Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '16

 
Kategori
Siyaset
 

Baba yasa ve Laiklik

Önce yasa nedir ona bakalım. Daha sonra “Anayasa” ve “Baba yasa” hakkında dilimiz döndüğünce bir iki kelam edelim

Yasa; Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural. Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun. Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum.

Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü.

Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel. Olaylar arasında düzenli bir bağıntıyı saptayan ve bir şeyin zorunlu olduğunu dile getiren genel önerme. Olayların gidişinde olağandışına yer vermeyen, değişmezlik ve zorunluluk gösteren kural (doğa yasası). Değişmezlik ve zorunluluk niteliği taşımayan, ancak bir yükümlülüğü içeren, özgür bir istence dayalı kural (gereklilik yasası). .// Bu tür yasa: a- Hukukta: Toplumda bireyler arası ilişkileri düzenlemek amacıyla devletçe konmuş yönerge ve kurallar, b- Ahlâkta: Törelerle ilgili davranışları düzenleyici buyruklar ve yönergeler; bir davranışın nasıl olması gerektiğini, ne yapmak gerektiğini gösteren kurallar. 3-Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması zorunlu olan temel -> belitler; mantık kuralları (düşünme yasaları). Kitaplarda böyle tarif ediliyor yasa.

Ülkemizde ve diğer ülkelerde çok tartışılan aynı zaman da yanlış anlaşılıp, yanlış uygulanan laiklik nedir?

Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.

Öyle zannediyorum ki bu kurallar bütününe "Anayasa" denmesinin sebebi temel anlamına geldiği gibi, Ana şefkati ve merhametiyle de ilintilidir. Yoksa "Baba yasa" da denilebilirdi. Çokta güzel olurdu "En baba yasa"yı da hazırlardık. Mecliste babalar vuruşur, kafa göz kırarak yumruk yumruğa kavga dövüş üstün gelenin kabul ettireceği bir kanunlar bütünü ortaya çıkardı. Ulus olarak göstereceğimiz tepki ve tepkisizlik ise siyasi iradenin tecellisi yönünde olurdu. buna eminim.

Ananın her evladını eşit tutmasına ve merhametini aynı oranda göstermesine vurgu yapan Laiklik gibi bir olgu olmasa da olur. Babaların hazırlayacağı baba yasa da! Yeni anayasanın hazırlanacağı şu günlerde T.B.M.M meclisi başkanı Sayın İsmail kahraman bir laf etti! "hazırlanan yeni anayasa da laiklik olmamalı"

Sayın kahraman laiklik anayasada olmalı? Olmamalı yönündeki örnekleri sizin sayenizde öğrendik. Bahsi geçen ülkelerdeki demokrasinin oturmuşluğu ve tanrıya olan inançları hepimizin malumudur. Verdiğiniz örnek bizim toplumumuza ve devlete bakışımıza hiç benzemiyor! Eğer ki bir baba yasa hazırlanacaksa orada olmayabilir. Olmamalı. Olmamalıdır da.

Mafya usulü bir uygulamaya, yargılamaya veya güçlünün güçsüzü ezdiği, çoğunluğun azınlığı yok saydığı kargaşanın had safhaya çıkacağı bir düzende hiç bir şeye ihtiyaç yoktur. Anayasa komisyonunu işletmeyip, milletin istek ve iradesinin yansımasına fırsat vermeyen T.B.M. başkanın bu çıkışı yapmasının sebebi ne olabilir acaba?

Sebep belli; devletin değişmez temel yasalarıyla birlikte laikliğinde kaldırılmayacağını aynen muhafaza edileceğini üst perdeden duyurmak.

Yani; yersiz korku ve endişeleri bir yana bırakın. Hassas olduğunuz laikliği aynen muhafaza ediyoruz anlamına gelmektedir. Ama başka neler neler var onları görmenizi istemiyoruz veya sadece o kısma yönelmenizi sağlayıp asıl yapmak istediklerimizi gizleyeceğiz demektir. 

Hazırlanacak yeni anayasanın “başkanlık sistemi” çerçevesine oturtulacak olmasını kabullendirmek olabilir mi asıl maksat?

Veya “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” mi amaç?

Hükümete yakınlığıyla ve kamuoyuna ilk bilgileri sızdırmasıyla tanınan bir gazetecinin açıklamasına göre yeni anayasa iki bölümden oluşacakmış. Birinci bölüm bilindik yasalar dünya işleri ikinci bölümde ise: “İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak” mış

Ne güzel olur keşke öyle olsa: bu sayede Allahın kerim kitabımız kuranı kerimde yasakladığı, kul hakkı yemek, devlet hazinesini soymak, kin, nefret, gıybet gibi şeylerde yasa ile belirlense de cezalarını öbür dünya da değil de bu dünyada çekseler!

Kapitalizmin en vahşisinin uygulandı ekonomik politikalarda bu sayede ortadan kalkmış olur. Örneğin; bankalar ödünç para verir. Üç-beş ay sonra işimizi görür aldığımız miktarı tekrar yatırırız. Devlet faizci ve tefeci konumuna düşmez. Bu sayede iflaslar intiharlar önlenmiş olur. Yukarıda da söylediğim gibi maksat bu dedikoduyu çıkarmaktı. Çıktı. Maksat bunun böyle olmayacağını söylemekti. Söylendi. Cumhurbaşkanın ve başbakanın bu açıklamalara "meclis başkanın kendi şahsi görüşleridir" diyerek toplumun hassas olduğu bu konuyu şimdilik geçiştirmekti. Geçti.

Peki, amaç ne idi öyleyse? Madem bu kadar kelam ettik öngörüde, tahminde bulunduk amacı da söyleyelim. Amacı olmayan bir şey ortaya atılmaz. Amaç bu düşünceyi dillendirmekti. Ezcümle: Birinin karanlığa soktuğu durumu bir diğerinin bir ışık yakarak aydınlığa çıkarmasını sağlamanın verdiği primleri toplamaktır. Toplandı mı primler? Toplandı.

Baba yasanın ortaya çıkmasını sağlayan Baba olaya el koydu. “Kurtar bizi baba” feryat ve çığlıklarına anında cevap gelmiş oldu böylece…

Ben istiyorum ki; şöyle bol bol racon kesilen. Erkekliği öne çıkaran, sert, gaddar bir yasamız olsun.

Hammurabi yasalarına benzemese de! Ana şefkati ve merhameti içermese de olur. Olacaksa baba yasamız olsun.

Öyleyse kazancınız bereketli olsun der. Hayırlı işler dilerim çok saygıdeğer akillerimize! ..Vesselam

Arap Kurt – Köşe yazıları-

 
Toplam blog
: 35
: 151
Kayıt tarihi
: 18.01.14
 
 

1965 yılında Çorum'un Alaca ilçesinde doğdu. İlkokulu orta ve liseyi Alaca'da bitirdi. 1985 yılın..