Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Babam benim! Seni çok özledim!

Girit hazırlıkları başladı. Maalesef annem gelmiyor. Ben tek başıma gidiyorum babamın memleketi Girit’ e. Onun için biraz içim buruk.

Hazırlıklara adım adım başladım. Fakat asıl duygularıma temas etmeye çalışıyorum. Sizinle de o kısmını paylaşmak niyetim. Elimde güzel bir roman var. Adını belirtmiyorum ki, en başta benim odağım değişmesin. Aynı anda iki şeye odaklanmak bana iyi gelmiyor açıkçası; kafa karmaşası yaşıyorum ve bu da beni yoruyor.

Romandaki baş bayan karakter bir yerde babasıyla  ( onu yedi yaşında bırakan ve otuzlu yaşların ortasında ancak karşısına çıkan bir baba) bir içsel hesaplaşmasında; erkeklerle sağlıklı ilişkiler geliştirememesi ile ilgili şu tespitte bulunuyor: “ Babası tarafından bile istenilmediğini düşünen bir kız çocuğu, kaç yaşında olursa olsun başka bir erkek tarafından sevilebileceğine hiçbir zaman inanmaz. “

Tabii, romanın örgüsüne uzun uzadıya girmek istemiyorum. Roman kahramanı, babasının onu kız olduğu için terk ettiğini düşündüğü için bunca sorgulama yapılıyor. Tıpkı benim yaptığım gibi. Çok özdeşleştim roman kahramanıyla. Çünkü benim de buna benzer bir takıntım var aşmaya çalıştığım. Ben doğduğumda da babam kız olduğumu duyunca bayılmış. Aslında onu mangal tutmuş sanırım. Hangisine inanırsan inan. Seçim bana kalmış.

Günüme uyarlarsam; bugün hayatımda karşı cinsle sağlıklı ilişkiler geliştiremememin bununla ne kadar ilgisi var, bilemiyorum. Bilmem de şu saatten sonra artık önemli değil!

Sadece canım yanıyor şu cinsiyet ayrımcılığından. Pozitif ayrımcılık filan hava civa kalıyor böyle canımın yandığı zamanlar. Daldan dala atlıyorum farkındayım. Fakat bu sabah yaşadığım bununla ilgili bir olayı da belirtmeden geçemeyeceğim. Komşumun köpeğe ihtiyacı var. Yolda bulduğum, yavru sokak köpeğini bakmaları için önerdiğimde; dişi ise istemediklerini söyledi. Hem de bunu söyleyen komşunun oğlu, liseye giden tazecik bir genç. Muhakkak zaten o yavru köpek de sahipleri tarafından dişi olduğu için bırakıldı. Şimdi ona bir yuva bulmak için çözüm arıyorum.

“ Kelin ilacı olsa, kendi başına sürer. “ demeyin; belki zamanla kendi derdime de derman olabilirim. Fakat babam hayatta olsa biliyorum, ne adına yaparsa yapsın; beni korur kollardı. Yine sabah bir kamyon yazısı okudum, etkilendim. “ Beni, annemin duası; babamın gölgesi korur. “ diyordu bu kamyon arkası yazıda. Ben de her gün babamın diktiği portakal ağacını sularken, ondan yardım istiyorum. Beni duyduğuna inanıyorum ve tekrar diyorum ki:

“Babam benim! Seni çok özledim! “

 

 
Toplam blog
: 423
: 186
Kayıt tarihi
: 10.10.11
 
 

İkbal Özlen DİNÇERLER. 14.02.1960 doğumlu. izmir Kız Lisesi Edebiyat Bölümünü okudu. Buca Eğitim ..