Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
Siyaset
 

Babayasa

Babayasa
 

Önce 23 Mart’ta TÜSİAD, takriben bir ay aradan sonra da TESEV… 

Sivil Toplum Kuruluşları(STK) birbiri ardına anayasa çalışmaları yapıyorlar. Ne kadar güzel bir yardımlaşma, gözleri yaşartıyorlar… 

STK’ları kendi işlerinin yoğunluğu arasında zahmetlere katlanıp hükümetin anayasa çalışmalarına katkıda bulunmuşlar. Haklılar. Baktılar ki hükümetten iş çıkmıyor, “bar bu işe biz el atalım” diye düşünmüş olmalılar. Özverilerini kutlamak lazım… 

09 Nisan tarihli “Perşembenin Geliş” başlıklı yazımda da bahsetmiştim: 

23 Mart 2011’de TÜSİAD’ın eski başkanlarından Cem Boyner, yeni anayasanın tartışmasının gündeme geldiği Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, “insanların özgürlüğünün, onurunun, haklarının ülkenin bölünmesinden daha önemli” olduğunu savunmuştu. TÜSİAD tarafından hazırlanan Anayasa taslağında da, halen yürürlükte olan Anayasa’nın değiştirilemez olan ilk üç maddesini değiştirilebileceği ile ilgili hükümler bulunduğu ifade edilmişti. Yürürlükteki Anayasa’nın dördüncü maddesine göre “ilk üç maddenin değiştirilmesi dahi teklif edilemez” hükmü olmasına rağmen böyle bir çalışma yapılmıştı. Boyner’in bu konuşmasından sonra İshak Alaton kendisini öperek tebrik etmişti… 

21 Nisan’da, bu kez Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) bünyesinde oluşturulan ve aralarında akademisyen, gazeteci, eski siyasilerin bulunduğu 10 kişilik Anayasa Komisyonu, "Türkiye'nin Yeni Anayasası'na Doğru" başlığıyla hazırladıkları raporu açıkladı. 

Komisyon üyesi ve TESEV Başkanı Can Paker, hazırlanan raporla ilgili "Yeni anayasanın devleti korumak yerine sivil toplumu güçlendirmek ve bireyi koruma ilkesini göz önünde bulundurması temel alındı" dedi. 10 kişilik komisyonun 4 ayda hazırladığı ifade edilen anayasa çalışmasında da dikkat çeken konulardan birisi; “cumhuriyet'ten başka değişmez madde olmamalıdır” şeklindeki ifadedir. 

550 milletvekilinden oluşan bir Meclisiniz olacak, mecliste bir Anayasa Komisyonu bulunacak, Hükümet Anayasa değişikliği konusunda bir referandumu henüz 12 Eylül 2010’da yapmış olacak, siz kalkıp ta kafa yorup bütün bunların üzerine anayasa çalışması yapacaksınız. Vallahi bravo… 

Çalışmalarda vurgulanan konular da gayet güzel seçilmiş. Asıl görevi bu işler olan muhteremlerin(meclis üyelerinin) 40 yıl düşünseler yapamayacakları çalışmaları bizim STK’lar 3-5 ayda yapıvermişler. 

Burada TESEV’den biraz bahsedelim o halde. Bunca işlerinin arasında bu çalışmalara nasıl zaman ayırabiliyorlar, anlamaya çalışalım. 

TESEV 1994 yılında vakıf olarak hayata geçmiş olmakla birlikte, kökleri 1961'te Dr. Nejat Eczacıbaşı tarafından kurulan Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti'ne kadar uzanmaktadır. TESEV web sitesinde kendi hedefleri şu şekilde ifade bulmuştur: 

·Türkiye'de değişim sürecinin teşviki ve hızlandırılması 

·Türkiye'de özellikle devlet sektörü dışında ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda yaşadığımız değişimin siyasi hayata yansıması ve bu değişimin toplumsal hayatımız üzerindeki etkilerinin incelenmesi; bununla ilgili engellerin araştırılması 

·Bağımsız düşünce ve alternatif formların teşvik edilmesi 

·Türkiye'de toplumun, demokratik sürecin ayrılmaz bir parçasına dönüşmesine yardımcı olmak ve bu değişim sürecinde sivil toplumun daha aktif bir rol oynamasını sağlamak 

·Türkiye'de açıklık ve saydamlığın geliştirilmesini teşvik etmek 

·Bu konularda kamuoyunun bilinç kazanmasına yardımcı olmak 

·Türkiye'nin AB üyeliğini göz önünde bulundurarak, Kopenhag kriterleri doğrultusunda değişimin gerçekleşmesine yardımcı olmak 

·Türkiye / AB / Batı dünyası ve küresel ortak hareket noktalarını teşvik etmek 

·Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgedeki (Güney Doğu Avrupa, Balkanlar, Karadeniz, Ortadoğu ve Akdeniz, Hazar Bölgesi, Orta Asya ve Kafkaslar) rolünü teşvik etmek. 

TESEV’in ülkemizdeki işlevini, hedeflerine bakarak çıkarmak mümkün. Ancak bu işlevleri tek başına ele almak bizi hata yapmaya götürebilir. O halde sağlıklı bir değerlendirme yapmak için TESEV’i SOROS ile paralel düşünmek durumundayız. 

SOROS kim mi? 

George SOROS dünyada en etkin para piyasacısı ya da piyasa oyuncusu diğer bir deyişle spekülatör olarak tanınır. Tam olarak kim olduğunu anlatmaya bu sayfalar yetmez. 

Ukrayna’daki “Turuncu Devrim”i ve Gürcistan’daki “Gül Devrimi”ni bilenler, SOROS’u iyi bilirler. TESEV her yıl SOROS’tan yaklaşık iki milyon dolar destek alıyor. “SOROS çok zengin, iki milyon dolar ona dokunmaz” diyebilirsiniz. Ama “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diye bir atasözümüz var. İki milyonluk tavuk ne kazlar bekliyor kimbilir… 

Son zamanlarda hükümetlere ve devletlere yapılan operasyonlara hep bir isim veriliyor. En son Tunus’ta gerçekleşen olaylara “Yasemin devrimi" adı verilmişti. 

Türkiye için hangi isim kullanılacak acaba? 

 

 

TESEV’in Anayasa çalışma raporuna ulaşmak için: 

http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/Turkiyenin%20Yeni%20Anayasasina%20Dogru.pdf 

TESEV-SOROS bağlantısı hakkında ayrıntılı bilgi almak için: 

http://www.turkcuturanci.com/turkcu/turkcu'nun-gunceli/soros-tesev-bilgi-universitesi-can-paker-nimet-cubukcu-mustafa-sarigul-)/ 

ve 

http://www.milliyetciforum.com/sorostesevtusiad-turkiye-5101.html 

linklerini tıklayınız, ya da kopyalayarak araç çubuğunda adres satırına yapıştırınız. 

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..