Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '07

 
Kategori
Sinema
 

BABİL... Anlaşılmak istiyorsan dinle!

BABİL... Anlaşılmak istiyorsan dinle!
 

Dumanım üstümde; BABİL filminden çıkmışım. Aklımda filmden kalan metaforlar, anlar, hüzünlü müziği, edindiğim anlam...

Filmde sağır ve dilsiz bir kızın insanların yüzlerine bakmadığı, dokunmadığı soğuk ve büyük bir metropolde ki çırılçıplak savruluşunu mu istersiniz yoksa kuş uçmaz kervan geçmez Fas çöllerine düşüp iki kardeşin hayatı rüzgara karşı bir duruştan ibaret sanırken yaşadıkları trajediyi mi ..?Belki iki çiftin birbirlerinin yanıbaşında ama birbirlerine karşı ördükleri duvarların, ulaşılmaz dağlar arasında nasıl çözüldüğünü yerle bir olduğuna şahitlik edersiniz.

Her sorunun bir de çözüm taşıdığını farkedebilmek için neredeyse eşini kaybetmenin eşiğine gelen bir adam Brad Pıtt )ve bir kadın (Cate Balanchett)....

Her hikaye kendi başına bir film olmaya yetebilecek derinlikteyken, birbirinin içine ustalıkla serpiştirilmiş olayların akışında bulurken kendinizi; aklınız hep diğerinde kalıyor.Heyecanla karakterlerin o çaresiz anlarında yaşadıkları bunalımı nasıl atlatacaklarını, çıkış yolunu nasıl bulacaklarını düşünüyorsunuz.

Ayrı kıtalarda yaşanan tüm bu hikayelerin tek bir silah sesiyle birbirlerine ustaca bağlanışına hayran olup, önemsenmeyen üstünde durulmayan ''küçük'' iletişim kazalarının hayatı nasıl da tarumar ettiğini görüyorsunuz. Bir de yıkılmadan yeni bir şeyin inşa edilemediğini...

Kültürlerarası uçurum, ABD'nin terörün yarattığı paranoyak korku iklimini sınır tanımaksızın her yere bulaştırması, yabancılaşma gibi yer yer politik temaların içinde gezinirken bence filmde en vurucu olan Japonya gibi bir ülkenin bağrında kocaman yalnızlıklar büyüten sağır dilsiz kızın hikayesiydi.Dünyayı kendi iç sesinin yalnızlığından algılamaya çalışıp daha da içine çekilen kızın çığlığı tokat gibiydi.

Hele dilsiz ve sağırlığı karşısında gökdelenin içinde balkona çıkıp hayatı vücudunu teşhir ederek çırılçıplak bir yalnızlıkla protesto edişi vardı ki ne yalan söylemeli aklıma çakılan sahnelerindendi. Zira o duruş, metropol yalnızlarına bir selamdı sanki.

Siz hangi hikayeyi seçer, kendinize ne pay biçersiniz? Bunu görmek için Alejandro Gonzalez İnarritu'ya Cannes Film Festivali'nde hakedilmiş bir En İyi Yönetmen ödülü kazandıran -çocuklarına adadığı- BABEL'ini görmelisiniz.

Filmden çıkarken siz de diyecek misiniz acaba ''Anlaşılmak istiyorsan dinle!''

 
Toplam blog
: 80
: 1644
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

..