Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '08

 
Kategori
Kültürler
 

Bacası söndürülen köy dolmuşu

Bacası söndürülen köy dolmuşu
 

Damardan bir parça ile başlar köy dolmuşlarının öyküsü kıvrılan tozlu yollarda. Yazılmamış şiir gibidir bu ötedeki yolculuk. Farkındalık arayanların farkına varamadığı bir yolculuktur, köy dolmuşlarında, köy minibüslerinde yolculuk.

Aynı konuda köy minibüslerinin iki haberi düştü gazete sayfalarına. Önce haberi “ Ancak Türklerde görülür” formatı ile eğlencelik olarak verdiler. Anadolu’nun soğuk bir köyünde şehre giden minibüsün içine kliması olmadığı için soba kurmuştular. İnsanlar okudu güldü geçti “Türk aklı” diyerek... Birkaç gün geçmişti ki, ulusal gazetede çıkmanın henüz heyecanını yaşıyordu ki bu dumanlı Minibüsün sahibi şoför âli devletimizin yetkilileri olaya hemen el koydular. Haberin iki gün sonrasında iyi bir ceza ile köyden şehre kahır taşıyan aracın trafikten men edilmesi düştü gazete sayfalarının soğukluğuna.

Bu haberleri okuyunca içimden bir kütle koptu. Boşluğa doğru yuvarlandı. Yamaçtan yuvarlanarak büyüyen bir çığ oldu. Belki sahipsiz bir çığlık içimde kendini aradı. Güldüren bu haber benim için hüzünlü bir vefasızlık damlasına dönüştü gözlerimde.

Sorduklarında memleket nere diye “aslen diye” başlarız cümleye. Aslımızdır köyler, aslımızdır köylülük. Oradadır geçmişimiz, çocukluğumuz, bilyemiz, çeliğimiz, çomağımız. Orada fidelemişizdir umudumuzu. Orada yaşamışızdır ilk aşkımızı. Köyümüzün çamuru, hayatımızın hamuru olmuştur.

Köyü olmayanlar, oradan kopup kaybolmuşlar için ne köyler, ne köylüler ne de köy dolmuşları bir anlam ifade eder.

Köy dolmuşları bilenler için köyün nazlı kızıdır. Köy çeşmesinde şehre gidecek günün öncesinde güzelce bir yıkanır. Eski elbise parçaları ile kurutulur. Şehrin “haftasında” (şehirlerin alışveriş günü) köy meydanına çekilir erkenden. Kendisine saygı duyulan müstesna bir varlıktır.

Hep zannedilir ki köy dolmuşları şehirlere yoğurt, süt, peynir taşır. Hep zannedilir ki koyun keçi ile beraber yolculuk olur. Sepette yumurtalar vardır. Bagajlarda şehir pazarına gidecek meyve sebzeler vardır. Bunlar olamasa köy dolmuşlarının anlamı yoktur belki.

Yeniler kıymetini bilmese de eskiler için bu alyazmalı bir kurtuluş mucizesidir. Ne zaman bir köy dolmuşu muhabbeti açılsa köy odalarında, eskiler şehre nasıl yaya gittiklerini, at üstünde yaşadıkları maceraları anlatırlar. Sonra traktörler girmiştir devreye. Ne büyük nimettir traktörler köy ulaşımında. Bunu ancak eskiler bilir. Hele dolmuşlar çağın en güzel ulaşım aracıdır. Uçaktan gemiden, hızlı trenden daha iyidir. Kışın kardan yağmurdan, yazın güneşten tozdan korumuştur insanı. Bu yüzden eskiler için bulunmaz bir nimettir. Sözün sonunu şükürle bağlarlar her zaman olduğu gibi. Yoklukta bulmuşlardır varlığı. O sebepledir ki nimetin zekâtı olarak görüler şükrü.

İhtiyarlar için köy dolmuşu, sızıya merhem acıya ilaçtır, derde deva, hastalığa şifadır. Acılı gecenin sabahında doktora götüren bir Hızır’dır. Altmış beş yaş parasını üç ayda bir almak için tevekkül gemisidir.

Bilinmelidir ki gençler için ise köy dolmuşları bir başka anlam ifade eder. Köy dolmuşu demek şehre açılan penceredir. Pencerenin ötesinde tozpembe rüyalar vardır. Hayaller vardır dillendirilmeyen. Çıkına sarılmış umutlar vardır.

Bir gün öncesinden silinir üzerinde çamuru kurumuş iskarpinler. Ne kadar silinse de anlaşılır köy yolundan geldiği. Döşeğin altında ütüsü tutturulmaya çalışılır gece boyu pantolonların. Sabah oldu mu ıslatılır saçlar, topuğuna basılır iskarpinin. Ve değişmez aksesuarıdır köy delikanlılarının tespihler. Köyde ve dolmuşta tespihleri ile her şeyidirler köyün. Yürüyüşleri oturuşları ile dayısıdırlar, sahibidirler buraların. Ne zamanki köy dolmuşundan inip şehir kaldırımına değse iskarpin topukları yabancılaşırlar bir anda. Tespihleri yavaşlar parmaklarının arasında. Ve susar dili gibi tespih kayar yavaşça delikanlının cebine.

Kadınlar içinse daha başka anlamlar ifade eder köy dolmuşları. Bazen doğum için karda kışta hastaneye yoluna düşmüş ambulanstır. Bazen asker mektubudur oğuldan. Bazen şehirdeki kızana kavuşmaktır bir günlüğüne. Bazen bazendir işte.

Genç kızlar için köy dolmuşu uzaktan sevilen bir yar gibidir. Çok az giderler şehre. Köy kızlarının hayatlarında birkaç günlükte olsa köy dolmuşu saltanatı olur. Nişan, düğün alışverişinde yolcuların en kıymetlisidir. Sonra dolmuş yolu gözleyen nemli göz olurlar.

Şehirden dönüşte hani yazı yolundan görün mü, salına salına yöneldi mi nazlı gelin gibi köy yoluna, köy çocuklarının bayramı olur. Bayatlamış bir simit, sıcaktan erimiş çikolata, kırılmış bir bisküvi ve umuttan yapılmış kocaman bir oyuncaktır köy dolmuşu.

Keşke ülkeyi terk etmeyi düşünen piyaniste gösterilen vefanın bir kısmı da kültür bakanlığı tarafından sobalı dolmuşa gösterilse. Kültür bakanlığı o köye klimalı bir dolmuş gönderse piyanistimizin konser hasılatının bir kısmı ile. Alsalar o sobalı köy dolmuşunu koysalar şehir meydanın ortasına gelen geçen köyünü, köy dolmuşunu hatırlasa.
 
Toplam blog
: 65
: 3295
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Çeşitli dergi ve gazetelerde, gezi, deneme, öykü, şiir yazan bir yazar. ..