Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '10

 
Kategori
Kitap
 

Bab-ı Esrar Ahmet Ümit

Bab-ı Esrar Ahmet Ümit
 

20 Aralık 2009 tarihinde devrettim kitabı. Uzun zamandır başucu kitabım olmuştu. Son sayfayı kapattıktan sonra, içimi hüzün kapladı....Kitap bittiği için üzüldüm... Kitapla ilgili düşüncelerimi yazabilmek için hemen bilgisayarımın başına geçtim, çünkü, üzerimdeki kıvancı yansıtmak istedim. Bab-ı Esrar 'ı okumanın kıvancı. Türkçe okumanın kıvancı, Ahmet Ümit'in Türkçesini, okumanın kıvancı.

Yazarımızın, üslubunu ben çok seviyorum; yumuşak, duru, yalın ve su gibi berrak. Okuduğum her romanı o kadar anlaşılır ki bana özel yazılmış hissi veriyor ve bu çok hoşuma gidiyor. Daha önce, hiçbir yazar bana bu duyguyu yaşattığını hatırlamıyorum.

Kitap bir hint atasözü ile başlıyor: Dünya, rüya içinde rüyadır.
Son satırı okuduktan sonra, romanın neden bu atasözü ile başladığını anladım.

Romandan etkilendim, okudukça, mistik havası beni esir aldı. Mevlana ve Şems hakkında ilk defa, daha detaylı bilgiye sahip oldum. Okumaya başlamadan önce bu iki önemli kişi, günümüzde, bir hikâye içinde nasıl örülür diye merak etmiştim. Kurguyu çok başarılı buldum.

Bir uçak yolculuğu ile başlayan hikâye, bir uçak yolculuğu ile son buluyor. Harika satırlar ile noktalamış romanını Ahmet Ümit...

Güneşli Konya'yı merak ettim...Ahmet Ümit ülkesini ve dilini tutkuyla seviyor...En azından ben kitaplarında bunu hissedebiliyorum.

Mevlana ve Şems-i Tebrizi konu eden bir roman, aşktan söz etmemesi mümkün mü?

'Aşk yolculuğu tek kişilik başlar, maşukunu bulunca bir müddet iki kişiyle sürer, ama yolun sonunda yine tek başımıza kalırız. Bizde başlayan, bizde sona erer'

'İnsana duyulan aşk ölümlüdür, tıpkı beden gibi.Ölümsüz bir aşk için, ölümsüz bir varlığı sevmek gerek.Hiçbir zaman senin olmayacak, hiçbir zaman anlayamayacağın, hiçbir zaman doyamayacağın, hiçbir zaman kavuşamayacağın bir varlığı.'

Kitapta pek çok satırın altını çizdim.Burada hepsine yer vermem imkânsız elbette ki. Yine de çok etkilendiğim şu satırları paylaşıyorum:

' Tanrı olmak diye bir şey varsa işte buydu; bir insanı dünyaya getirmek, birine can vermek, yaşamının sürekliliğine katkıda bulmak. Çünkü her çocuk bir umuttu. Ve yaşam ne kadar acımasız, insanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar; onları kendilerinden başka kurtaracak kimse yoktu.'

Ahmet Ümit'i bu romanı için tebrik ediyorum. Bilmediğim ve hep merak ettiğim kişilere giden yolun kapılarını araladı, benim için.

' Herkes kendini yaratır' diyor Ahmet Ümit.Ben de ona bütün kalbimle katılıyorum. Kendine ve okurlarına ihanet etmediği için ve romanını Türkçe yazdığı için ayrıca teşekkür ediyorum.

' Bir çocuğa beden verebilirsin ama onun kalbine, ruhuna tesir edemezsin. Herkes kendi hayatını yaşar, herkes kendini yaratır'

 
Toplam blog
: 144
: 1854
Kayıt tarihi
: 13.03.08
 
 

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir Kırcali, Bulgaristan. Yıl 1964. Makina Mühendisiyim. Evli ve iki çocu..