Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Babacan karakol amirimi istiyorum...

Babacan karakol amirimi istiyorum...
 

Netten..


Geceleri karşılıklı çalan, bekçi baba düdükleriyle huzur duyarak uyurduk...

Mahalle karakollarında Hulusi Kentmen görünümlü komiser amcalar vardı...

Akşam, içinde francala ekmek olan  iplik fileyle evine dönen polis Nurettın Amcamız, bizlerin başını okşamadan geçmezdi...

Bekçi babalar, gerçekten baba gibiydiler...

Şimdilerde internet olanakları birçok eski filmi izlememizi sağlıyor.

Bekçi Murtaza filmini izlemeyenler bir kez daha izlesinler...Orhan Kemalin ve Bekçi Murtaza Amcanın o asil dünyasına girsinler...Murtazanın kendi kızının bile ölümüne neden olan görev aşkını okusunlar...İzlesinler...

Muammer Karacanın, Cibali Karakolunu izlemeyenler; hiç olmazsa yeni versiyonu olan Nejat Uygur Tiyatrosundan -sididen-  izlesinler...

Katıla katıla gülerken polisimizin ne denli asil insanlar olduklarına tanık olsunlar...

....

Eskimiş ceketinin kolları örülmüş; pantalonu yamalı komiser amcalar, polis beyler vardı bir zamanlar..

Ay sonunu getiremeyen;ama onurlu...gururlu..Vazifesine düşkün..halkını seven; yoksula rehber olan...

-Cumhuriyet- okuyor diye, Doğuya sürgün olmuştu siyasetten... Komiser Nurettin Amca...

70 li yıllar... Komiser Nurettin,evini götürememiş... Okuyan çocuklarına para gönderebilmek için ev tutamamıştı... O zamanlar lojman nerdee... Karakolda, boş kodes yataklarında yatarken soğuktan ciğerlerini üşütmüştü... Hastanede çok yaşamamıştı...

Nur içinde yatsın.. Sevgisi yadigar kaldı..

80 li yıllarda Karadeniz illerinden birinde emniyet amiri olan sevimli bir komiser  abimiz, halkın ve kendisinin uğradığı tüm haksızlıklarla mücadeleyi ilke edinmiş; hak-hukuk savaşı verirken hepimize rehber olmuştu... Bilinçli Tüketici Ödülleri alan o saygın emniyet müdürü yaşıyorsa, Allah uzun ömür versin...

O, bir idoldü...

Şimdi hangimiz bu tür amirlerle karşılasır acep..

....

Sonra... Gün geldi... Siyasetçiler toplumu ikiye böldüler...12 Eylül öncesinde polis dernekleri sagcı-solcu olarak ikiye ayrıldı...

72 yılında İstanbul Beyazıt meydanında Pol-Der ve Pol-Bir adındaki derneklerin afiş asma kavgasına tanık olmuştuk ve o gün üniversite öğrencisi olan ben ve arkadaşlarım, sağ-sol kavgası yapan polisleri ayırmaya çalışmıştık...

....

Sonra bir büyük iş bilen ve bölen lider geldi... 40 yıl aynı teraneden gitti..

-Bana sağcılar cinayet işliyor- dedirtemezsiniz..- diye nutuklar attı...

Enflasyon canavarı kol gezmeye başladı...

Sağ iktidar  o canavarı besledi...

Sol iktidar o canavarı besledi...

Gençlik meydanlara çıktı... Hak ve eşitlik için...

Yağ... Benzin.. sigara... kuyruklarının haddi hesabı yoktu...

Gençlik, bozuk düzene karşı  haykırdı..

Polis sayısı arttırıldı...

Halk küçüldü...

Aclık ve yoksulluk yükseldikçe yükseldi...

Acların sayısı, tokların sayısına milyon basınca, yoksul ailelerin çocukları  sokaklara indiler...

Hak ve özgürlük isteyen yoksul çocuklar; -hak ve özgürlüklerinin bilincinde olmayan diğer  fakir çocuklarla çatıştırıldılar...

