


Bu bir doğa gözlemcisinin, doğal ekonomi yorumudur.

Ben ekonomiden hiç çakmam. Ama b.k böceklerinden anlarım. Hem de iyi anlarım. Okuyun, göreceksiniz. Ekonomik cehaletimin nedenleri arasında, babamın iş adamı, bankacı veya menkul kıymet uzmanı olmayışı da sayılabilir. Çünkü o bir çiftçi ve aynı zamanda bir çobandı. Yaşadığımız yerde fabrika, balık lokantası, agora meyhanesi, yazlık sineması ve lunapark yoktu. Bu yüzden babam oralara gidemedi. Kendisi gidemediği için beni de götüremedi.

O, medeniyetten uzak, çevresi dağ, bayır ve ormandan ibaret olan köyde bazan inek otlatır, bazan da tarla sürerdi. Tabi ben de iyi havalarda onu takip ederdim. Nisan sonunda köy okulları kapandığında çobanlık görevi benim olurdu. İşte, b.k böcekleriyle ilgili tüm bilimsel bilgimi bu dönemdeki gözlemlerimden edindim.

Yıllar sonra çağdaş ekonomik hareketleri, b.k böceği davranışlarıyla karşılaştırdığımda kapitale endeksli bu sistemin nasıl işlediğini şaşırtıcı biçimde bildiğimi farkettim. Artık yeni şeyler öğrenmek için yorulmama gerek kalmamıştı. Son zamanlarda piyasa deyince borsanın, borsa deyince de bedavadan para kazananların anlaşılmasına pek akıl erdiremesem de aldırmıyorum. Çünkü konumuz bu değil.

Bilindiği üzere canlılar yer, içer, saçar. Gün boyu otlayan inekler de böyledir. Vakti zamanı geldiğinde yediklerini arkadan tükürürler. Bu ise yerde, (1) hatırı sayılır büyüklükte bir pasta oluşturur. Kokuyu alan "b.k böcekleri" pastanın paylaşımı için anında harekete geçerler. B.k böceklerinin bu davranışının, küresel sermayeyle ne kadar benzeştiğini sanırım farketmişsinizdir. Bazan öyle kalabalık olurlar ve öylesine seri uçarlar ki onları, Pearl Harbour baskınına katılan Japon uçakları sanabilirsiniz.

İniş yaptıklarında, çok uluslu karteller gibi hızla pastaya saldırılar ve paylarına düşeni, düzgün bir top haline getirirler. Kısa süre sonra, o kocaman pastadan bir kırıntı bile kalmadığını hayretle görürsünüz. Sanki inek hiç pislememiş, ortalık hiç kirlenmemiş gibidir. Esasen bu, tabiatın atık ve artıkları yok ederek, çevreyi nasıl temiz tuttuğuna somut bir örnektir. Belki de, "tüketeceğiniz kadar üretin, hırsınıza yenik düşüp ortalığı b.klamayın" şeklinde bir uyarıdır. Tabi anlayana...

Görev, inek pisliğinin top haline getirilmesiyle bitmez. Bunun kem gözlerden uzak bir yere taşınması icabeder. Bazan bir böcek, tam işini bitirip yola çıkacağı sırada geç kalmış bir hemcinsinin tacizine uğrar. İkisi arasında bir mücadele başlar. Kavga esnasında ön ayaklarını kullanarak birbirlerini, boylarından bir kaç kat uzağa fırlatabilirler. Yuvarlanmış tezek, savaşı kazanana kalır.

Gelen karşı cinstense kavga olmaz. Hemen bir aile oluşturulup iş bölümü yapılır. Eşlerden biri topun üzerine sıkıca yapışır, diğeri taşır. Taşıma işlemi, böceğin amuda kalkarak arka ayaklarıyla küreyi ters istikamete doğru yuvarlamasından ibarettir. Eylem, uygun bulunan bir yerde son bulur. Karar kılınan mekan bilinçli olarak mı, yoksa rastgele mi seçilir, bilmiyorum. Taşınan top, açılan bir çukura yerleştirdikten sonra yenmeye başlanır.

Tezek yuvarlağını aile olarak tüketenlerin sayısı oldukça azdır. Böceklerden çoğu bu işi, tıpkı modern çağın insanı gibi, tek başına yapar. Şimdi de bu gözlemimle günümüz ekonomisini nasıl yorumladığımı görelim.

