Ba'de Harab-Ül Basra

Sıkça baktığım Ekşi Sözlük sitesinde şöyle anlatılıyor “senden ötürü”nün anlamı: “Eeyyvah Eyvah filminde Hüseyin Badem karakterinin "senin yüzünden" yerine kullandığı ifade.”

Aşık Veysel ise insanların yaptıkları ve hayatın güçlükleri karşısında tanrıya seslenir Pentagram’ın da şarkısını yaptığı bir şiirinde:

“Bu âlemi gören sensin

Yok gözünde perde senin

Haksıza yol veren sensin

Yok mu suçun burda senin?..”

Yaşadıklarımız, sıkıntılarımız, üzüntülerimiz karşısında savunmasız ve kırılgan çocuklar gibi, suçlu ve sorumlu arıyoruz çoğu zaman. Suçlu ya da sorumlu bulmaktan yana ise çok becerikliyiz. Yaşadıklarımızın, sıkıntılarımızın, üzüntülerimizin müsebbibi ya bir insandır, ya bizi yönetenler ya da işi abartanın arabesk gözlemiyle, hayattır. Kafasını masaya çarpıp ağlayan çocuğu avutmak için masayı suçlu bulup çocuğun gözleri önünde masayı döven bilinçsiz anne babalar gibi halimiz. Ve hatta kafasını masaya çarpan çocuğun ta kendisiyiz hepimiz hayatın içinde.

Birileri bizi temsil etmeye aday oluyor, oy verip gönderiyoruz başkente. Sonra o birileri uğramaz oluyor seçilmeden önce ayrılmadığı sokağımıza. Cep telefonumuza gönderdiği mesajlara bakıp duruyoruz. Kimse derdimizi, halimizi, cebimizi sormuyor. Kimin kimin halini, derdini ve derdini sormuş ki bu dünyada, diyoruz kendimize ve nefes almaya devam ediyoruz günün içinde.

Geçinmek için açtığımız dükkana müşteri gelmez oluyor. Kazancınız giderleri zor karşılıyor. Devretsem mi yoksa kapatsam mı derken bir bakmışsınız, dükkan kapanmış ve kiralık yazısı asılmış bile cama.

Dileğiniz ve amacınız için emek veriyorsunuz, koşturuyorsunuz, inanıyorsunuz; gün geliyor, çabanız, emeğiniz ve teriniz boşuna çıkarılmış. Susup kalıyorsunuz ve hayat devam ediyor olanca haksızlığı ve gürültüsü ile.

Senin yüzünden ya da senden ötürü demek kolay hayatın içinde. Belki de işin aslı da bu. Senden ötürü bütün bu sıkıntılar, üzüntüler ve kötü giden her şey.

Senden ötürü. Sen doğru düzgün seçimler yapmadığın için bu hayatı yaşıyorsun.

Senden ötürü. Sen hayatına sahip çıkmadığın için hayatın kötülüğe doğru gidiyor.

Senden ötürü. Kendine bakmadan karşındakileri suçlamak seni avutuyor.

Senden ötürü. Sen sevgine ve sevdiklerine inanıp sarılmadığın için sevgisiz yaşıyorsun.

Senden ötürü. Sen çok sosyal medyalarda koşturmayı sosyal olmak sandığın için koptun kitaplardan, müzikten,sinemadan ve tiyatrodan.

Senden ötürü. Okumadığın ve okumaya bir türlü zaman ayırmadığın için senin yerine okuyup yazanların her dediğini kabul eyledin.

Sözün özü; tanrıya da yakarsak, hayata da kahretsek, insanları da suçlasak; bizden ötürü ve bizim yüzümüzden, hayatımızda olumsuz ne varsa. Bizden ötürü ve bizim sayemizde hayatımızda güzel olan ne varsa.

Günün birinde ve hayatın bir anında; “bad-el harab-ül Basra”,(Basra harap olduktan
sonra) dememek için tek bilmemiz gereken belki de budur. Kimden ve neden ötürü bu olanlar ve bitenler?..