- Kategori
- Babalar Günü
Babama hediye olsun diye...
Sevgili kızım Tûba’cığıma
Anlayışlı, çalışkan ve hassas kızımın bana bu güzel defterinde ayırdığı sahifeye; güzel bir hayat geçirmesini arzuladığımı, mes’ut ve neş’eli günlerinde bu satırlara bakıp daha da mutlu olması dileklerimle göz ve yanaklarından öper, ona hayatta daima başarılar ve iyi talihler dilerim.
Zaman olur, yaşlarımız ilerler fakat atide yazılan bu satırlar sıcak aile yuvamızın bir sembolü olarak daima iyiliklerle yadedilir.
Seni sevgiyle kucaklarım yavrum. 25. Şubat. 1973 Ankara
Baban
“Hatıra defteri”mde ayırdığım “babam” sayfasına bir şeyler yazması için çok peşinde dolanınca, “İyi, getir defterini yazayım” demiş; yukarıdaki yazıyı yazmıştı. Çok sevinmiş, hemen içeriye koşup okumuş, geri gelip “ ‘Ati’ ne demek?” diye sormuştum. “Geçmiş” demişti. Yazıdaki cümle düşüklüklerini farketmiş, onun gibi çok okuyan bir edebiyat meraklısına yakıştıramamıştım. Çok bilmiş ben…
*****
Bugün babam 80 yaşında. Son geçirdiği kısmi felçten sonra çocuklaştı sanki. Gözündeki hastalık, onu çok sevdiği okumaktan alıkoyuyor. Dün babalar günü hediyesi almak için AVM’ne gittiğimde, ona yine kitap alacakmış gibi kitapçıya girdim. Fakat bu sefer aradığım, kitap okunarak kayıt yapılmış cd’lerdi. Denizbank’ın çıkardığı, içinde pek çok kitabın bulunduğu cd, varmışmış ama şu an ellerinde yokmuş. Üzüldüm ve isteğimi erteledim.
O’na kitap cd’si hediye etmeyi düşünürken, defterime yazdığı “hatıra”ya benim sevindiğim kadar sevineceği anı hayal etmiştim halbuki… Biliyorum ilk anda, “Kitabın yerini tutmaz ya, bir deneyelim bakalım…” diyecekti somurtarak, ben de onun mutsuzluğuna yeniden içlenecektim. Ama deneyip de memnun kalırsa, bundan sonra okumanın yerine koyabileceği bir zevki, uğraşı olacaktı.
Gerçi ille bugün almak şart değildi ya, onu ne zaman olsa alırdım… Zaten babam, babalar ve anneler günlerini hiç sevmez. “İnsan böyle günlerde anne babasının yokluğunu daha çok hissediyor. Olmayanlara yazık değil mi? ” der. Adet olmuş bir kere, gönül almak için bir fırsat işte…
*****
Babamlara vaktinde gitmenin telaşıyla, sabah yazdığım yazıyı yayına vermeden önce okuyamadım bile… Bizi kahvaltıya bekliyorlardı ama babalar günü olduğunu bilmiyorlarmış. Çocuklarla birlikte, elimizde hediyemiz, “Babalar günün kutlu olsuuun!” deyince, çocuk gibi sevindi.
*****
İşte bütün olay bu: Babanın yüzündeki, o bir anlık sevinç ve şaşkınlık ifadesini yaratmak ve yakalamak… Gerisi duygusu verilememiş bir hikaye...