Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '15

 
Kategori
Anılar
 

Baba sopası

Baba sopası
 

Bazen haykırmak istiyorum. 'Sabah uykularımı geri verin bana' diye. Köyümde altı yaşında başladım sabah altıda uyanmaya, daha doğrusu uyandırılmaya. Anam ineği sağdıktan sonra beni uyandırır, hayvanları otlatmaya götürürdüm, güneş batarken de eve dönerdik. Otlatma yerimiz demiryolunun kenarındaydı. Bir gün demiryolu kenarında trenden atılan sigara izmaritini aldım, gömleğimin yaka cebine koydum. Eve geldiğimde kibrit de alarak evimizin karşısında boş eski binanın arkasına gittim. Babam da evimizin alt katında kazık yontuyordu. Yanından sessizce geçtim. Binanın arkasında gözlerden uzak izmariti yere koydum, bir türlü yakamadım. On yaşlarındaydım sanırım. Binanın köşesinde babam elinde zöğele ile(köyde bu adla bilinir, öküzlerin boyunduruğundaki hafif eğri sopa, sert odundan yapılır). Beni tuttu, ilşk vuruşunu kafama yaptı, ben önde babam arkada, her adımda kafama sopayı indirdi, ev yüz adım mesafadeydi, demekki yüz sopa yemiştim. Tam hatırlamıyorum ama herhalde ağlamamıştım ama acıyı da derinden hissettim. Anamın bir şey söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum. Babam otoriter birisiydi. Başımda fındık büyüklüğünde şişlikler meydana geldi. Elimle başımı yokladığımda her tarafında şişlikler vardı.

Ertesi gün kahvehane sahibinin oğlu Seyfettin beni gördü, gülerek;' Baban seni fena dövmüş' dedi. Demekki köy kahvehanesinde beni dövdüğünü anlatmış. Buna öyle içerledim ki, babasın, döversin, ona buna niye anlatıyorsun. Suç ve ceza kavramlarına göre değerlendirme yapacak olursak, bu ceza çok fazla değil mi?

Peki sonuç ne oldu. Babam ben on beş yaşındayken vefat etti. Yirmi iki yaşında sigara içmeye başladım, dudak tiryakisi tabir edilen tarzda sigara içiyordum ve hala içiyorum. Bırakma teşebbüslerim oluyor ama nafile.

Kendi kendime bazen soruyorum, babam beni özellikle en ufak bir kabahatimde döverdi. On yaş büyük ağabeyimi dövdüğüne dair bende hiç bir bilgi yok.

Kendi oğlum şimdi on beş yaşımda, bazen beni kızdırdığında tokatımı kaldırıyorum, fakat gülüyor, tabi vurmuyorum. Karıma sorduğumda;'Dövmeyeceğini biliyor' dedi.

Babam TKİ'de işçiydi, emekli oldu. Emekli ikramiyesiyle hayır yapmak istedi. Köyün girişinde su vardı, oraya bir çeşme yaprıracaktı. Usta geldi ben ve arkadaşım Ruhi de işçi olarak çalışmaya başladık. Ruhi yevmiyeli idi. Ben de bedava çalışıyordum. 0n beş gün çalıştık, Ruhi yevmiyesini aldı. Bana ise hiç para vermedi. 

Köyde bizim mandalarımız vardı. Mandalarımız Filyos'luların yerlerine girmiş, bu durumda yer sahibine bir bedel ödenirdi. Yine babam esti, gürledi, anama ağır sözler söyledi. Anam uysal,sessiz,çalışkan bir köy kadınıydı, ağlayarak;'Ben kendimi ırmağa atacam' diyerek merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Koştum önüne iki ellerimle anamı kucakladım, gitmesini engelledim.

Coşkun Sabah'ın güzel bir şarkısı var;'Anılar anılar, şimdi gözlerimde canlandılar'.

İşte böyle dostlar, bir gün okunması dileğiyle.

 
Toplam blog
: 491
: 222
Kayıt tarihi
: 15.03.11
 
 

A.İ.T.İ.A Yönetim Bilimleri Fakültesini bitirdim. Kütüphaneci ve Maliyeciyim. Emekli oldum. İlgi al..