Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Bafa, sevgilisi Ege'ye kavuşabilecek mi ?

Bafa, sevgilisi Ege'ye kavuşabilecek mi ?
 

 

Sevgilisi Ege’den ayrılalı yaklaşık  2500 yıl oluyor…

Coğrafi tanımla bir zamanlar Ege’nin denizkulağı olan Bafa, Antik çağda “Latmos Körfezi” olarak çok önemli bir körfez durumundaymış…

Büyük Menderes, Afyon Dinar’dan başladığı yolculuğuna çok sayıda pınarları, dereleri, Banaz Çayını da içine alarak, Sarayköy, Nazilli, Aydın, Söke Ovalarını da sulayarak, Didim Balat Ovasından sonra Ege Denizi'yle kucaklaşıyor… Büyük Menderes, gelin gibi  nazlı nazlı ve kıvrıla kıvrıla akarken, 165 Belediye’nin sınırlarından da geçiyor… Nehir, evsel atıklarla, sanayi atıklarıyla, kimyasal atıklarla kirlenmiş olarak bölgemize geliyor… Asıl üzerinde durulması gereken en önemli çevre sorunu da budur…

Tarihsel süreç içinde taşıdığı Alüvyonlarla Söke Ovasını dolduran Büyük Menderes, Bafa ile Ege’nin de bağlantısını kesmiş oluyor… Bir zamanlar, deniz kenarında olan Milet, Priene, Hereklia gibi antik kentler şimdi Ege Denizinden kilometrelerce uzaktalar…30 Kilometreyi bulan bir uzaklık oluştuğunu, Milet’in de Ege’den 10 kilometre uzakta kaldığını burada belirtelim… Menderes Deltası tarihsel süreçte çok önemli antik kentlere yaşam vermiştir… Bu kentler;  Didim, Hereklia, Milet, Priene, Magnezya’dır…

Durup dururken bunları niye yazıyorum… Didimli'nin sesi Özgürses Gazetesi'ndeki bir habere göre:

“Aydın Valiliği, Aydın Kültür Turizm İl Müdürlüğü, Didim Kültür Mirası Koruma Derneği ve Didim Turizm Altyapı Hizmet Birliği işbirliğinde Didim sınırları içerisinde yer alan Milet Antik kentini ve Bafa Gölünü Ege denizine bağlayan kanalların turizme açılmasını öngören ‘Latmos Körfezi Canlanıyor’ isimli proje hayata geçirilecek”…

Daha düşünce aşamasında olduğu, bu konuda fikir alışverişlerinin yapıldığı anlaşılan proje taslağı şimdiden bir heyecan yaratmışa benziyor…

İki aşama olması düşünülen proje taslağına göre:

İlk olarak, Milet’i Ege ile kucaklaştıracak kanalın açılması düşünülüyormuş… Bu kanal zaten 1980’li yıllara kadar da kullanılıyormuş… Bu kanal, 2,5 metre derinliğinde, 20 metre genişliğindeymiş…

Didim’den gelen gezi tekneleri, Milet’in önünde demirleyebileceklermiş…

İkinci aşama da: Yazımın başında belirttiğim gibi 2500 yıldır birbirinden ayrı kalmış iki sevgiliyi kavuşturmayı amaçlıyor… Bafa ile Ege birbirine bir kanalla bağlanacak  ve bu kanallar sayesinde de turistler antik kentleri gezme olanağına kavuşacaklarmış…

 

***

Şimdi gelelim konuyu tartışmaya… Proje taslağına daha doğrusu düşüncesine karşı bir önyargıyla yaklaşmak istemiyorum… Düşünce olarak önemli buluyorum… Didim için geliştirilecek her türlü projenin önemli olduğunu düşünüyorum…Projeyi şu şekilde değerlendirebiliriz: 

Her proje:

