Baca yaptım

Ellerim sertleşti , nasır bağladı, köy de çalışıyorum.

Şirince de gördüğüm bacalardan birini, çamurdan yaptığım köy fırınının üstüne uyguladım. Karşısını geçip bakıp duruyorum . Dünyanın en muazzam sanat eseri o. Meğer baca yapmak ne zormuş. Bir türlü kiremitleri istediğin şekilde tutturamıyorsun. Ya eğriliyor, ya kayıyor, koca bir gün üç kiremitle uğraşıyorum. Sonra Rex in kulubesini boyadım. Üzerine ismini yazdım.Fırının önü çamur oluyordu, kaba beton döktüm. Kuyunun suyu kesildi . Üç metre daha indik, gene su yok .Daha yapacak yüzlerce iş var. Ağaçlar dikilecek. Gübrelenecek. Sebze bahçesi bellenecek. Bölümlere ayrılacak. Evin temeli atılacak. Evet… evet… bir sürü iş var daha çok yaşamalıyım.

Gece saatın 02.30 u. İki koca çam ağacına kurduğum hamakta yıldızları seyrediyorum. Elimi uzatsam tutarım ben bunları. Üşüyorum. Büyü bozulmasın diye kalkıp bir şey giymeyi de istemiyorum. Tek bir ağustos böceğinin cılız sesi duyuluyor. Yangından sonra hepsi susmuştu aradan yirmi gün geçti, ilk defa bir böcek sesi duyuluyor. Doğa yavaş yavaş kendini topluyor.

Doğanın içindeki insan düğün yapıyor. Müzik eşliğinde dans ediyorlar.Bu düğünlerin müzikleri hep aynı oluyor. Oyunları da aynı. Herkesin yüzünde salak bir gülümseme . Herkesin üstünde daha önce hiç giyilmemiş kıyafetler. Herkes ilk defa kendileri evleniyormuş gibi bir kutlamanın içinde. Hiç tat alamıyorum. Bir an önce gidip toprağımı çapalamak istiyorum . Bir an önce ….

Akşam tavukların kümesini kapatırken üç tanesi yoktu….. yarın onları aramalıyım… Şimdi üzümler oldu ya yemeğe gitmişlerdir , sonrada yolu bulamamışlardır …umarım….

Uzaklardan inleyen hızar sesleri geliyor kaç gündür. Ormanı kesiyorlar …… Yanmış ormanı kesiyorlar….Ağaçları kesip, kabuklarını soyup, kamyonlara yükleyip götürüyorlar. Bizimkiler Karayel orman sahası Müdürlüğü hudutları içine giriyormuş. Hepsini kesiyorlar….Orman orijini bozulması diye tek tük yanmayan varsa da onlarda kesiliyor.

Her yere yağmur yağdı İzmir e yağmadı. Yağmur yağarsa kuyular suyla dolacak. Suyu çok seviyorum ve su istiyorum.

Yaka köyün insanları orman köylüsü …. Ağaç gibi yaşıyorlar….Sessiz ve ihtirassız. Günde bir saat su veriliyor köye…Yetiyor onlara….teşekkürler devletim….

Rüzgar köylülerle birlikte benim de yüzümü kavuruyor. Kara benizliyiz hepimiz. Yangın oldu iyice kara olduk . Dokunduğumuz her yerde kara var , kapkara……

Benim beynim boşaldı…..Benim şekerim düştü…..benim artık hiçbir yerim ağrımıyor. Ben sadece yoruluyorum. Çok yoruluyorum ve sızıyorum. Akşam erkenden yatıp uyuyorum .Her yerim uyuyor. şehre uzaktan bakıyorum . Uzaktan seviyorum. Uzaktan onların düğünlerini izliyorum. Biliyorum , bir gün hepsi toprağa gelecek. Onun sıcak kucağına…..