Bekçi babalar aniden buharlaştırıldılar..

Geceleri ekip arabaları içinde elinde telsizle dolaşan polisler ortaya çıktılar...

Sağcı ve solcu polisler birbirlerine yan bakmaya başladılar..

Vicdan sahibi sağ duyulu polisler, - iki arada bir derede- kaldılar...

Geçim sıkıntısı çeken polis çocukları da çatıştılar...

Binlerce genç telef oldu.. Kimi asıldı.. kimi vuruldu... Kimi.. zindanlarda çürüdü...

Halk, darbe istedi... darbe geldi... Polis rahatladı... Asker güvenlik görevini üstlendi...

Halk daha da yoksullaştı...

Polis sayısı arttırıldı...

Halk küçüldü...

Polis akademileri... Polis kolejleri binlerce kültürlü, okumuş-mezunlar verdi...

Polis okudukça, olaylar kabardı nedense...

Polis sayısı artırlıdı...

Halk küçüldü...

Halk Sindirildi..

Ve büyük bir polis ordusu kuruldu...

Sözleşmeliydi çoğu...

Devletin değil; iktidarların polisi oldular... Olmak zorunda kaldılar...

Sözleşmeli olduklarından, en ufak bir emre itaatsizlikte görevlerinden atıldılar...

Tam bir devlet memuru sayılmadıklarından, suç işlediklerinde, savunma ve yargıya gitme hakları ellerinden alındı. Söleşmeye imza atmışlardı bir kere...

Halbuki bekçi babalar, 657 sayılı kanun haklarından yararlanıyorlardı...Az çok korunma zırhları vardı.

Bekçi babalar ve Hulusi Kentmen görünümlü sevimli amirler, sağ ya da sol gazete okumaktan sürgün olsalar da gam yemiyorlardı...

...

Vee... gün geldiii... Robocoplar türedi...

Çok çevik... Az çevik birlikler oluşturuldu... Motorize oldular..

Eskiden polis emmilerin silahı ceketlerinin altındaydı... Halk görmesin diye saklamayı tercih ederlerdi..

Ya şimdi...

Kowboy gibiler... Yandan sarkan çift silahlar... Kemere takılı şarjorler... Kelepçeler... Joplar...

Bu da yetmedi...

Ellerinde insan zehirleyen gaz silahları... TOMAlar eşliğinde halka karşı marşlarla yürümeler...

Adamın alnını ortasından gaz mermisiyle vurmalar... Sonra gülerek resim çektirmeler.

Halbuki...

Öldürülen gençler... daha çocuk gibiydiler...

Polisler de henüz çocuk gibiydiler.. Aynı mahallenin.. Aynı ülkenin yoksul çocukları..

...

Bekçi babaların kemikleri sızlamış olabilir..

Hulusi Kentmen görünümlü babacan komiserler nerelerdeler acaba...

Polis ordumuz yokken daha huzurluyduk... Bekçi düdükleri şarkı gibi geliyordu sanki...

....

Siyasetçiler halkın mutluluğu için varlar...

Polis ordusu kime karşıdır acep...

Bu gidişattan kim memnundur acep..

Cevabını herkes biliyor aslında... Bilmemezlikten gelme huyumuz kurusun...

Polis sayısı daha da arttırılacak..

Yoksul sayısı 47 milyonu aştı...

Çevik güç arttırılacak..

Halkın mutluluğu için...

....

* Atları da vururlar...

Yarış atları yaşlanınca Yılkı Atı olurlar...

Sakatlanan yarış atı hemencek orada başından vurulur... Onuru zedelenmesin diye...

..............

*  ATLARI DA VURURLAR..LÜTFEN İZLEYİNİZ..http://www.beyazperde.com/filmler/film-672/

** OKUYUNUZ...Abbas Sayar...Yılkı Atı...http://www.edebyahu.com/odev/1094/yilki-ati-abbas-sayar 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..