Uygulanabilirlik, yararlılık, maliyet ve çevre açısından değerlendirilmelidir…

Latmos Körfezi projesi uygulanabilir… Günümüzde bunu yapabilecek güçlü teknoloji ve araç gereçler vardır… Avrupa’nın ulaşım yapılan nehir kanallarını düşündüğümüz zaman, çoğu nehir ve deniz kanalları yüz yıl öncesinin teknolojileriyle yapılabildiğine göre; bu proje de bugünün teknolojisiyle rahatlıkla yapılabilir… Bildiğim gördüğüm, gezdiğim için söylüyorum… Hamburg Elbe Tüneli ve Bremen’i Kuzey Denizine kavuşturan Weser Nehri kanalları örnekleri bu açıdan çok önemli örneklerdir… Denizden 65–70 kilometre uzaklıktaki Bremen şehri yüzyıllar önce insan emeğiyle açılan kanallar sayesinde önemli bir liman kenti olmuştur…(Bu kanalların açılabilmesi biraz da yağış rejimlerinin uyumuna, düzenine bağlıdır.)

Gelelim Latmos Körfezinin yaşama geçirilmesinin ne gibi yararları olacağı konusuna… Yaptığınız iş netice itibariyle bir işe yaraması, bir getirisi olması gerekir… Projeyi yaparsınız, bitirirsiniz ama bir işe yaramazsa, işte kıyamet o zaman kopar… Hadi diyelim projenin birinci ayağı olan ve yeri de hazır gibi duran 10 kilometrelik Milet’i Ege ile buluşturan kanalı açtınız...  Bu kanal sayesinde Didim’den, Kuşadası’ndan ve çok daha değişik yerlerden gezi tekneleri Milet’in önüne demirlediler. Turistler buradan da değişik araçlarla diğer antik kentleri gezme olanağına kavuştular… Düşüncesi güzel ama her yıl getirdiği alüvyonlarla, kirli atıklarla Ege Denizini dolduran Büyük Menderes nehri nasıl dizginlenecek… Öncelikle Büyük Menderes’in taşıdığı kirlilikten, çevre sorunu yaratan yapısından kurtulmamız gerekiyor… Bunu yapmadığınız zaman projeniz bir işe yaramaz…

Bu işin elbette çok önemli bir maliyeti vardır… Yaptığınız maliyet, önemli bir getiriye dönüşecek mi, yapılan iş yeni çevre sorunları yaratacak mı, mevcut dengeleri bozacak mı, bu yapılacak proje doğal yaşamı nasıl etkileyecek, bu bölgede tarımla uğraşan önemli bir kitleyi hangi yönde etkileyecek bunların çok iyi düşünülmesi gerekir…

***

Projenin düşünce aşamasından sonra akademik bir değerlendirmenin içine girmesiyle çok daha farklı durumların ortaya çıkabileceğini bilmemiz gerekir… Karşımıza tarihi mekânlar, sit alanları, doğal yaşam, doğal denge, çevre sorunları, coğrafi faktörler, tarım alanlarının etkilenmesi gibi sorunlar bizi bekliyor olabilir…

Projenin doğal yaşamı olumsuz yönde etkileme olasılığı da bir değerlendirmenin içinde olmalıdır… Bir tarafta kirlenmiş Büyük Menderes, bir tarafta Ege’nin tuzlu suyu, bir tarafta da ileriki aşamada Bafa’nın acı suyuyla kucaklaşan Söke Ovası’nın durumunu düşünmemiz gerekiyor…Ayrıca bölgenin yağış rejimi de dikkate alınmalıdır...Büyük Menderes yazın bir başkadır, kışın bir başkadır...

Özet olarak proje düşünce olarak güzel, en azından bunun düşünülmesi tartışılması bile Didim adına çok güzel bir durumdur…

Uygulanabilirlik ve yararlılık, maliyet açısından sıkıntıların olduğunu, olacağını düşünüyorum… Buna en iyi kararı da oluşacak – oluşturulacak- akademik kurul karar verecektir…

Heyecanlanmak, Didim adına yeni bir şeyler üretmenin, kafa yormanın, yeni projeler geliştirmenin önemini bilen ve bunları yazılarına taşıyan bir Didimli olarak bu konuda görüşlerimi sizlerle paylaştım…Düşünmeye, kafa yormaya, yeni projeler geliştirmeye devam diyorum… 

Erdoğan Şahin, Didim

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..