Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

B o ğ u l u y o r u m!!!!

B o ğ u l u y o r u m!!!!
 

Çok yazıldı diğer blog arkadaşlarım tarafından.
Bu yüzden belki okumak istemeyebilirsiniz ama ben dayanamıyorum artık.
Aptal yerine konulmak mı desem, duygularımızın sömürülmesi mi desem ne diyeceğimi de bilemiyorum.
Bildiğim tek bir gerçek var ki, benim ülkemde televizyon asıl amacından çoktan saptı, nereye gittiğini bilmemekte.

Son birkaç yıldır yaşadığımız dizi enflasyonu sayesinde, dizileri birbirine karıştırır olmuştuk.

Aralarından seçtiklerimizi hasbel, kader izliyorduk.

Senaryo tıkanıklığı mıdır, konu üretememek midir bilemiyorum, son dönemde diziler birbirine çok benzer olmuştu. Asmalı Konak’tan itibaren kanalları bol ağalı, aşiretli diziler istila etmişti. Sonra bir dönem “ imkansız aşk”lı diziler izlemeye başladık.

Bunu da çektik sinemize...

Son trend beni çileden çıkardı ve bu satırları yazmama neden oldu.

Geçen yıl çok keyifle izlediğim Yabancı Damat’ı bu sezon iş yoğunluğum nedeniyle hiç izleyemedim. Geçen hafta fırsat bulup da televizyon karşısına geçince bir de ne göreyim: Bizim “Nazlı Kız” kanser olmuş. O neşeli aile perişan, herkes ağlıyor, Nazlı Kız öldü ölecek, çocuklar ortada kalacak……. Daraldım.

Hiçbir zaman izlemediğim “Gümüş” adlı dizi de bir aşk öyküsü anlatılıyordu sanırım. Kanalları gezerken tesadüf ettimde, “ Gümüş” kız “ Mehmet” oğlana böbreğini veriyordu. Dokuları tutmuş, aile Mehmet yaşayacak diye sevinçten ağlıyordu. ( Bakın dikkat yine göz yaşı, yine hastane). Bu arada Mehmet’e ve böbreğine neler oldu? Bileniniz var mı?

Sezon ortasında çok iddialı konusuyla gündemi karıştıran Binbir Gece’de Şehrazat ve Onur’un muhtelif aralarla vurulup, vurulup hastaneye yatmaları da, -bilmiyorum bu konuda ne düşünüyorsunuz- ama beni sıktı.

Ihlamurlar Altında’da Filiz haftalardır çocuğunun babasının Yılmaz olduğunu bir türlü Yılmaz’a söyleyemezken!!, Yılmaz ise, yine ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir başka kızla hayatını birleştirecekken!!, vurulmuş ölümle pençeleşiyordu. Filiz’cik hastanede, karnında Yılmaz’ın bebeği ağlayıp duruyordu. Dedim ister misin hamileyken Filiz de stresten oracıkta erken doğum yapıversin.!!!

Bunlar bir çırpıda aklıma geliveren birkaç dizi.

Ayrıca Cennet Mahallesi, ‘’Grey’s Anatomi’ nin kötü bir versiyonu olan “ Doktorlar” ı hiç yazmayayım.

Bir de gündüz kuşağı programları var.

Öğleden sonra ATV’de kavgalı bir program var, adını bilmiyorum kuru gürültülü bir program.

Show TV’de Serap Ezgü aileleri toparlamaya çabalarken,

Kanal D’de Esra Ceyhan’ın çabası başka bir yönde. O adeta “Ne yapsam da bu programın reytingini düşürsem “ çabası içinde.

Ve ben gerçekten, özellikle hastane, hastalık, bıçaklama, kurşunlama senaryolarından B O Ğ U L U Y O R U M.

Şaşıfelek Çıkmazı, Yedi Tepe İstanbul, Şehnaz Tango, İkinci Bahar gibi dizleri özlüyorum.

Bir dönem adını o unutamadığım filmden alan İclal Aydın’ın sunduğu “ Hayat Güzeldir “gibi ya da Sedef Kabaş’ın o unutamadığım “ Sesli Düşünenler” i gibi programlar görmek istiyorum.

Ancak, gördüğüm kadarıyla, benim ya da bizim istememizle bitmiyor. Bitecek gibi de gözükmüyor.
 
Toplam blog
: 157
: 1671
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

İstanbul doğumluyum ama 20 yıldır Antalya'da yaşıyorum. 3 yaşında bir oğlum var ve eğitimciyim. Kend..