Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '11

 
Kategori
Babalar Günü
 

Babalar Günü...

Babalar Günü...
 

Babalar Günü...


Ve gelmesini istemediğim, canım Babam olmadan geçireceğim ilk babalar günü. Sabah olduğunda, Babalar Günü'nü kutlayacağım bir babam yok... Ne kadar kötü oldum, anlatamam. Bu bırakıp da gidişin acısının zaman geçtikçe azalacağını umarken, kendimi komediye vurmanın beni rahatlatacağını umarken, olmuyor, hiç olmuyor. İçimde, her geçen gün ağırlaşan bir taş, bazen yüreğime, bazen ciğerime oturuyor, aynı şeyi hatırlatıp duruyor: "Senin artık, Babalar Günü'nü kutlayacağın bir baban yok..." 

Yarın, oğlum Babalar Günü'mü kutlayacaktır ve ben oğluma O'na sarılırmış gibi sarılırım. O olmadan neyi kutlayacamı da bilmiyorum. O olmadan nasıl mutlu olacağımı da bilemiyorum. O'nsuz kalmanın beni bu kadar ters yüz edeceğini hiç ummadım. "Ben asal sayı gibiyimdir, beni ancak kendimle bölebilirsiniz." derken, ya da ben öyle sanıyorken, dinlediğim bir şarkının, beni paramparça edişini gördüm. Sayın okuyucu, sana da oluyordur bazen, yalnızca sen değil, senin her bir hücren soğuktan üşürmüş gibi büzüşüp kalmıştır ve sen birinin gelip sana sımsıkı sarılmasını, seni ısıtmasını beklemişsindir. Durup dururken gözlerinden akan yaşları, birinin silmesini beklemişsindir. Başını bir yere yaslamak istemişsindir. Ama, gelmez, üşür kalırsın. O yaşlar akar da, kimse O'nun gibi silmez, silemez. Başın çok yere yaslanır da, hiçbiri O'nun omzu değildir, sana "Canım oğlum..." demez. 

Beni, Canım Babama bu kadar bağlayan nedir, tam tarif edemiyorum. Sanırım bunu zamanla çözeceğim. Her nasılsa, her fırsatta bizi çok sevdiğini hissettirirdi. Çoluk çocuk arabaya dolup köyün yolunu tuttuğumuzda, bahçe kapısını açmış, bizi beklerken bulurduk O'nu. O, bunu hep yapardı, bizi kapıda beklerdi. İşte, bir türlü mâni olamadığım bu yaşlar, artık O'nu kapıda bizi beklerken göremeyeceğim içindir. Biz de O'nu beklerdik. Halamaz akşamlarında abimle beraber lojmanımızın penceresinden Çoban Yokuşu'na gözlerimizi diker, O'nun Taşova'dan gelişini beklerdik. O, tam da Çoban Yokuşu'na geldiğinde ışıkla bize işaret ederdi geldiğini. O ışığı gördüğümüzde bizi bir sevinç kaplardı. Biz mutlu olurduk, çünkü gelen babamızdı. Ne çok sevmişiz seni, ne çok... 

Yarın Babalar Günü. Telefona sen çıkmayacaksın, biliyorum. Ama, Allah Baba, sana "Canım Babam" derken ne kadar samimi olduğumuzu biliyor. Torunun Egemen, senin odana koşarak girerken nasıl da heyecanlanırdı ya; torunun Ethem Ali, şimdi senin için hüzünleniyor; gelinin Canan, en az benim kadar sevdi seni. Canım Babam, Allah Baba'nın melekleri, yarın gün doğarken, bizim en içten Babalar Günü kutlama duygularımızı sana ulaştıracaklar. Günün kutlu olsun. 

 
Toplam blog
: 17
: 3175
Kayıt tarihi
: 09.02.11
 
 

Eğitimciyim. Yaklaşık on yıldır eğitim yöneticiliği yapıyorum. Eğitim yönetimi ve öğretmenlik mes..