Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '07

 
Kategori
Kültürler
 

Baba! Niye Bizimle Birlikte Oturmak İstiyorsun! (Livaneli'yle Sohbet-2)

Baba! Niye Bizimle Birlikte Oturmak İstiyorsun! (Livaneli'yle Sohbet-2)
 

NESİL YOZLAŞMASI.
Baba niye birlikte oturmak istiyorsun? Artık eski devirlerde olmadığımızı, herkesin karıkoca/çocuk olarak bölündüğünü bilmiyor musun? Konularımız ayrı, zevklerimiz ayrı, dünyamız ayrı; niye beni güç duruma düşürüyorsun?..

DEVRİMLER:
Leyla bazen, böyle bir devrimin Avrupa’da yapılıp yapılamayacağını düşünürdü. Mesela Fransa’yı bir yılda sarık takma mecburiyetine, Arap alfabesine, Şark müziğine ve Osmanlı âdetlerine geçmeye zorlamak mümkün müydü?

İMPARATORLUKLARIN ÇÖZÜLÜŞÜ:
Üç türlü imparatorluk çözülüşü vardır. Bunlardan ilki, Roma İmparatorluğu gibi zaman içinde yavaş yavaş yok olur, gider. İkincisi, İngiliz İmparatorluğu. Bu örnekte planlı tasfiye söz konusudur, hangi ülkeye ne zaman ve nasıl bir statü verileceği planlanmıştır. Üçüncüsü, Osmanlı İmparatorluğu. Bir gece imparatorlukta yatar ertesi gün Cumuriyet’te uyanırsın.

TÜRK UYGARLIĞI:
Türklerin tarih boyunca kültür ve uygarlık değiştirdiklerini, Atatürk devrimlerinin ilk olmadığını anlatacaktı. Çin’in komşusu olan ve o uygarlığı benimsemiş halk, Anadolu’ya gelirken göç yollarında İslamlaşmış, Arap-İran etkisi altına girmişti. Son 250 yılı da Avrupalılaşma çabasıyla geçiriyordu. Kültüründe hem Çin vardı hem Balkanlar. Hem Ortadoğu vardı hem Kafkaslar. Hem Kuzey Afrika vardı hem de Rum, Ermeni ve Kürt gelenekleri.

KÜRTLEŞME:
Bir Ermeni: “Pera’da sadece Türkler yaşamıyor, gayrimüslimleri atıp buraları Türkleştirelim dedikten sonra Kürtler geldi. Pera Kürtleşmeye başladı. Yani sizin Cumhuriyet idareniz Bizans’ın yerine Mezopotamya kültürünü getirdi.”

İSTANBUL:
Geçmiş yıllarda dünyanın tek kozmopolit şehriydi burası. Bugünün New York’undan, Paris’inden, Londra’sından daha renkliydi ama şimdi ne yazık ki kayboldu.

Dünyanın hiçbir yerinde servetler, İstanbul’daki kadar çabuk el değiştirmez.

ANKARA:
Çoğu koyu renk giysili, kravatlı erkekler görülüyordu. Ankara, bir erkekler kentiydi.

Ankara, köyden kente geçişin ilk durağı gibiydi.

ADAB-I MUAŞERET’TEN
Latince harfleri ilk öğrenen kişilerden biriydi ve eline geçen bütün adab-ı muaşeret kitaplarını okuyordu: “Vapurda, trende, tramvayda, tünelde hülasa bütün nakil vasıtalarında yanınıza rastlayan bayanı öyle yiyecek gibi süzmeyiniz. O bir moda mankeni değil ki üstünü başını seyredesiniz.”

“Şehrin caddelerinde laubali olarak başı açık gezmeniz de adab-ı muaşerete hiç uygun değildir. Başınızda bir şapka bulunmazsa tuvaletiniz ne kadar kibar ve şık, yüzünüz ne kadar güzel olursa olsun sizi muhakkak ayıplayan birçok göz bulunacaktır.”

………..

Teşekkürler Zülfü Livaneli… “Leyla’nın Evi”ni bize tanıttığın için…
Blogumun daha çok okunması için kategorisine "kitap" yazmadım. Maalesef...

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..