- Kategori
- Kültür - Sanat
Babası-anası ölmüş bebeklerin şarkısı
Yarın “Babalar Günü”. Babası hayatta, yanlarında olanlarla; evlatları, dizinin dibinde olan babalara ne mutlu. Tadını çıkarın. Ben de çıkaracağım umarım. Evladım da yanımda, babam da.
Bugün bu mevzuları düşünürken içimde; içime bir ateş düştü. Önce Mahler’in “<ı>ölmüş çocuklar şarkısıı>” adlı muhteşem ve hayranı olduğum eseri aklıma geldi. Açtım, dinledim; bir meditasyon yapar gibi. Peşi sıra da “<ı>ana-babası ölmüş çocukları>”ı düşündüm. Kendimi onların yerine koydum; irkildim, titredim, tüylerim diken diken oldu.
Ve babasız anasız kalmış bir bebeğin şarkısına serdim yüreğimi. Sere serpe ağladım, sere serpe serildim kaldım gerçek dünyaya.
Hangi birini söyleyeyim ki ben size? Binlerce şarkı var, yüreğimi yakmaya, gözlerimden sel olup taşmaya hazır. Vallahi de binlerce, billahi de binlerce. Her türden de varlar ama çoğunluğu Türk musikisi formunda.
Eminim ki pek çoğunuzun bildiği ve sevdiği, bir muhayyerkürdi şarkı var: Bir kızıl goncaya benzer dudağın. Güftekarı Melek Hiç Hanımefendi, bestekarı ise Amir Ateş Beyefendi.
Önce sözleri okuyalım, sonra şarkı sözlerinin pek bilinmeyen acıklı hikayesini anlatmaya çalışayım, en sonunda şarkıyı dinleyelim arzu ederseniz:
“<ı>Bir kızıl goncaya benzer dudağın
Açılan tek gülüsün sen bu bağın
Kurulur kalplere sevda otağın
Kim bilir hangi gönüldür durağın
Her gören göğsüme taksam seni der
Kimi ateş gibi yaktın beni der
Kimi billur bakışından söz eder
Kim bilir hangi gönüldür durağını>?”
Bir aşk şarkısı, seven bir adamın, dudaklarını kızıl goncaya benzettiği sevdiğine söylediği sözleri diye düşünüyor hemen insan değil mi? Hadise böyle değil dostlar.
Bu muhteşem şarkının dokunaklı sözleri, yukarıda da belirttiğim üzere bir kadın tarafından, Sayın Melek Hiç tarafından ve annesi babası ölmüş bir bebeğe ithafen yazılmıştır.
Bu yazımı kaleme almadan önce, söz yazarı Hanımefendi’ye ulaşmaya çalıştım ama başaramadım. Sözlerin hikayesini bir kere daha kendisinden dinlemek, emin olmak istiyordum. Buradan sesleniyorum. Melek Hanım ya da kendisiyle irtibatta olan bir değerli okurumuz bana ulaşırlarsa çok memnun ve bahtiyar olacağım.
Şimdi, daha üç-beş aylıkken anasız babasız kalmış o bebeği ve tüm bebek ve çocukları; ta yüreklerimizde hissederek “<ı>bir kızıl goncaya benzer dudağını>” adlı muhteşem eseri, aşağıdaki linki tıklayarak, Zara’nın bir TRT kaydından izleyip dinlemek ister misiniz efendim?
Babalar gününüz kutlu olsun. Ve şükretsinler; babası hayatta, yanlarında olan evlatlarla; evlatları, dizinin dibinde olan babalar, şükretsinler. Hem de milyonlarca defa...
( http://www.dailymotion.com/video/x5iu95_zara-bir-kyzyl-goncaya-benzer-duday_music )
İlgili yazılarımdan bazıları:
@ “İyi ki Benim Babamsın”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=145289
@ “Bugün Başka Yazı Yazamazdım”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=12172
@ “Doğumgününde Oğluma Mektup”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=3400
@ “Türküleri Annenin”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=40023