Böcek, top haline getirdiği inek pisliğini önden yemeye başladığında arkadan, tahminen yarım milimetre çapında, uzadıkça üst üste katlanan bir atık zinciri çıkmaya başlar. Atık dediğime bakmayın; aslında bu doğal bir dönüşümdür. Yani burada gıdanın önden alındığını, fakat aynı anda arkadan salındığını gözlemleyebilirsiniz. Bana kalırsa, kapitalist sistemin temel aldığı, fakat miktar ve dönüşüm hesaplarını iyi yapamadığı, üretim felsefesinin kaynağı budur. B.k böceği ekonomisi...

Buna göre, çok kazanmak için çok üreten ve çok tüketen bir yapı oluşturulmalıdır. Arz/talep zinciri, b.k böceğinde olduğu gibi önden girip arkadan çıkmalı ve asla kopmamalıdır. Koptuğu dakikada sistem çökmüştür. Yani ekonomi b.ku yemiştir. Anında piyasalar altüst olur; dolar çıkar, borsa düşer. Bundan dolayıdır ki, fabrikalar sürekli üretmeli, insan da önüne konulan herşeyi ölümcül bir iştahla ve hızla tüketmelidir. Bu hızlı üretimin ve tüketimin kaynakları bitireceği, kısa zamanda dünyayı bir atık cehennemi haline getireceği hatıra getirilmemelidir.

Esasen Yaratıcı'nın (bazılarına göre doğanın) inek sayısını çoğaltılıp, böcek sayısını sabit tutmak veya azaltmak gibi bir hesabı yoktur. Tabiat ve onun (canlı/cansız) bileşenleri her halükarda, zararlı ve fazladan olanı absorbe edebilecek biçimde dizayn edilmiştir. Yani yaratılmıştır. Kapitalist ekonomide ise üretimin teşvik, nüfus artışının tahdit edilmesi sözkonusudur.

Daha açıkçası bir yandan, kazancın devamlılığı için üretim zincirine yeni fabrikalar ilave edilirken, öbür yandan dünyanın daha fazla kalabalığı kaldıramayacağı endişesiyle nüfüs planlaması yapılmaya çalışılmaktadır. Bu ise, pastanın büyümesine ve giderek tüketilemeyecek hale gelmesine yol açmaktadır. İkram çok, davetli azsa ne olur? Yiyecekler ortada kalır. Artık önümüzde tüketilemeyen bir pasta, arkamızda da dağlar boyu atık oluşmuştur. Peki sonra ne olacaktır?

Sonra, karşımıza iki seçenek çıkacaktır. Ya daha fazla tüketim için nüfus artışı teşvik edilecek, ya da daha az üretim için inek (2) sayısı düşürülecektir. Fakat büyük ihtimalle birinciye devletler, ikinciye de sermayedarlar karşı çıkacaktır. Düzen aynı kaldığında ise tüketilemeyenlerin önde, tüketilebilenlerin arkada biriktiği, (önü ve arkası moktan) bu ekonomi sürüp gidecektir. Ta ki, yerkürenin kaynakları bitinceye kadar.

Görüldüğü üzere dünyada önceden planlanmış "b.k böceği yöntemi dışında" ileriye dönük, makul bir ekonomi hesabı bulunmamaktadır. İşte arada bir yaşadığımız kriz ve çalkantıların nedeni de budur. Yani mevcut ekonominin bir alternatifi olmayışıdır.

Bir zamanlar teknolojik gelişmelerin öncüsü olan Almanlara, Amerikalılara, İngilizlere, Fransızlara, Japonlara hayrandık. Doğrusu onlar da bunu haketmişlerdi. İleri ülkelerin çalışma temposundan övgüyle sözeden biz ve bizim gibiler bir gün, işlerin bu noktaya geleceğini asla düşünemezdik.

Şimdi artık "b.k böceği ekonomisi" nin hız kesmeden sürmesinin iyi sonuçlar getirmeyeceğini tahmin edebiliyoruz. Fakat tahmin edebiliyor olmak bir şey değiştirmiyor.

(1)- Sığır pisliği.
(2) Fabrika veya üretim demektir.
Resim: http://www.yorumcuyuz.net/forum/bok-bocegi-d-t68650.0.html;msg571670;topicseen

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..